1896'DA KIRKLARELİ'Nİ BİR TANZİMAT YAZARI ANLATIYOR

Geçmişi geleceğe kambur etmemek şartı ile severim. Çünkü geçmişten de alacağımız dersler, bilgiler vardır. Zaten geçmiş bunun için gereklidir.
Cumhuriyetten önce Kırklareli (Kırkkilise) olarak Edirne'ye bağlı bir Sancak'tı. Yani Kaza (İlçe) idi. Biliyorsunuzdur Kırklareli Cumhuriyet’in ilanını takip eden günlerde İl olmuş, Valiliğe de Kavalalı Sait Bey atanmıştır. Böylece Edirne’ye komşu İl olmuştur.
Yazılı kaynaklara göre Kırklareli deniz serinliği veren ormanları, kalın gövdeli ağaçları, akan dereleri, su kaynakları ve de bağları, üzümleri, şarap ve rakısı ile ve de HARDALİYESİ ile meşhur ve zengindir. Tanzimat edebiyatçılarından S. Bey 1896 yılından önceki Kırklareli'nde şunlar var:
''… Toprak, bağcılığa çok elverişli. Meraları çok olup hayvanlar beslenir. Bağları çoktur ve çok da üzüm elde edilir. Şarap yapılır ve ihraç edilir. Mahsülatı ise çok çeşitlidir. Buğday, Arpa, Çavdar, Yulaf, Mısır, Darı, Mercimek, Fasulye, Bakla, Süpürge Tohumu, Keten, Kenevir, Tütün yetiştirilir. Meyve çeşitleri çoktur. Dut ağaçları boldur. İpek Kozası yetiştirilir. Hayvancılığı zengindir, çok da yapağı elde edilir. Sade yağ, muhtelif çeşit de peynir elde edilir ve ihraç edilir. Bakır, Demir Kurşun madenleri vardır fakat işletilmez. Ayrıca alçı ve lüle taşı bulunur. Kırklareli'nde 576 bin 313 koyun, 175 bin 947 keçi, 81 bin 731 sığır, 17 bin 180 domuz, 8710 beygir, 2030 katır, 300 merkep mevcuttur. İl dahilinde 83 Cami, (Teokratik bir devlette cami azlığı dikkati çekiyor) 23 Medrese, Tekke ve Zaviye, 127 Kilise (Kilise çokluğu da düşündürücü) 3 Havra, 116 İslam ve 85 diğer milletlere ait okul, 4 tahta bıçkısı, 3 bin 197 dükkan ve mağaza, 167 Han, 313 değirmen, 9 fabrika, 107 ekmek fırını, 8 hamam, 105 çeşme ve sebil bulunur. Kırklareli'nin senelik geliri 130 bin altın lirayı geçmektedir."
Yaklaşık yüzyıl önceye ait bu bilginin ışığında bilmiyorum ama herhalde yapılacak, dikkate alınacak hususlar vardır. Örneğin, Kırklareli'nde ekiminden vazgeçilmiş bitkiler, kültürel eserler, hayvan varlığı gibi... Balkanlar'da savaşların, göçlerin, kaybedilen can ve mal varlığı bir Durum Değerlendirmesi'ni gerekli kılıyor.
Bir kez 1870'li yılların ortasında Balkanlar'da başlayıp 1922 yılına kadar devam eden savaşlar ve göçler Rumeli Türklüğü'nü büyük kayıplara uğratmıştır. Hiç kuşkusuz Balkanlar'da bozulan dengeler, oynayan taşlar Rumeli Türklüğü'ne büyük darbe vurmuştur. Bundan devletin bütün üretim kaynakları etkilenmiştir. Fakat yine de o yıllarda Kırklareli'nde ekilen, biçilen, satılan, alınan, çiftçiliği, ticareti, ekonomiyi gözden geçirmek gerekir.
Yetişen kuşakların yaşadıkları yerlerin, köy ve kasabaların sorunları, ne yetişip ne yetişmediği, ne alıp ne sattığı hakkında bilgi sahibi olduklarını sanmıyorum. Zaman değişti hükümler de, kurallar da değişti. Dün ekilip biçilen zaman içersinde yok oldu. Günümüzde o hayvan zenginliği, hayvan ürünleri yoktur. Çileklerin, eriklerin tadı bile değişti. Dün tütüncülük yapan, ekip biçen bugün belki bir başka işin sahibidir. Gelişmek değişmek, ilerlemek için bir arayış içinde olmak doğru bir seçimdir. Biz bugün Kırklareli ilinde çalışanların, çeşitli alanlarda üretim yapanların daha iyi şartlar altında çalışmak ve yaşamak için bir arayış içinde olduklarını sezinliyoruz. SAYIN VALİ ESENGÜL CİVELEK'in ziyaret ettiği köylerde yeni düşünceler, üretime yönelik girişimlerin konuşulup tartışıldığını duyuyoruz.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol