AKIL ILE INANÇ ARASINDAKI DENGE-LAIK'LIK (-IV-)

Osmanli tarihinde 1517'de Yavuz Sultan Selim'in halife unvanini almasiyla din devlet ile iç içe girmis, hatta her alanda egemen olacak ve etki yapacak duruma gelmisti. (1). Devlet yapisi tamamen ser'i çerçeve içine girmisti. Bu olgu Osmanli tarihinde bir kirilmanin baslangicini teskil etmistir. Çünkü daha önce Osmanli yönetiminde hosgörü egemen idi. Bu nedenle akil ve bilime önem verilirdi. Bunun dogal sonucu olarak Osmanli Imparatorlugu bir cihan devleti haline gelmis, çok parlak bir medeniyet yaratmistir. Fakat halifelikle birlikte din siyasete kansmis, daha ileri giderek egemen olmus, önce hosgörü terkedilmis, arkasindan bilime sirt çevrilmistir. Taassubun kara pençesine hapsedilen Osmanlida en basit bir yenilik dahi küfür diye tepkiyle karsilanmistir. Bunun dogal sonucu olarak da önce duraklama sonra gerileme devrine girilmis ve en son olarak da parçalanma meydana gelmistir.
Osmanli enkazi üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran aydin kadro Osmanli Imparatorlugu'nun akibetinden ve Avrupa'da seriatçi güçlerin sebep olduklari aci olaylardan ders çikarmis, genç cumhuriyeti kara tehlikeden kurtarmak için laik, üniter devletin temellerini atmistir. (14).
Cumhuriyet devletini saglam temeller üzerine oturtmak için seriat ve bölücülüge karsi etkin
önlemler gerekiyordu. Iste laik devlet yapisi seriatçiliga, bölücülüge, mezhep kavgalarina karsi birlik ve beraberligi koruyan en önemli ilkedir. Hür demokratik parlamenter rejimin en saglam güvencesidir. (13).
Laiklik insanlarin ruhunu ve kafasini aydinlattigi için dinin sömürülmesini engeller. Çikarlari ellerinden giden sahte dindarlar bu nedenle, bu ilkeden çok rahatsiz olurlar. Ortaligi bulandirmak için de "Din elden gidiyor." diye yaygara koparirlar. Halbuki kendileri de çok iyi biliyorlar ki elden giden sey, din degil dini duygulari sömürerek sagladiklari menfaatleridir.
Laik insan hosgörülü insandir. Hosgörülü insan olgun insandir. Her türlü inanca ve farkli düsüncelere tahammül eden insandir. Olgun insan akilci insandir, akilci insan olaylari, akil, mantik ve bilimin isiginda çözer. Hosgörülü insan kavgayi degil barisi, kini degil sevgiyi, kötülügü degil güzelligi ister ve yaratir.
Laiklik iki ayri insani, inancin üstünde birlestirir. Laiklik prensibine göre inanç Allah ile kul arasinda manevi bir bagdir. Herhangi bir dinde, renkte, mezhepte ve dilde dogmak ne bir kusur ne de bir üstünlük sebebi olur. Herkes birinci sinif vatandastir ve herkes kanun karsisinda estir. Laiklik, ümmetten ulusa, kulluktan vatandasliga geçistir. Ayni zamanda halkin kendi kendisini yönetmesi, seçme seçilme özgürlügünü kazandirarak bu hakki özgürce kullanmasidir.
Laiklik aklin öncülügü, bilimin aydinligi ile gelisen, özgürlük ve demokrasi anlayisinin, uluslasmanin, bagimsizligin, ulusal egemenligin ve insanlik idealinin temeli olan uygar bir yasam biçimidir. Laiklik halkçiligin sömürülmesini önler (8).
Karanliklar ancak bilimle aydinlanir. Bu aydinlanmayi da laik ortam saglar. Laiklik aklin, mantigin, sag duyunun toplum hayatina egemen kilinmasidir. Bilime saygidir. Laik anlayista ö-nemli bir yeri olan düsünce ve inanç özgürlügü, kisileri ve toplum kesimini birbirlerine baglar, uznamlastirir ulusal dayanismayi, birlik ve beraberligi pekistirir. '
Laikligin çok önemli bir yönü de toplumun bütün fertleri için sagladigi din özgürlügüdür. Din özgürlügü de bir yandan vicdan özgürlügünü, öte yandan da ibadet özgürlügünü kapsar.
mustafaermis@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol