1908 MEŞRUTİYETİNDEN 1923 CUMHURİYETİNE -VI-
Cumhuriyet kime karşı savunulacaktır? Eski bir zihniyete, eskiyi, geçmişi toplumun sırtına yük ve kambur yapan bir anlayışa, uygulamaya karşı cumhuriyeti savunmak gerekir. Bugün itibariyle cumhuriyeti sevenler bu noktadadır. Bir Fransızın dağ başında tek başına Fransa Cumhuriyeti’ni kutlaması bizi düşündürmelidir. Dağ başında Mustafa Kemal olmak, dağ başında cumhuriyetçi olmak, cumhuriyeti kutlamak, cumhuriyeti savunmak şüphesiz bir bilinç, bir kültür ve eğitim işidir. Atatürk, cumhuriyeti en büyük ULUS BAYRAMI olarak nitelendirmiş, ifade etmiştir. Bu bayramı henüz birbirimize kutlama noktasında değiliz. Cumhuriyet sevincimiz henüz bilinç düzeyinde değildir. Buna göre cumhuriyet mesaimizin yetersiz olduğunu söylemekte bir sakınca yoktur. Bu bağlamda biz cumhuriyetimiz "Siyasal yönetim biçimi olarak" üzerinde durmayı, düşünmeyi, mesai yapmayı gerektiren bir cumhuriyettir. Zira uğrunda çok kan ve gözyaşı akıtılmış, büyük bir fatura ödenmiştir. Cumhuriyet hangi amaçla kurulmuşsa, hedefi neyse onu bilmek, ona göre tutum ve davranış sergilemek insanımız için şarttır. "Cumhuriyeti seviyorum" demek hiçbir zaman yeterli değildir. Kaldı ki bizim cumhuriyetimiz dünya nüfusunun yarısı için kurtarıcı, özgürlükçü bir cumhuriyettir. Onu kuran Mustafa Kemal, "Özgürlük benim karakterimdir" demiştir. Mustafa Kemal bu karakteri Türk halkının tarih boyunca hür olmasından, tutsak yaşamamış olmasından almış, bunu cumhuriyete, cumhuriyetçilere, Türk halkına yansıtmıştır. Devletin temel ilkelerinden birini CUMHURİYETÇİLİK, cumhuriyet taraftarlığı yapmıştır. Biz bu bağlamda cumhuriyetin gücünün halkta olduğunu, siyasi iradenin onda olduğunu, cumhuriyetçilikte halkın önde geldiğini bilmek zorundayız. Bir Osmanlı kafası ile "Halk da kim oluyormuş" diyemeyiz. Atatürk'ün, hükümetlerin başarısızlıkları durumunda ülkeyi yönetenlere "Halka gidin" dediğini, kendisinin de bu durumlarda "Halka giderim" dediğini unutmamalıyız. Bunu Atatürk gibi bir otorite söylüyorsa, bunun demokratik halkı dikkate almak olduğunu göz ardı edemeyiz. Konuşmamı bitirmemden önce cumhuriyetin, cumhuriyetçiliğin, cumhuriyet taraftarlığının, bağımsızlık, özgürlük, halkçılık ve devrimcilik olduğunu bir kez daha söylemek isterim. Ancak devrimcilik yakıp-yıkma değildir. Yenilenmek, değişmektir. Toplumun olduğu yerde kalması hiç değildir. "İstiklali Tam" bir ülkenin insanları kendisini kurtarmış, bir cumhuriyete ilgisiz, bilgisiz kalamaz. Çünkü cumhuriyet vicdanı hür, aklı hür, bilgisi hür insanlar ister. Bizim insanımızın da öyle olmak mecburiyeti vardır. Kimseden nasihat almadan özgür ve bağımsız kalmak hedefimizdir. Bilmem anlatabildim mi?
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol