AKIL ILE INANÇ ARASINDAKI DENGE-LAIK'LIK (-III-)

Bu nedenle bu ser güçlerinin etkinligini sinirlamak gerekiyordu., Her yeniligi küfür olarak tanitan bu örümcek kafalilar yüzünden matbaa gibi aydinlanma araci gibi bir yenilik ülkemize üç yüz yil sonra girebilmistir. Elbette bunun suçu Islam dininde degildir. Toplumun genel gerileyisine kosut olarak yozlasan din adamlarinda ve onlarin islevindeydi. (10).
Nitekim Atatürk Islam dini için bakin ne güzel seyler söylemis; Atatürk' e göre "Son" ve "Ekmel" din olan Islamiyet, "Akla, mantiga ve hakikate uymaktadir. Bizim dinimiz için herkesin elinde bir ölçü vardir. Bu ölçü ile hangi seyin dine uygun olup olmadigi kolayca takdir edebilirsiniz. Hangi sey ki akla, mantiga, amme menfaatine uygundur, biliniz ki o bizim dinimize de uygundur. " demektedir. (12). Atatürk bu sözleriyle Islam dinine ne kadar önem verdigini, dine karsi olmadigi göstermektedir. O'nun karsi oldugu sey, hurafeler, bos inançlar ve safsatalardir.
Muhakkak olan bir sey vardir. O da her yerde hazir ve nazir olan Tanri beynimizde oldugu kadar vicdanimizda da vardir. Her insan Tanriyi kendi iç dünyasinda nasibi derecesinde duyar.
Laiklik akil ile vicdanin kendi sahalarinda özgür olmalarindan ibarettir. Bu özgürlük aklin vicdan sahasina, vicdanin da akil sahasina müdahalede bulunmamasi ile mümkündür. Hiç kimse bir digerine benim gibi düsünecek, benim gibi inanacak ve benim gibi ibadet edeceksin diyemez. Laiklik ilkesi ile yalniz akil degil, ayni zamanda vicdan da esaret zincirlerini kirmistir. Bu bakimdan laiklik din hayatinin da serbestçe gelisip serpilmesine olanak sagladigi inkar edilemez bir gerçektir. Bunu bir türlü anlamak istemeyen bagnaz ve yobazlar, vicdan hürriyetiyle birlikte herhalde dinin degil; eskisi gibi kafalara ve vicdanlara tasarrufta bulunamadiklarina hayiflanmaktadirlar.
Laiklik ilkesi insanliga özgür bir irade ile iki kanat getirdi. Bu kanatlardan biri düsünce özgürlügü, digeri ise vicdan özgürlügüdür. Özgür irade, düsünce özgürlügüne dayanir, vicdan özgürlügü ile de yükselir. Gerçek anlamda bilimsel ve dini gerçeklere ancak özgür iradenin bu iki kanadi ile ulasabilir.
Laiklik, esitligin, özgürlügün ve toplumsal hosgörünün kosulu olarak demokrasinin vazgeçilmez ögesidir. (12).
Ünlü Fransiz yazar Theophile Gautier söyle demektedir "Eskiden dinler, bilimler, sanatlar, bütün bilgelikler, bütün siirler, bir merkezden isigin dagilmasi gibi dogudan batinin karanlik bölgelerine dogru yayilirdi. Bati, orta Çagin koyu karanliginda yasarken Islam bilginlerinin yaktiklari mesale Hiristiyan batiya isik vermistir. Islam dünyasi bu altin çaginda Abdülhamit bin Türk, Harezmi, Fergani, Farabi, Fahreddin Razi, El Beyruni, Ibn-ür-Rüst, Ibni Sina, Ulugbay, Ali Kusçu, Piri Reis, Mimar Sinan, Hallac-i Mansur, Nesimi gibi birçok düsünür, filozof yetistirmistir." (13). Fakat Islam alemi somadan yavas yavas içine kapandigi taassubun, donmus düsünce kaliplarinin, skolastigin, duragan medrese egitiminin esiri oldu.
Devam edecek
mustafaermis@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol