AKLIN PARLADIĞI VE DURDUĞU ZAMANLAR

Dünyada sözün başladığı ya da durduğu, bittiği zamanlar vardır. O zaman insan aklı devreye girer. Çare üretmeye başlar. Tabii düşünmesini biliyorsak birçok şeyin çaresi vardır. Çarelerin bulunduğu, üretildiği zamanları insanoğlu YILDIZIN PARLADIĞI ANLAR olarak nitelendirilir. İnsan ne yapacaksa o zaman yapar. Arşimet bir anda bulmuştu suyun kaldırma gücünü. Romalı askerlere "Dairemi bozmayın" demişti. Çünkü o sıra bir şey bulmuştu. Bilinmeyen bir şeye çare üretmişti. Bizim Dokuzuncu Cumhurbaşkanımız "ÇARE TÜKENMEZ" demişti ama Türkiye'nin yıllardan beri çare ve çözüm bulamadığı sorunları vardır. Terör, trafik, kadın cinayetleri, fiyat artışları, cehaletle mücadele yöntemleri bu cümledendir.
Ne zaman, nereden alıntı yaparak not etmişim bilmiyorum, hatırlamıyorum ama bir ülke iç ve dış nedenlerle istikrarsızlığa doğru gittiğinde, ufukta öyle bir rahatsızlık belirdiği zamanlarda akla GÜÇLÜ EKONOMİ, KUSURSUZ DIŞ POLİTİKA, CAYDIRICI ASKERİ YAPILANMA, REFORMA EDİLMİŞ İSTİHBARAT KAYNAKLARI" akla gelirmiş ve bunları ihtiyaç duyulurmuş. Mustafa Kemal Atatürk'ün Milli Mücadele Planları iyi incelendiğinde bu unsurlar görülür. Büyük Millet Meclisinin sert eleştirilerine rağmen düşmanın Anadolu'nun ortalarına kadar gelmesini beklemiş, bu süreçte önlemlerini almış, tedbirlerini geliştirmiştir. Ve sonra halkı ile birlikte tarih yazmıştır. Bu süreçte zamanla yarışıldığı muhakkaktır. Çünkü zamanın kötüye gidişini önlemek gerekir.
Türkiye tarihinden hareketle çevremize, dünyaya bakacak olursak küremiz yani dünyamız bir istikrarsızlık sürecindedir. Avrupa ekonomik kriz yaşamaktadır. Ortadoğu topyekun bir savaşın sancılarını çekmektedir. Arap halkları ayaktadır fakat ne yapmak istedikleri belli değildir. Toplanıp konuşmakta ve sonra da dağılıp gitmektedirler. Sorunlarına bir çare buldukları görülmemiştir. Ortadoğu'da istikrarsızlığın sürüp gitmesi de bundandır. Olayların bu kadar geniş zamana izin vermeyeceklerini görmek lazımdır. Galiba DEVLET ADAMLIĞI da bu noktada gündeme gelmektedir. Araplar'da bu yoktur. Olaylar Ortadoğu'yu, Türkiye'nin çevresini nereye götürmektedir? Ortadoğu'da bir Cadı Kazanı kaynıyor, kaynatılıyor ki bölgenin harareti giderek artmaktadır. Bir yerde istikrarı sağlamak için önlemler varsa istikrarsızlık yaratmamak için de nedenler vardır. Ancak istikrarsızlığı gidermek için nedenleri iyi tanımak, ondan sonra çözümleri düşünmek, tedbirleri gözden geçirmek gerekir.
Geçenlerde bir yabancı gazeteden yapılan alıntı yazıda deniyor ki zamanımızda eski Devlet Adamları yoktur. Amerika, Avrupa o eski Büyük Devlet Adamları Dönemi'ni geride bırakmıştır. Şimdikiler olayların arkasından sürüklenmektedirler. Düşünsenize, Avrupa Ekonomik Krizi'nde, Avrupa ülkelerini yönetenlerin ne kadar payı vardır? Yunanistan ekonomisi neden çökmüştür? Amerika ve bazı Avrupa ülkeleri neden karşılıksız para basma ihtiyacını duymaktadırlar? Bir yerde olayların boyutları uzayıp gidiyorsa orada durup düşünmek gerekir. Zaten zamanımız DÜŞÜNMEK ZAMANI'dır. Beyinlerin düşünce ile ısınma zamanı çoktan gelmiştir. Ne dersiniz?

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol