1908 MEŞRUTİYETİ'NDEN 1923 CUMHURİYETİ'NE - II-

Bugünün IMF'sine benzeyen Düyun-u Umumiye 7 bin kişilik kadrosu ile İstanbul'da Osmanlı Devleti'nin maliyesine gelip oturmuştur. Devlet para darlığına düşmüştür. Devletin çatısını onarma süreci hızını kaybetmiştir. Yerel Kağıt Paralar piyasaya çıkmıştır. Örneğin Lüleburgaz'ın, Kıyıköy'ün bastıkları kağıt paralar vardır ve bu paralar basıldıkları yerde geçerlidir. İşin ve tarihin ilginç tarafı bu alacakaranlıkta yani 1908'de II. Meşrutiyet'i ilan ettirecek, 1914, 1915 yıllarında Çanakkale, Galiçya, Kafkasya, Sarıkamış cephelerinde savaşacak, 1920'de Milli Mücadele'yi ve İstiklal Savaşı'nı yapacak olanlar doğmuştur. Onlar asker kökenlidirler ve 1789 Fransız İhtilali'ni okumuşlardır. Padişah I. ve II. Meşruitiyet'i ilan ederse anayasayı tekrar yürürlüğe koyarsa Osmanlılar devletin kurtulacağını düşünmüşlerdir. Bu neslin içinde Mustafa Kemal, İsmet İnönü, Kazım Karabekir, Enver Talat ve Cemal Paşalar gibi birbirine yakın yıllarda doğmuş olanlar vardır. Ancak Mustafa Kemal bu hayale kapılmayandır. II. Meşrutiyet ile hürriyetin, adaletin, eşitliğin ve kardeşliğin geleceğine inanmayandır. Çünkü o başkadır ve bu yıkıntıdan yeni bir Türkiye'nin doğacağını düşünmekte, bu Türkiye'nin sınırlarını daha Selanik'teyken çizmiştir. Sınırlar tıpkı bugünkü gibidir. Ülke iç ve dış tehlikeler altındadır. Devlete sahip olanlar bu felaketin farkında değildirler. Devlet temelden sarsılmaktadır. Çatıyı onarmanın temeldeki çatlaklara hiçbir faydası yoktur. Bütün bunlara rağmen Osmanlılık devam etmektedir. Devletin hangi soya dayandığı belli değildir, netleşmemiştir. Oysa Osmanlı Mozaiği'ni meydana getirenler birer devlet olmayı düşünmektedirler. 1912'de Balkan Savaşı'nı, 1920'de İstiklal Savaşı'nı çıkaranlar bunlardır ve arkalarında büyük güçler vardır. Bu süreçte halife padişahın Ballkanlar'daki kullarının kaderi göç ve göçmenlik olmuştur. Balkan Savaşları ile şahane Rumeli kaybedilmiştir. Elveda Rumeli denmiştir. Tarihler, olaylar, şartlar Osmanlı Devleti'ni Çanakkale'de Batı'nın en güçlü devletleriyle karşı karşıya getirmiştir. Balkan Savaşı'nda gururu kırılan Osmanlı ordusunun Çanakkale'de ne yapacağı merak konusu olmuştur. Burada tarihin ilk amfibik savaşı olmuştur. Destansı bir seyir takip eden bu savaşta hem bir zafer kazanılmış, hem de uluslara yüzyılda bir gelen DEHA Türk'e nasip olmuştur. Bu savaşta Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal ve Türk ordusunun kahramanı öne çıkmış, uzun sürecek bir mücadelenin bir başka istiklal kavgasının yolu ve ufku açılmıştır. "DİRİLİŞ" meydana gelmiştir. 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi'yle 1908 Meşrutiyeti'nin ortaya çıkardığı siyasette maceraperest fakat vatanperverlikte emsalsiz olan kadronun başında bulunan Talat Paşa, Enver Paşa, Cemal Paşa ülkeden kaçmışlardır. Yargılanmaktan korkmuşlar,yad ellerde düşman kurşunlarına hedef olmuşlardır. Onlara baştan beri muhalif olan akılcı ve gerçekçi Mustafa Kemal iç ve dış düşmanlarla uzun bir mücadelenin yolunu açmıştır. Genç bir Osmanlı subayı olan Mustafa Kemal Türk halkı ile ilk defa bir araya gelmiştir. Artık sahnede Mustafa Kemal ve Türk halkı vardır. Çünkü 1918 Mondros Antlaşması ile Osmanlılar 1908 Meşrutiyetçileri ve İttihat ve Terakki Partisi kaybetmiştir. Sahneye Mustafa Kemal önderliğinde Milli Mücadele kadrosu çıkmıştır. Onlar 18 Osmanlı Paşası, 36 bin subay ve askerdir. Yeni dönem Anadolu'da, Trakya'da Osmalılar’la başlamıştır. Bu durum yeni bir vatana, yeni bir devlete, yeni bir yönetime her alanda KURTULUŞ PROJESİ'ne giden yeni bir hareketin başlangıcı olmuştur. O”laylar, şartlar kontrol altına alınmış, Türk halkı Mustafa Kemal öndeliğinde YENİ TÜRKİYE GERÇEĞİ'ne doğru yol almaya başlamıştır.

Devam edecek...

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol