AB’nin müzakere kapilari simdilik yüzümüze kapanmistir. Müzakerelerin ne zaman baslayacagi bilinmemektedir. Bu hükümet kendisinden beklenmedik sekilde AB’ye asilmis fakat engellerle karsilasmistir. Ancak elde ettigi tek sey AB’nin Türkiye’yi müzakereler için muhatap kabul etmesidir. Bu bir basari olmustur. Ancak ondan sonrasi ayni hizla devam etmemistir. Çünkü AB, Türkiye’yi tasiyamayacagini belli etmistir.
Bir zamanlar Avrupa Türkler için çok uzaklarda kalan bir yerdi. Insanlarimizdan Avrupa’ya gitmis olanlar parmakla gösteriliyordu. Ancak 1950’li yillarda Almanya’ya isçi göndermeye baslamamiz üzerine halk Avrupa’yi konusmaya ve daha çok Almanya’yi dillendirmeye baslamistir. “ALMANYALI” ülkeye para getiren, Almanya’yi gören insan olarak aniliyordu. Oysa bugün Almanya’da çalisan insanlarimiz dahil, AB içinde 4-5 milyon dolayinda Türk vardir. Geçenlerde Özgen Acar Cumhuriyet Gazetesindeki bir yazisinda Avrupa Birligi içersinde 40 milyon dolayinda GÖÇMEN bulundugunu, bunun 4-5 milyon 200 bininin Türklerin olusturdugunu söylüyordu. Türklerin AB içersinde diger ülkelerden gelen göçmenlerden daha fazla ve büyük grubu olusturdugunu söylüyordu. Diger ülkelerden gelen göçmenlerin Ingiltre, Fransa, Hollanda, Belçika gibi ülkelerde yogunlastiklarini söylerken, Türk göçmenlerin daha çok Almanya’da toplandiklarini belirtiyordu. Türk Grubu’nun dört milyonuna yakini Türkiye’den olmak üzere Yunanistan’dan 150 bin, Bulgaristan’dan 750 bin, Romanya’dan 70 bin Türk’ün, kisinin katilmasi ile AB’deki Türk kökenli göçmen sayisi 5 milyonun üstüne çikmistir.
Avrupa, Türk’ü, Osmanlilar zamanindan “SAVASAN INSAN” olarak tanimaktadir. Osmanlilar bir çok Avrupa ülkesini de yönetmislerdir. Osmanlinin Avrupa’yi yönetmesi, Avrupa egemenligi en az 400 yil sürmüstür. Avrupa’nin o zaman öyle tanidigi Türk insani bugün Avrupa’ya hizmet vermektedir. Hatta Türkler’den bir milyonun üstünde insan Avrupa Yurttasi olmustur. Yani hukuken bunlar Avrupa Vatandasi’dirlar. Hatta bunlardan bazilari belediyelere, parlamentolara girmislerdir.
Zamanimizda baska ülkelerde çalisanlara, o ülkelerin nüfusuna dahil olanlara büyük görevler düsmektedir. Kendi ülkeleri için çalisma (Lobi) yapma imkani dogmustur. Onlarin en önemli görevi ülkelerini tanitmak olacaktir. Günümüzde Lobicilik büyük önem kazanmistir.
Avrupa’da yasamak insanin Avrupali oldugu anlamina gelmez. Çünkü AVRUPA bes kitadan biri olmanin ötesinde yüksek düzeyde egitim, yüksek düzeyde kültür, ileri bir endüstri, ileri bir düsünce özgürlügü ve demokrasi demektir. Avrupali bunlari özümsemistir ve bunlari yasamaktadir. Bu nedenle Avrupa’da yasayan insanlarimizin Türkiye için lobi yapmalari onlarin Avrupa Birligi kriterlerine uyum saglamalarina baglidir. En az bir Avrupali gibi düsünmek, yasamak ve kendilerini kabul ettirmek zorundadirlar. Türklügünü yitirmeden Avrupa’da Türk kalmak onlarin isi olacaktir.
Avrupa bugün Türkiye’yi Atatürk Devrimi’nin getirdigi demokrasi ile yönetilen Laik Ülke olarak tanimaktadir. Dünyada Türkiye gibi laik bir baska müslüman ülke yoktur. Bu sifat ve özellik Türkiye’ye büyük bir sayginlik kazandirmakta, ilgi nedeni olmaktadir. Bu bakimdan Avrupali Türkler önce laik olduklarini, LAIK TÜRK olduklarini belli etmek zorundadirlar. Bu durum Avrupali’nin Türkiye’ye bakis açisinin degismesine neden olacaktir. Dileriz ki durum öyle olur. nazifkaracam@gazetetrakya.com
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol