"Vize, 'cittaslow'u kaybedebilir"

Kırklareli İl Genel Meclis üyesi Aydın Karakoç, İl Genel Meclisi'nin Çevre ve Sağlık ile İçişleri ve Çeşitli İşler Komisyonu'nun ortaklaşa Pınarhisar ve Vize'deki taş ocakları konusunda yaptığı araştırmanın raporunu İl Genel Meclisi'ne sundu. Raporda 1994 yılından günümüze 104 adet başvurunun yapıldığı bunlardan yalnızca 2'si için 'ÇED Gereklidir' kararının çıktığını tespit ettiklerini söyledi. Taş ocaklarının olduğu birçok bölgede halkla birebir yaptıkları görüşmelere de yer veren Karakoç, bazı evlerin patlatmalar nedeniyle duvarlarında çatlaklar bulunduğunu, pek çok tarlanın toz nedeniyle ekilemediğini ve su kaynaklarında azalmalar yaşandığını kaydetti. Raporda, artış trendindeki ocaklar nedeniyle Vize'nin henüz elde ettiği "cittaslow" (sakin şehir) ünvanını ileride kaybedebileceği vurgulandı. 

Kırklareli İl Genel Meclisi Haziran Ayı 4'ncü Birleşimi yapıldı. İl Özel İdare Binası Toplantı Salonu'ndaki birleşim yoklamanın ardından bir önceki toplantıya ait tutanak özetinin okunarak oylanması ile başladı.
Meclis Başkanı Behçet Şen'in bir süre yerini Nedim Orcan'a bıraktığı birleşimde gündemin 4'üncü maddesinde Pınarhisar ve Vize'de bulunan faaliyeti devam eden ve sona eren taş ocakları hakkında araştırma yapılması konusunda Çevre ve Sağlık Komisyonu ile İçişleri ve Çeşitli İşler Komisyonu'nun ortak hazırladığı rapor ele alındı. Raporu Çevre ve Sağlık Komisyonu Başkanı Aydın Karakoç okudu.
Karakoç, raporu okumadan önce komisyonlar olarak bölgede yaptıkları inceleme ve aldıkları görüntülerden oluşan bir sinevizyon sunumu yaptı. Sinevizyonda bölgedeki taş ocaklarının havadan çekişmiş fotoğrafları ile çevre ve binalara üzerindeki etkilerini gösteren fotoğraflar gösterildi.
Ardından rapordan bölümler okuyan Karakoç, kamu kurum ve elemanları ile yapılan görüşmeler sonucunda Kırklareli'de kum-çakıl ocağı, mermer ocağı, taş ocağı kuvars, mermer ocağı, malzeme ocakları, stabilize malzeme ocakları, kuvars maden ocağı, feldspat ocağı, talk ocağı, kömür eleme paketleme, kuvars madeni eleme yıkama paketleme, kireç taşı ocağı, kuvarsit maden ocağı, kalker stoklama, kil ocağı, kömür ocağı, çimento kili ocağı, dola mit ve benzeri faaliyet alanlarında 1994 yılından günümüze 104 adet baş vurunun yapıldığını, bunların yapılan değerlendirmesinde Vize'de 27, Pınarhisar'da 24, Merkez'de 43, Demirköy 4, Kofçaz 1, Babaeski 2 ve Lüleburgaz'da 3 adet bulunduğunu belirtti. Bunlardan 2 tanesine "ÇED Gereklidir", geri kalanların tamamına "ÇED Gerekli Değildir" kararı verildiğini tespit ettiklerini açıklayan Karakoç, raporun Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın ilgili birimlerine iletilmesinin yerinde olacağını aktardı. Karakoç'un okuduğu rapordan öne çıkanlar şöyle;
Tüm ocaklar 26 bin dönüm alanı kaplıyor bunun yüzde 95'i ormanlık alanlar
Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü tarafından 1999 ile 2013 arası Kırklareli'de genelinde 71 adet GSM maden ruhsatı verildi. Yapılan tespitlerde 104 adet madencilik faaliyetinde genellikle "ÇED Gerekli Değildir" belgesinin 23 hektar ile 24,5 hektar arasında alanlar için verildiği belirlendi. Bunların her birinin ayrı ayrı parseller için verildiği anlaşıldı.
ÇED Gerekli Değildir ve Gereklidir belgelerine dayanılarak, arama ruhsatlarının 104 adet olması ve her birinin 25 hektar üzerinden hesaplanması durumunda yaklaşık 2600 hektar olduğu görüldü. Bunların toplamının il bütününde 26 bin dönüm olduğu yüzde 95'lik bölümünün orman arazilerinin üzerinde olduğu, ağırlığın Vize, Pınarhisar, Kırklareli merkez ilçede bulunduğu ve arama ruhsatlarının hızla artarak devam ettiğini komisyonlarca tespit edildi.
Köylü sağlığından endişeli
Komisyonlar Vize ve Pınarhisar ilçesinde 1'i rüzgarlı diğeri rüzgarsız günde Evrenli, Poyralı köylüleri ile 2 ilçedeki tüm ocakları ayrı ayrı gezerek yerinde incelemelerde bulundu. Hava ve yer fotoğrafları çekti. Köylerde yapılan görüşmelerde 1000 dönüm civarında bir arazinin toz nedeniyle ekilemediğini, biçerdövercilerin tozdan dolayı arazilerini biçmediklerini, bazı ailelerin ocakta yapılan dinamit patlamalarından dolayı evlerinin çatlaklar oluştuğunu, sürekli tamir ettiklerini, bazıları duvarlar çökmesin diye beton dayanaklar yaptıklarını anlattıkları belirtildi. Rapora göre komisyonlar tek tek evlere giderek bu zararları yerinde tespit ederek fotoğrafladı. Birçok aile yapılan patlamaların şiddetinden ve sesinden deprem korkusu yaşadıklarını, çocuklarının sürekli korkuyla uyandıklarını, çocukların da korkuya dayalı psikolojik sorunlar yaşadıklarını dile getirdiler. Ocak ve çevresinde bulunan tüm meralarda hayvanların ot yiyemediği, otların biçilemediği, ekinlerde ve ay çiçeklerinde çok büyük ürün kaybı yaşandığı, tarlalarda tozdan çalışılamadığı ve girilemediği, her gün 18 ile 20 arasında mesai bitiminden sonra patlatma yapıldığı, patlama esnasında evlerinin üzerine taşlar düştüğü, bazı yurttaşlarda küçük ve büyükbaş hayvanlarının üzerine taş düştüğünü, şirketin açtığı bir kuyuda küçükbaş hayvanının düşerek öldüğünü beyan edildi.
Patlatmalar nedeniyle su kaynaklarının tehlike altında olduğu belirtilen raporda ayrıca, araçların yoğun geçişi nedeniyle köylerinde riskli durumda olduğu, günde 200-300 adedi bulan 40-50 ton ağırlığındaki kamyon geçişinin hayati tehlikeye de neden olduğu kaydedildi.
Vize Cittaslow'u
kaybedebilir
Komisyonun tespit ve önerileri oldukça kaygı verici. Komisyona göre, ocak sayılarının son yıllarda hızlı bir artış trendine girdiği ve bölgeye çok hızlı bir talebin olduğu, bu artış hızının sürmesi durumunda turizm bölgesine geçiş alanı olan bu bölgenin ciddi bir zarar göreceği belirlendi. Yine uluslararası cittaslow (sakin yaşam şehri) belgesi alan Vize'nin bu belgeyi kaybetme riski ile karşı karşıya kalabileceği belirlendi.
Çakıllı, Evrenli, Vize, Karpuzkaldıran, Poyralı, Soğucak, Pınarhisar ve Kaynarca da bulunan su kaynaklarının ileriki yıllarda bu alanlardan malzeme alınması ile ciddi zararlar görebileceği, bu nedenlerden dolayı, yeni ocak açılması ile ilgili izinlerin bölge için durdurulması gerektiği vurgulandı. Ayrıca tüm izinlerde mutlaka ÇED Belgesi istenmesinin zorunlu hale getirilmesi istendi.
Bölgeden sağlanan kalker malzemesinin yağışlarda eridiği yol yapımında dolgu malzemesi olarak kullanılan bu malzeme nedeniyle yollarda çökmeler yaşanabileceği açıklandı. Ağır tonajlı kamyonların yollarda çökmelere ve ekonomik kayıplara neden olacağı ve olduğu aktarıldı.
Ocakların bölge için tehdit oluşturduğu, bölgedeki bazı bitki türlerinin bu ocaklar nedeniyle yok olduğu belirtilen raporda, madencilik faaliyetleri nedeniyle ekosistem ve ormanların bozulduğu, bölge planları ile bu madencilik faaliyetlerinin çeliştiği ifade edildi.
Raporun sonunda; "bölgede yaşayan yurttaşların sağlıklı bir çevrede yaşaması için ormanlık ve su toplama alanlarının içinde olan turizm bölgesine geçiş yolu olan bu bölgede bundan böyle taş ve mıcır ocaklarına izin verilmemesi uygun olacağı düşüncesindeyiz" denildi.
Meclis bugün saat 10.00'da toplanacak.

Yorum Yazın

Yapılan Yorumlar

  1. Başaramazsınız.Bu şehrin vekilleri işlerine gelen şeylere tepki gösterip işlerine gelmeyen konularda 3 maymunu oynarsa il genel meclisinin de refleksleri buna göre şekillenir.İstenilen kararların peşinden ısrarla koşturacak kimseyi bulamazsınız.Bir tek Aydın beybir siyasi görüşü olmasına rağmen çevre ile ilgili konularda daha adil ve girişken davranmayı başarıyor.Kimse kusura bakmasın diğerleri Kırklareli'yi düşünmekten uzak sadece neyde ısrar edeceklerse körükörüne ısrar ediyorlar.Bu kafayla daha çok ocakta açılırmaden ruhsatı da verilir.

  2. Bizler yeraltı kaynaklarimizdan yararlanamazken elin conisine kucak açın onlar gelir sizlere fahiş paralar ödeyip elinizden alır dünya devi olurlar sizlerde birane köşelerinde pirizlenirsiniz..Tkrakya gelecekde Filisdinin konumuna aday bölge halinde gelmekde. Işiniz gücünüz uretene muhalefet olmak. Kafanızı kumdan çıkarın dünyayı görün ki arkadan gelen nesilin haklarını hiç uğruna conilere satmayin.

  3. ya adı sakin şehir de bu ünvan verilirken zaten o sakinlik bitiyordu kimse söylenenleri umursamıyor. bu konuları savunmak hep belli kişilerin çabalarına bırakılmış. ünvanı kaybederse şaşırmam