Sayin Basbakan bir süre önce yaptigi bir konusmada iktidara geldikleri 7 yil içerisinde 7 bin 445 egitim kurumu (yani okul) açtiklarini bu süre içerisinde 142 bin 637 yeni derslik açtiklarini söyledi. Bu egitim kurumu ve dersliklerine ne kadar ögretmen atandigi hakkinda ise bir bilgiye yer vermedi. Egitim kurumu ve derslik demek ögretmen demektir. Bu nedenle Sayin Basbakan konusmasinda yer alan bilgiyi yarim birakmistir.
Bugün Türkiye'nin ne kadar derslik ve ögretmen açigi bulundugu pek belli degildir. Basinda yer alan haberlere göre 200 bin derslik ve ögretmene ihtiyaç vardir. Bu açik son bilgilere ragmen kapanmis degildir. Hatta eski Milli Egitim Bakanlarindan Necdet Tekin, Milli Egitim Bakanliginin ancak yil içinde meydana gelen ögretmen açigini kapatmakla yetindigini söylemistir.
Türkiye'nin egitim sorunu giderek büyümektedir. Ögretmen açigi, derslik açigi, okul açigi büyümektedir. Bu durumda Bakanlik ciddi bir planlamadan yoksundur. Köylerde okullar kapanmasina, köy ögretmenlerinin kent ve kasaba okullarina çekilmis olmasina ragmen ögretmen açiginin devam etmesi düsündürücüdür ve ciddidir. Gönül isterdiki Sayin Basbakan iftiharla açikladigi okul ve derslik rakamlari yaninda kaç bin köyde okulun kapandigini, bu okullarda çalisan ögretmenlerin nerede istihdam edildiklerini de açiklamis olsundu.
Åzunu herkes bilmelidir ki Türkiye'nin okul kapatma, okul, derslik ve ögretmen açigini sürdürme gibi bir lüksü yoktur ve olamaz. Her ülkeden daha fazla Türkiye nüfusunun egitime ihtiyaci vardir. Egitim ulusal bir faaliyet alanidir. Onun için Bakanligin adinin basinda "MILLI" kelimesi bulunmaktadir. Türkiye'nin nüfusunu egiten, gelecege hazirlayan, Türkiye'nin kaliteli insana olan ihtiyacini karsilayan bu Bakanliktir. O nedenle bu Bakanligin isi sadece ögretmen, okul ve derslik degildir. Egitilen kusaklarin kaliteli olmalari, çagdas egitim ölçüleri içersinde olmasi gerekir.
Milli Egitim Bakanligina sormak gerekir: Okulsuz ve ögretmensiz biraktiginiz kirsal kesim insanlari için baska tür egitim düsünüyormusun? Mesela Halk Egitimi gibi. Ancak bakanlik simdiye kadar kirsal kesim için bir egitim sekli düsündügünü belli etmemistir. Köy okullari yikima birakilmistir. Kapanan okullarin araç ve gereçleri büyük ölçüde harap olmustur.Kirsal kesim kendi haline birakilmistir. Bu durumda Türkiye'de Tasimali Egitim sorun yaratmistir. Bu konuda bilimsel bir arastirma yapilmadigi için Milli Egitim Bakanligi bütçesinde ne kadar tasima araçlarina, ne kadar tasinan ögrencilerin yemek masraflarina harcama yapildigi belli degildir. Tasimali Egitim'in normal egitimi ne kadar etkiledigi, nasil etkiledigi de belli degildir. Sabahin köründe kalkip uzakta bir okula giden ögrenci egitime ne kadar hazirdir? Bunlar havada kalmis sorunlardir. Bize göre egitim-ögretim yili sonunda ögretmenlere firsat verilmeli, ögretmenler bu Tasimali Egitim'i, egitimci gözüyle, egitimi yapan kisiler akliyla tartismalidirlar. Müfettislerin de bu konuda görüsleri alinmalidir. Yani Türkiye'de egitim sistemi her yönüyle degerlendirilmeli, uzmanlarin da görüsü alinmalidir. Bilinmelidir ki egitim yalniz okul ve ögrenci, ögretmen sorunu degildir. Onlar dahil,egitim bir ulusun gelecegiyle ilgili bir faaliyettir.
Bir baska açidan da bu egitimin bir ciddi sorunu daha vardir. Ögrenciler okullar açik kaldigi sürece yogun bir faaliyet ve çalisma içersine sokulmuslardir. Cumartesi-pazar bile Özel dersaneler açiktir. Buralara giden ögrenciler egitim açisindan yorgundurlar. Çocugu yorgun hale getiren egitim, egitim degildir. Ögrenciler basari için zorlanmaktadirlar. Öte yandan okul bahçelerinde alanlar daraldigi, okullarda ögrenci kalabaligi oldugu için çocuklarin oyun alanlari da yok denecek kadar azalmis, egitim açisindan bir sorun olarak ortaya çikmistir. Çocuk oyun demektir. Oyun için kaç metrekare alan lazimdir? Bunlari tartismak gerekir. Bahçesiz, bahçeleri yetersiz okullarda çocuklar için mutlaka sorun vardir. Çocugun okula, dersliklere gitmesi tek basina egitim degildir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol