1908'DE BU HALK TRENLERLE GELEN HÜRRIYETI ALKISLADI

Bundan bir süre önce Akbank ve Hürriyet Gazetesinin kurulus yildönümleri dolayisiyla HÜRRIYET adini tasiyan bir tren Kars’tan Edirne’ye kadar ülkeyi dolasmistir. Istasyonu olan Illerde törenlerle karsilanmis, büyük kalabaliklar HÜRRIYET TRENI’ni cosku içersinde bagirlarina basmislardir. Hürriyet ve Milliyet gazetelerinden basin mensuplari da bu treni izlemislerdir. Uzun zamandan beri görmedigim dostum Yalçin Bayer de Kirklareli’ne gelmistir.

Bizim yakin tarihimizde iki Hürriyet Treni olayi vardir. Birinci Tren 1908 de Selanik’ten hareketle, Hareket Ordusu’nu Istanbul’a getirmistir. Hareket Ordusu Selanik’ten Padisahi tahtindan indirmek, Ikinci Mesrutiyetin ilanini saglamak için Istanbul’a gelmistir. Bu trenin içinde Mustafa Kemal, Ismet Inönü, Enver Pasa, Ömer Naci gibi kurmay subaylar da vardir. Ancak o zaman halk bu trenin Selanik’ten Padisahi devirmek için degil, mesrutiyeti ilan etmek için geldigini, gelirken de HÜRRIYET, ADALET, ESITLIK ve KARDESLIK getirdigini biliyor ve öyle saniyordu. Bunun için Hareket Ordusu trenini bütün istasyonlarda halk coskuyla karsiliyor, “Yasasin Hürriyet, Yasasin Adelet, Yasasin Esitlik ve Yasasin Kardeslik” diye alkisliyorlardi. Bu treni alkislayan o zamanin gençlerinden birini 52 yil sonra 27 Mayis 1960 Ihtilali’nde gördügümde “Halâ Hürriyet gelmedi. Gelecek diyenleri alkislamaktan ellerimiz patladi. 27 Mayisçilar da Hürriyet Gelecek diyorlar ve alkisliyorlar. Biz aldandik, siz aldanmayin” demisti.

Hürriyet Nedir? Adalet Nedir? Esitlik Nedir? Kardeslik Nedir? 1908 yilindan beri ülkeyi yönetenler bunlari söylemislerdir. Vatani kurtaran, devleti kuran Mustafa Kemal bunlarin yolunu açmis, neler yapilmasi gerektigini söylemis, yurttaslarina bunlarin götürülmesi için gerekeni yapmis, ancak ona ragmen sunca yildan sonra bugün siyasilerin, aydinlarin konustuklari yine bunlardan baskasi degildir.

Bu dört seye 1945 yilinda DEMOKRASI de eklenmistir. Yani bu siyasi gerek ve gerçeklerin halka lazim oldugu söylendigi halde, halkin büyük çogunlugu bunlari anlamis degildir. Ama yine de bunlar söylendiginde halk alkislamaktadir. Hürriyet sorumluluk, adeletin hak hukuk, esitligin imtiyazsiz sinifsiz kaynasmis bir toplum bir yasam oldugunu, kardesligin kavgasiz bir toplum hayati sürdürmek oldugunu kim biliyorki?

Bugün kim ne derse desin ülkemizde imtiyazli (ayricalikli) zümreler, kesimler, gruplar vardir. Sosyal tabakalar arasinda demokrasinin öngördügü esitlik yoktur. Onuncu Yil Marsi havada kalmistir. Feodal sistemin, asiret düzeninin, dokunulmazliklarin yer aldigi bir düzende esitlik oldugunu söylemek kolay degildir. Buna göre bizim demokrasimiz Bati Türü bir demokrasi degildir. Bizim demokrasimiz bize özgüdür. Bazi partileri, birkaç bin siyasiyi iktidara getirmek ve götürmek içindir. Burada noksan olan Demokrasi Kültürü ve egitimdir. Demokrasi bilgimiz, egitim düzeyimiz bunlari anlamamiza yetmeyecek düzeydedir. Daha fazla egitim, daha fazla demokrasi, daha fazla hukuk bizim bitmeyen bir sarkimizdir. Yüzyildan beri bunu söylüyor, bunu söyleyenleri alkisliyoruz. Daha ne zamana kadar?

                                          nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol