Kırklareli Üniversitesi Rektörlüğü Konferans Salonu'nda 25. Yıldönümünde 1989 Bulgaristan Göçü Paneli ve 1989 Sonrası Türkiye-Bulgaristan İkili İlişkileri ve Bulgaristan Türklerine Yansıması isimli konferans düzenlendi
Oturum başkanlığını Kırklareli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Yrd.Doç. Dr. Cengiz Ceylan'ın yapacağı '25. Yıldönümünde 1989 Bulgaristan Göçü" başlıklı panelde; Sofya Üniversitesi Türkoloji Enstitüsü'nden Prof. Dr. Cengiz Hakov 'Soya Dönüş Süreci ve Bulgaristan Türklerinin Göç Kaderi'; Trakya Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Bülent Yıldırım 'Bulgar Resmi İstatistiklerine Göre Bulgaristan'da Müslüman Türk Azınlığın Nüfusu: 1878-2001';İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Neriman Ersoy Hacısalihoğlu 'Bulgaristan'da Zorunlu İsim Değiştirme ve Sonuçları'; Kırklareli Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç. Dr. Sevim Hacıoğlu 'Sosyolojik Bakımdan Göç Olgusu ve Bulgaristan'dan 1989 Zorunlu Göçü' ve1989 göçmeni eğitimci Talât Şafakise 'Bir Çocuğun Gözüyle Göç'isimli tebliğlerini sundu.
1989 Bulgaristan Göçü'nün 25.Yıldönümü anma programının açılış konuşmasını Kırklareli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aykaç yaptı. Aykaç konuşmasında Balkanlar'a konum olarak yakın olan Kırklareli Üniversitesi'nin bilimsel ve kültürel bir iş birliği yakalayarak kültürel bir bağ oluşturması için çaba sarf ettiklerini belirtti. Bu gibi konferansların düzenlenme sebebinin, kültürel bağları birbirine yakın olan Bulgar ve Türk halkının görünmez duvarlarla sınırın iki tarafında birbirinden değişik propagandalarla birbirlerinden uzaklaştırıldığı, iki halkın yeniden barış ve kardeşlik içinde yaşaması için düzenlenmesi olduğunu sözlerine ekledi. Barış ve kardeşliğin sağlanmasında üniversitelerin büyük katkısı olabileceğini de belirten Aykaç: "Üniversiteler barış, kardeşlik ve dostluk köprülerini kurabilecek araçlardır. Bizim amacımız bilim ve kültür alanında iş birliği yaparak birçok konuda beraber çalışmak. Ortak kültür ve ortak değerlerimizi üniversitelerimiz aracılığımızla gün yüzüne çıkarabiliriz. Böyle faaliyetler de sınırın iki tarafındaki halkın bağlarını güçlendirir. Konum olarak Bulgaristan'a çok yakınız ve işbirliğine de açığız, umarım ilerleyen dönemlerde iş birliğimizi arttırıp dostluk köprümüzü kurarız" dedi.
Konferansın oturum başkanlığını Kırklareli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Yrd. Doç. Dr. Cengiz Ceylan yaptı. Ceylan başlangıç konuşmasında: Bulgaristan'dan göç edenler aslında baba ocağına dönmüştür. Bulgaristan'a bu topraklardan gidenler zamanla orada uygulanan propagandalar ile göç etmek ve geri dönmek zorunda kalmışlardır. Oradan geri dönen soydaşlarımız bizim ülke olarak gelişmemize ve büyümemize katkı sağlamışlardır. " dedi.
Panel kapsamında Kırklareli Üniversitesi'nin bir konuğu da Sofya Üniversitesi Türkoloji bölümü öğretim görevlilerinden Prof. Dr. Cengiz Hakov'du. Soya Dönüş Süreci ve Bulgaristan Türklerinin Göç Kaderi konulu sunumu gerçekleştiren Hakov konuşmasında Bulgaristan hükümetlerinin Türkleri sınır dışı etme propagandalarını anlattı. Temiz Bulgaristan propagandasıyla göçe zorlanan Türklerin daha sonra değişen Sovyet propagandaları ile göçe zorlamaktan vazgeçip isimlerini değiştirdiğine değinen Hakov: "Bulgaristan Türklerini, Türkiye'de gerçekleştirmek istedikleri devrimde kullanmaya karar veren Sovyet rejimi Türkleri Bakü'de Üniversite eğitimi almaya gönderdi ben de o kişilerden biriyim. Ancak bu plan başarıya ulaşamadı. Baskıya dayanamayan birçok Bulgaristan Türkü mal varlığını yok pahasına satarak Türkiye'ye geri göçtü."dedi. Bir diğer göç etmeye zorlama propagandasının da sınır zafiyetini önlemek olduğunu dile getiren Hakov: "Sınır bölgelerinde yoğunlukta yaşayan Türkler göçe zorlanarak buralara Bulgarlar yerleştirildi. Zamanın hükümeti Kıbrıs gibi olmaktan korktukları için Türklerin çoğunlukta olduğu bölgelerden göç etmelerini sağlayarak buralardaki Bulgar nüfusunu arttırmayı hedeflediler." diyerek sözlerine son verdi.
1989 Bulgaristan Göçü nasıl gerçekleşmişti?
Bulgaristan ülkedeki Türkleri zorla tutmanın mantıklı olmadığını anlayarak 1989'da aileleri Türkiye'de olanların göç etmesini sağlayan uygulamayı başlattı. Mayıs 1989'da ülke dışına yapılan göçleri serbest bırakan Bulgaristan 24 Mayıs 1989'dan itibaren de Türkleri toplu olarak sınır dışı etmeye başladı. Tarım ve sanayide büyük bir işgücünü oluşturan Bulgaristan Türklerinin Ülkeden çıkmasıyla Bulgaristan işgücü kaybıyla ekonomik çöküntü yaşamaya başladı ve dışardan iş gücü transfer etmek zorunda kaldı. Öte yandan tüm taşınmazlarını ve birçok eşyasını bırakmak zorunda olan Bulgaristan Türkleri Türkiye'de ekonomik sıkıntılar yaşadı. Ev kiralarının kalabalık göçten dolayı pahalanması ve nitelikli işçilerin bile kolay iş bulamaması sebepleri ile birçok göç eden aile de geçim sıkıntısına düştü.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol