TOPÇU BABA

Yurdumuz haritasinin kuzey batisinda Kirklareli. Kirklareli'yin kuzeyinde, en tepesinde Kofçaz. Kofçaz'in kuzeyinde Topçular.
Topçular'da bir yatir Topçu Baba.
Yurdumuzun kuzeyini kaplayan Karadeniz dogal bitki örtüsünün en basta gelen özelligi ormandir.
Artvin'din Kirklareli'ye kadar uzanir ormanlar. Kirklareli'de biraz biçim degistirir. Burdan ötesi artik Balkanlar'dir.
Ormandir, ormanliktir Kofçaz. Çogunlugu da mesedir.
Iste bu mese ormanlarinin yogun oldugu yerdedir Topçular köyü.
Topçular köyünde çok eski bir gelenek yasanir, yasatilir. "Topçu Baba Kurbani". Yüz yillara dayanan bir gelenektir bu. Tarihsel Kirkpinar Yagli Güresleri nasil ki 650'yin üstüne çiktiysa...
Topçu Baba kurbani da, bir kere ben bildim bileli var da... Ondan öncesinin "Kurban" etkinligi olarak nerelere dayandigini bilemem ama çok eskilere gittigini biliyorum.
"Topçu Baba" kurbani, adindan da anlasilacagi üzere, "Topçu Baba" adinda bir ulu kisi adinadir.
Peki, Topçu Baba kimdir? Neden adina kurban etkinligi yapilir?
14. yüzyilin sonlari ile 15. yüzyilin baslarinda yasadigi varsayilan bir ermis, bir "Topçu Subayi". Asil adinin Seyh Mahmut oldugu da rivayet olunur. Halkin benimsedigi söylenceye göre
Osmanli'yin bitip tükenmek bilmeyen savaslarindan birinde bir grup askeriyle buralarda, simdiki Topçular köyünün bulundugu yerde karargâh kurmustur. Burada büyük kahramanliklar göstermistir. Burada susuzluk çekildiginde keramet göstererek topuk darbesiyle yerden su çikarmistir, yumduk darbesiyle de bir tasi su tasi durumuna getirdigi...
Kisiler ve toplumlar, kutsadiklari kisileri böylesi akil ve mantik disi kerametlerle taçlandirir. Topçu Baba bir an dirilebilse, bir an dile gelse, o gür Kizilbas biyigini söyle bir burar, ellerinin isaret ve basparmaklarinin bitisim yeriyle sivazlar, düzeltir, yepeltir... Hafif bir alayla, çokçasi da uyari dolu bakislarla kas altindan bakar bakar da... Belki susar. Belki o gür sesiyle uyarir "Topuk darbesiyle su bulunur mu? Yumruk darbesiyle tastan su tasi yapilir mi?" diye ama...
Rivayetler toplumlarin kaçinilmaz gerekliliklerindendir. Biz, isin rivayet bölümünü geçistirip, bu ellerde Topçu Baba efsanesini yaratan ve yasatan bir seylerin olustugunu bilelim yeter.
Bir zamanlar kulagima çalinan bir anlatiya göre de, askerleri aç ve susuz kaldiginda buradaki köye iner, akmak ve su ister.
Istedigini bulamaz, alamaz köylüden. Bunun üzerine üzülür ve "Otuz dokuz olun da kirk olmayin!" der.
Olur mu olmaz mi bilemem. Köyde büyük bir felâket yasanmis. Bu felâket üzerine köylü, pir-i fani kilikli adamin sözlerini animsar. Ona ekmek ve su vermediklerine yanarlar. Hatalarini geri almak, hayra dönüstürmek için ararlar ama bulamazlar.
Topçular köyü, tarihinde hiçbir zaman otuz dokuz haneyin üstüne çikamadi. Tam otuz alti, otuz yedi filan derken... Tam kirka yaklasirken, yanasirken... Beklenmedik bir elem erisir bir yerlerden.
60'li yillarda tarlada çalismakta olan bir hane halkini yildirim çarpmisti. 70'li yillarda da animsanmasi bile tüyler ürperten bir kamyon kazasi yasanmisti. O kazada Topçular'dan, Tatlipinar'dan ve Beyci'den çok sayida insan telef olmustu. Görünmez kaza denilen beklenmez felâket, nice canlar aldi, nice haneleri yok etti.
Kisisel olarak, öncelikle bir beddua üzerine böylesi felâketlerin yasanmayacagi bilincini tasiyorum. Felâket ve afet denilen olgu insan ve toplum yasaminin kaçinilmaz gerçeklerindendir. Bu birincisi.
Ikinci de... O ki ulu kisidir, kutsal bir kimligi vardir... Öylesi bir insanin, insan ve toplum için olumsuzluk dileyecegi düsüncesine hiç mi hiç katilamam. Insan ve toplumun mutsuzlugunu istemek için bir insanin ancak ve ancak sömürgen bir devletin devlet baskani olmasi gerekir, 20. yüzyilda ve 21. yüzyilin baslarinda oldugu gibi.
Bir ermise, bir dervise, kerametler gösterecek denli bir ulu kisiye yakismayacak bir söylencedir geri yani.
Bir baska söylenceye göre, Topçu Baba'yin ayni zamanda "Horasan Erenleri"nden oldugu da söylenir. Horasan Erenleri'nin islevi, Anadolu ve Rumeli insanini Türklük adina bilgilendirmek ve toplumsal dinamizm adina bilinçlendirmektir. Topçu babayin da böyle bir rolü oldugu varsayilir bir bakima.
Iste bu insan adina...
Topçular köyünde mükemmel bir gelenek sürdürülür yillarin yili, bizim kusagin çok öncelerinde baslayan bir gelenektir bu "Kurban" gelenegi. Yilda bir gün, o da yaz basina denk gelecek biçimde...
1998 yilinda bu gelenek daha bir bilinç altina alindi. "Topçu Baba Kültür Dernegi" kuruldu. Tam açilimi bu olmayabilir ama islevi budur. Topçu Baba gelenegini yasatmak ve sürdürmek.
Nedir Topçu Baba gelenegi?
En öz biçimiyle ve söylemiyle, yardimlasmaktir, paylasmaktir.
1998'e gelinceye kadar yalnizca kurban, yemek içmek olarak gerçeklestirilen etkinlik, dernegin kurulmasindan sonra kültürel etkinlik biçimine dönüsmüstür. Her yil haziran ayinin ortalarinda, okullarin kapanis haftasinda Topçu Baba günü düzenlenir ve kültürel etkinlik gerçeklestirilir.
Bu yil 10 haziran günü yapilacak olan "Topçu Baba" etkinliklerine 2004 yilinda Aliekber Çiçek ve Hasan Kaplani katilmislar, katki sunmuslardi.
Aliekber Çiçek bugün aramizda yok. sonsuzluga göçtü. Yeri isikli olacaktir. Çünkü yasadigi sürece kendisi isiklar saçmistir.
Bu yil 10 haziran cumartesi günü düzenlenecek etkinlik yine kültürel güzelliklere sahne olacaktir.
Simdiden duyulmasinda yarar görüyorum.
Önümüzdeki günlerde Topçu Baba günü hakkindaki gelismeleri ve duyduklarimi sizlere aktarmaya ve bilgilendirmeye gayret edecegim.
Günümüzde, sehrimizde yasanan Kakava etkinlikleri bu denli güzel gidiyorsa eger, toplumun bilinçlenmekte oldugu göstermektedir.
Topçu Baba etkinligi de hiç kuskusuz böyle büyük bir bilinci belgeleyecek, simgeleyecektir.
Saglikla...

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol