2009 YILINDA KIRKLARELI KITAP KÜLTÜRÜNDE SINIFTA KALDI

2009 yilinin son günleri olmasi dolayisiyle bazi gazete yazarlari geride kalan yilin degerlendirmesini yapmaya baslamislardir. Bu bir anlamada yasadigimiz yilin muhasebesini, arti ve eksilerini ortaya koymaktir. Kisinin bunu özel hayatinda da yapmasi mümkündür. Yanlislarimiz, dogrularimiz, öne çikardigimiz, arkaya attigimiz kisisel, toplumsal sorunlarimiz bu vesileyle gözden geçirilmis olmaktadir. Biz kendimizce bunu KITAP KÜLTÜRÜ, yayin hayati baglaminda yapmak istiyoruz.

Önce sunu söylememiz gerekir, Ekonomik kriz ve hayat pahaliligi yayin hayatini, okuyucu kitlesini olumsuz yönde etkilemistir. Gazete ve dergi satislarinin büyük ölçüde düstügü bildirilmektedir. 2009 yili içersinde basilan 427 romanin 238’i daha önce yazilip çikmis kitaplar olmasina ragmen bu yil 200’e yakin yeni roman yazilmistir. Tabii bunlarin ne kadar baski yaptigi bilinmedigi için okunup okunmadiklari hakkinda da kesin bilgi yoktur. Denebilirki 2009 yili basilan kitap sayisi açisindan oldukça iyi geçmistir. Ancak bunlarin okuyucunun eline geçip okunduklarini söylemek çok zordur. Öte yandan arastirmalar siir ve öykü kitaplarinin pek okunmadiklari, düsüs yasadiklari açiklanmistir. Bu demektir ki Türkiye’de kitap okumada gerileme süreci devam etmektedir. Çok sayida derginin kapandigi belirtilmektedir. Bu noktada kitap, dergi ve gazete okumayanlar için ekonomik kriz, hayat pahaliligi kitap alip okumamak bir mazeret olmustur. Oysa dünyada kitap okumayan bir halk oldugumuz cümle alemin malumudur.

Niye okumuyoruz?

Okumak bir aliskanlik ve ihtiyaç meselesidir. “Ekmegin bedeni, kitabin beyni besledigi” bilgisinden yoksunuz. Yazar, tarihçi Selahattin Demiraco yazdigi kitaplari pazarlamak için Trakya’da gitmedigi, ulasmadigi yer kalmamistir. Onun söyledigine göre Türkiye’de kirsal kesime kitabin girmesi için kapi aralanmis degildir. isi ve Meslegi geregi kitap okudugu sanilan birçok meslek mensubunun kitaba bakmadiklari, kitap almaktan kaçindiklari görülmektedir. Oysa ileri ülkelerde kitap, gazete ve dergi okunmasi ekmek kadar bir ihtiyaç ve tüketim maddesi haline gelmistir. Onlarda bir insan yilda 20 dolayinda kitap, günde bir gazete, haftada bir dergi okurken bu sayi bizde on yilda bir kitap seklindedir. Yani ortalama olarak insanlarimiz on yilda bir kitap okumaktadir. Ömründe hiç kitap, gazete okumayanlar, eline kalem kagit almayanlar da hatiri sayilir bir çogunluk olusturmaktadir.

2009 yili bu açidan sorunlu ve düsündürücü geçmistir. Özellikle Kirklarelin’de kitap, gazete ve dergi okuyanlar daha azalmistir. Kirklarelin’de hala dogrudan bir kitabevi yoktur. Kimse de böyle bir isyeri açmayi düsünmemektedir. Zira Kirklareli’nde kitap ve derginin müsterisi çok azdir. Adullah ve Ünal Baskur kardesler böyle bir denemeyi yillarca sürdürmüsler ancak onlarda sonunda kitap okuyucusunun giderek azaldigini görmüslerdir. Savas erdem yillarca çikardigi CEP SANATDERGISI’nin yayin hayatina son vermistir. Oysa bu dergi Kirklareli’nde en uzun ömürlü ÖZGÜN BIR DERGI idi.

 Suraya gelmek istiyorum.2009 yili KITAP KÜLTÜRÜ açisindan bir ilerleme gösterememistir. Kirklareli ise Kitap Kültür disinda kültür sanat ve sosyal etkinlikler yönünden bir atilim, yogunluk içerisine girmisrtir. Biraz mizahi ama okumayanlar bile kültür sanat ve sosyal sorunlar üzerien konusur olmuslardir. Bu, Kirklareli için iyi bir gelismedir. Okumayanlar bir gün söyliyeceklerinin tükendigini görünce okuma ihtiyacini duyacaklardir. Bu arada Kirklareli Üniversitesi yeni kurulmus olmasina ragmen Kirklareli’nin sosyal, kültürel ve ekonomik sorunlarina el atmistir. Bu’da iyi bir gelismedir. Belediye Kültürel faaliyetler açisindan bir atilim yapmistir. Halki Kültür, sanat ve bilgi baglaminda motive etmeye baslamistir. Bu da olumlu bir gelismedir. Bu arada Baskani oldugum KIRKSEDER (kirklareli Kültür Sanat ve edebiyatçilarDernegi’ne de) bir göz atmak gerekecektir. Onu da yarin degerlendirecegiz.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol