"Ekmek bulamazsaniz pasta yiyin" diyen Fransa Kraliçesi'nin bu sözünün üzerine 200 yildan fazla bir zaman geçmistir. Fakat sözün gerçekçiligi eskimemistir. Çünkü tarih boyunca insanlarin EKMEK KAVGASI, ekmek bulamama korkusu olmustur. Osmanli'nin yaptigi savaslarda ekmek sikintisi çekilmis midir bilmiyoruz ama, Osmanli'nin son yüzyili içersinde yapilan savaslarda halk ve asker büyük oranda ekmek sikintisi çekmistir. Balkan Savasi'ni yitirmemizin nedenlerinden biri de AÇLIK, ekmek bulamamak olmustur. Savas ortaminda halk ve asker EKMEK diye bagirmis, açliktan ölenler olmustur. Bu olay edebiyatimiza da yansimistir. "ÖNCE EKMEKLER BOZULDU", sonra "EKMEK KAVGASI" gibi kitaplar yazilmistir. Åzimdi isimlerini animsamiyorum ama bu kitaplari yillar önce okumustum. Çünkü Ikinci Dünya Savasi sirasinda da Trakya büyük bir AÇLIK yasamistir. Insanlar ekmek bulamamislardir. Bu açligi köyde benim ailem de yasamistir. Geçmis savaslardan tecrübe ile asker kaçmasin diye ambarlarda bugdaylar muhafaza edilmistir. 1914 yilinda çikan Birinci Dünya Savasi sirasinda da açlik yasanmistir. Atatürk'ün çevresi yazarlarindan Yakup Kadri Karaosmanoglu bu savas sirasinda yasanan açligi, ekmek kitligini romanlarina almistir. Bir yerde söyle demistir:
"Harb-i umumide yani 1914 Birinci Dünya Savasi sirasinda yirmisini bulmamis gençler, ekmek yerine saman karisik hamur yiyerek beslendiler" diye yazmistir. Ancak bu ifade edebiyatçilar arasinda tartisma konusu olmustur. Yavuz Ulutürk, "Vefatinin 50. yilinda Peyami Safa" adli yazisinda "Dokuzuncu Hariciye Kogusu" yazari Peyami Safa'nin gerek Yakup Kadri'ye gerekse Falih Rifki Atay'a agir hücumlarda bulundugunu yazmistir. Bu savas sirasinda Yakup Kadri'nin Avrupa'da oldugunu, Isviçre'de verem tedavisi gördügünü, Falih Rifki Atay'in ise Filistin'de, Cemal Pasa'nin yaninda askerlik yaptigini, bu nedenle gençlerin hamura karistirilmis saman ekmegi yiyip yemediklerini bilmediklerini, çünkü kendilerinin Has Ekmek yediklerini" ileri sürmüstür.
Peyami Safa, Server Bedi-i imzasi ile romanlar yazmis, gazetecilik yapmis, "Türk Düsüncesi" adli dergiyi çikarmis bir fikir adamidir. Dokuzuncu Hariciye Kogusu adli romani meshurdur. Ancak Yakup Kadri ve Falih Rifki gibi yazarlara niçin saldirdigi, neyi elestiri vesilesi yaparak hücum ettigi belli degildir. Belli olan gerek Yakup Kadri'nin gerekse Peyami Safa'nin Ekmek Kavgasi, açlik sorunu üzerinde durmalari ve tartismalaridir.
Savaslarda, kuraklik yillarinda Türk halkinin ekmek sikintisi çektigi, açlik yasadigi bir gerçektir. Bazen yanlis politikalar yüzünden de Ekmek Kavgasi yapilmis, sikinti çekilmistir. Ama savaslarda, kurak yillarda iyi yasanmadigini herkes biliyordur. Bu yüzden Türk halki ve özellikle köylü için ekmek son derece yasamsal bir nimettir. Aileler, hükümetler önce ekmek ihtiyacini karsilamayi düsünürler. Açlik tehlikesine karsi disaridan bugday ithal eder, muhtemel savaslar için stoklar yaparlar. Mesela Balkan Savasi Bozgunu sirasinda açligin yasanmasina, halkin ekmek sikintisina düsmüs olmasina ragmen ekin ambarlarinda birkaç ay yetecek bugday stoklari vardi.
Bugün dünyada iki milyar dolayinda insan açtir. Türkiye'de ise bir milyon insan açlik sinirinin altinda yasamaktadir. Bunlara hiç kimsenin "Ekmek bulamiyorsaniz pasta yiyin" deme lüksü yoktur. Onun için AÅz ve IÅz hükümetlerin stratejik konusu ve sorunudur. Öncelik as ve is sorunundadir. Türkiye'yi yönetenler simdi bu sorunla karsi karsiyadirlar.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol