Paylaşmanın, Arkadaşlığın, dostluğun, muhabbetin 105 yıllık adresi PAVLİ, geleneklerimizin, adetlerimizin, örfümüzün ve tarihimizin gözler önüne serildiği bir efsane olarak 4 günlüğüne aramıza katılıyor
Ülkemizin yaşayan en büyük panayırına en küçük ilçelerinden biri olan Pehlivanköy ev sahipliği yapıyor. 11 - 12 - 13 - 14 Eylül tarihlerinde 105'nci kez PANAYIR ZAMANI diyecek olan PAVLİ efsanesi, Türkiye'nin 81 odasından misafirlerini yine kendine hayran bırakacak. Pehlivanköy Belediye Başkanı Açıkel "104 yılı devirmiş gelenek PAVLİ" isimli yazısı ile herkesi bu tarihi dokunun içinde yerini almaya çağırdı
Eylül ayının 11 - 14 Tarihleri arasında yapılacak olan Pehlivanköy Sonbahar Panayırı için geri sayım başladı. İlçenin kendine ait web sayfasında 2014 yılında hangi tarihler arasında yapılacağı belirlenen PAVLİ 105'NCİ kez halk ile buluşuyor.
Pehlivaköy Belediye Başkanı Hüseyin Açıkel, "104 Yılı devirmiş gelenek, Pavli" başlığı altında anlattığı panayır ile alakalı çeşitli bilgileri ve tarihini anlatıyor
Pehlivanköy Belediye Başkanlığının resmi internet sayfasında 11 - 14 Eylül tarihleri arasında kurulacak olan panayır notları şu şekilde;
"1.906 nüfusa sahip şirin bir ilçe Pehlivanköy. Yılın 11 ayında sadece demiryolunu döver gibi geçen trenlerin sessizliğini bozduğu bu ilçe, Eylül ayında iğne atsan yere düşmeyecek kalabalıklarla dolar taşar. Eylül ayını, sevgiliyi bekler gibi bekler Pehlivanköylüler."
"Pavli, aslında halk arasında Pehlivanköy' e verilen isim. Pehlivanköy' den bahsederken eskiler hala bu ismi kullanmayı tercih ediyor. Fakat Pavli ismi önünde veya ardında herhangi bir sıfat kullanılmaksızın, Pehlivanköy' ün "Sonbahar Panayırı" nı tarif etmek için de kullanılır. Pavli deyince hemen zihinlerde bu panayır canlanıverir."
"Pavli Panayırı, 1910 yılından beri kesintisiz olarak kutlanıyor. Bazıları bu tarihin daha da geriye gittiğini söylese de, bu ola ki ilgiyi artırmak için abartılmış bir durumdur. Pehlivanköy sonbahar panayırı, Trakya 'da Çatalca da düzenlenen panayırla birlikte, son kalan iki panayırdan en büyüğüdür. Panayır; Eylül ayının ikinci haftası perşembe günü başlayıp 4 gün sürmektedir."
"Tren yolunun hemen karşısındaki, Ergene nehri kıyısındaki alabildiğine geniş düzlükte kuruluyor panayır."
"Panayır her ne kadar Romanların baskın tekelinde gibi düşünülse de, aslında durum pek de böyle değildir. Romanlar genellikle lunapark bölümünde, kendilerine has eğlence anlayışlarıyla panayırın eğlence ayağını diri tutuyorlar. Kendilerine has, artık kanıksanan jargonlarıyla bu işi en iyi de onların yaptığı şüphe götürmez bir gerçek."
"Lunapark sadece çocuklara ve gençlere hizmet etmiyor. Yaşı bir hayli ileri olanları da fırdöndü zincirli salıncaklarda, ruhunu emanet ederek cesaretle bindiği gondollarda, muzipçe diğerlerinin araçlarına bindirmek için orta yerde deli gibi dolaşan çarpışan otolarda görmek mümkün. İki kişinin karşılıklı ayakta durarak hızlandırdıkları, küçük gondol tarzı nostaljik salıncaklarda kadınların korku dolu şen kahkahalarını ve basma kumaştan şalvarlarının rüzgara karışan uğultusunu duyarsınız."
"Kadınlar en çok bunları tercih ediyorken, erkeklerin durumları biraz karışık. Tahrikkar sözlerle ortalığı ateşleyen, süsü püsü makyajı yerinde bir Roman kızının koruduğu kalenin önünde biriken erkekler size ne dediğimizi anlatacaktır. Bir kadının koruduğu kaleye gol atmak için, bilinçaltına kodlanmış onulmaz bir ispat peşindeki erkekler, her zamanda beklenen başarıyı gösteremiyorlar"
"Tren yolunun karşısında, ellerinde çitledikleri gündöndüleriyle orta yaş üzeri Pomak kadınları, yöreye has feracelerinin ya da çemberinin ucuyla yüzlerinin çene kısımlarını mahçup utangaç bir edayla kapatıp, panayırı arzı endam eden iri gözlü, etine dolgun, makyajı yerinde Roman kadınlarını, kendilerini kemiren bir şüpheden alıkoyamayarak izlerler. Kendilerinden emin, kalabalığı umursamayan, yere sağlam basan adımla arada şen kahkahalar savurarak dolaşır Roman kadınları. Bilirler ki bütün gözler onlardadır. Son yıllarda panayırı çokça ziyaret eden fotoğraf tutkunlarına, bir artiz (!) edasıyla en cakalı fotoğrafı vermek için birbiriyle yarışanlar da bir o kadar fazladır."
"Lunaparkta ne ararsan bulabilirsin. Oyun aletlerindeki kuyrukların haddi hesabı yoktur. Ama panayır lunaparktan ibaret değildir. Aksine lunapark küçük bir kısmıdır Pavli'nin."
"Üzerleri tentelerle örtülmüş stantlarda iğneden ipliğe, gerekliden gereksize ne varsa herşeyi bulabilirsiniz. Yöreye özgü basma helvaların olduğu stantlar çok renklidir.Çocukların dillerini damaklarını kiraz gibi boyayan horoz şekerlerinden elma şekerine kadar renk renk şekerlemeler, Osmanlı macunları, başka başka helvalar dizili tezgahlar iştah kabartır. Tazecik süt mısırları közlenen, kaynayan tezgahların başı da hep kalabalıktır."
"Civar ilçe ve köylerin meşhur yemeklerini tadabileceğiniz, içine birkaç plastik masa atılmış stantların kokusu sizi nerede olsanız çeker. Trakya 'nın her yerde aranan et ürünlerinin bir kimliğe bürünmüş tüm lezzetlerini bir başka stantda bulabilirsiniz."
"Keşan'ın satır köftesine, Tekirdağ' ın meşhur köftesi eşlik eder bir başka köşede. En iyisini sadece Çerkezmüsellim' de tadabileceğiniz Hayrabolu köftesini - hizmette sınır yok - ayağınıza getiriyor Pavli panayırı. Pomak Mandıra' nın sütlü tavuklarını köz köz ateşlerde nar gibi görünce diliniz damağınıza yapışır. Hele ki en iyisini Uzunköprü Yeniköy' de bulunan "İsmail' in Yeri" nde yiyebileceğiniz çevirmeyi Pavli' ye özel bulabileceğiniz gibi, ev yapımı Yeniköy şaraplarının neden bu denli rağbet gördüğüne şaşıracaksınız. Bir şişe ev yapımı şarapla bile demlenen ve her masa başında Leyla olmuş kişilere, en içli en şakrak nağmeleri sunan gırnatacılar, kemancılar, davul zurnacıların eşlik eder."
"Trakyalı köylü erkeklerle özdeş "Ecevit kasketini" başlarında yan çevirmiş yaşı ilerlemiş ama ruhları hep genç kalan ve yüzleri yılların mihnetinden bıçak yarası gibi çizgiler taşıyan zamanın tanığı ihtiyarcıklar, gırnatacılardan istekte bulunurken diri bir özlemle geldikleri toprakları yad ederler."
"Bu 5 gün boyunca çevirmecilerin yaptığı işin boyutunu anlatmanın olanağı yok. Çevirmenin en iyisini muhakkak ki Trakya 'da yersiniz, ama çevirmecilerin en kralları muhakkak Pavli' ye gelirler."
"Buraya mal satmak için gelen esnafın çeşitliliği bir yana, geldikleri yerler de çeşitlidir. Hepsi Trakyalı değildir. Anadolu' nun çeşitli illerinden gelip, Pavli' yi sabırsızlıkla beklediklerini söyleyenler vardır içlerinde. Balıkesir'den, Çanakkale'den, Manisa'dan, İzmit'den gelenler vardır."
"Panayır alanını, daha panayır kurulurken civar köylerden traktörleriyle gelenlerin römorkları çevreliyor. Saymaya kalksanız bir yerde sıkılıp bırakacağınız kadar çok römork dizili panayır alanının etrafında. Öyle ki günler öncesinden buraya gelip en güzel yerden "yer tutan" bu römorklar, panayır boyunca burada kalıyor. Üzerlerine gerdikleri tentelerin altına yastığını yorganını serenler ise, yan römorkta yatan tanıdıklarıyla sohbet ede ede bir Pavli gecesine daha yorgun gözlerini yumuyorlar
"Yaşı 100' ü aşan Pavli panayırı, her Eylül ayında misafirlerine kapılarını açıyor."
Çocukluk anılarımıza kalan Pavli Pananayırını Panayır Geleneğimizden ayrılmadan yaşatan herkese teşekkürler. Festival adı altında kaybolanlardan olmayın.
belediye internet sitesindeki yazı kırklarelili bir arkadaşımızın gezi sitesinden alıntı.trakya gezi rehberi sitesi. panayırı tanıtan güzel yazı ama onun emeklerine saygı duyarak nerden aldıklarını belirtseler güzel olurmuş.