AFEDERSIN PILAV YEDIM

"Dün aksam yemeginde afedersin güzel pilav yedim!"
Sanki, "afedersin bilmem ne yedim!" der gibi.
Agza alinamayacak bir sey söylüyormus gibi.
Afedersin pazardan birkaç kilo domates aldim!
Sanki, "Afedersin çarsidan sirfinti aldim!" der gibi.
Pilav yediysen bunda affedilecek ne var?
Yarasin. Agzina tat, bedenine vitamin olsun. 
Ne iyi etmissin bak pilav yiyerek.
Pazardan birkaç kilo domates alarak ne kadar gönlünce bir davranista bulunmussun.
Demek ki sana domates gerekiyormus, gidip almissin. 
Tavuk gerekseydi veya horoz veya maydanoz, gider onu alirdin.
"Geçen hafta, afedersin Izmir'e gittik…"
Haydaaa!
Yahu, Izmir'e gitmenin affedilecek nesi var, neresi var.
Biçimsiz söylemlerdir bunlar. 
Insanlar, yaptiklarindan, ettiklerinden, yediklerinden, içtiklerinden, geldiklerinden gittiklerinden emin olduktan sonra…
Niçin affedilmesi gerektigine hükmetsinler?
Yok, eger güzel konusmanin biçimini yakalamaya gayret etmekse erek…
Daha tumturakli, daha yakisikli, daha biçimli konusuyor olmaksa amaç…
Daha iyi anlatmanin, daha biçimli konusmanin, daha akici, daha çekici, daha albenili konusmanin yoluna, yöntemine bakmali nihayet.
Yoksa, her sözünün bir yerlerine "afedersin!" getirerek, kime, neyi kanitlayabilir bir insan?
"Zenginin ayibiyla, fakirin ölümü duyulmaz!mis.
Sosyetenin her devinimi kural olur yerine göre.
Fakir fukara da ya kendi çemberinde yasar gider…
Ya da birilerinin devinimlerine ayak uydurmaya çabalamakla ömrü sökülür, çürür…
Ulu kuraldir.
"Her kus kendi sürüsüyle uçar!"
Ne zaman ki bu sürünün kusu, bilerek veya bilmeyerek sürüsünden kopar da öbür sürünün içinde kalakalir…
Bunalir.
Afedersin!
Tökezler.
Yasami marizlenir.
Kibar olmak böyle bir sey demek ki.
Bilmecedeki gibi:
"Fakir yere atar, zengin cebinde saklar." Bilin bakalim nedir bu?

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol