"İhtiyar bir şaire(Samuel Ullman’e) çocukları 80 yaşına bastığı zaman bir şiir kitabı hediye ettiler. Adı, "80 Yılın Zirvesinden"di. Ve onun ömür boyunca orada burada karaladığı hikmet(Bilgelik) parçalarını kapsıyordu."
"Bu ufak kitap, ta Japonya'ya kadar gitti ve (Birleşmiş Milletler Ordusu) Başkumandanı beş yıldızlı General Mac Arthur'un odasındaki masanın bir köşesine kondu. Şiirsel düzyazı "GENÇLİĞİN FELSEFESİ" adını taşıyordu. Ünlü general önce masasının üzerindeki bu yazı ile tanındı ve daha sonra Kore'de Çin'e karşı savaşan Birleşmiş Milletler Başkumandanı olarak ün yaptı. 1950 yılının başında Türkiye bu Birleşmiş Milletler Ordusu'na General Tahsin Yazıcı komutasında 4500 kişilik bir birlikle katılmıştı. Türk Tugayı Kore'de Kunuri Savaşı'nda destansı bir kahramanlık örneği göstermiş, Amerikalı General'in övgü ve takdirini kazanmıştı. Mac Arthur bu savaşta zaman zaman zor durumlara düşmüş, Amerikan ordusu çembere alındığı zaman bu general, "BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ORDUSU KOMUTANI OLACAĞIMA TÜRK TUGAYININ KOMUTANI OLSAYDIM" demiş, Türk Tugayına övgü yağdırmıştır. Onurlu ve gururlu bir general olan Mac Arthur bu savaş sırasında Amerikan Cumhurbaşkanı Turman'ın emirlerini dinlemediği için görevden alınmış Amerika'ya dönmüştür.
Mac Arthur 1935 yılında Ankara'da Mustafa Kemal Atatürk'ü ziyaret etmiş, Atatürk'ten çok etkilendiğini, Mustafa Kemal'in İkinci Dünya Savaşı çıkacağını beş yıl önceden bilip söylediğini açıklamıştır.
Mac Arthur'un masası üzerindeki "GENÇLİĞİN FELSEFESİ" yazısına gelince, bu yazı Mac Arthur'a daha büyük bir şöhret getirmiş, ünü dünyaya yayılmıştır. İŞTE O GENÇLİĞİN FELSEFESİ YAZISI:
"Gençlik ömrün bir parçası değildir. O bir akıl ve idrak durumu, bir irade derecesi, bir hayal gücü, heyecanların kuvvet ve dinçliği, cesaretin korkaklığa, macera iştahasının rahat ve asude yaşama sevdasına galebesidir.
Hiç kimse birkaç yıl fazla yaşamış olmakla ihtiyarlamaz. İnsanları ihtiyarlatan ideallerinin gömülmesidir. Seneler cildi buruşturabilir. Fakat heyecanların feda edilmesi ruhu buruşturur.
Üzüntü, şüphe, nefse itimatsızlık, korku ve yeis; bütün bunlar başları eğen ve ilerleyen ruhu tekrar gerisin geriye mezara götüren uzun, çok uzun yıllardır.
Hepiniz inancınız kadar genç, şüpheniz kadar ihtiyar, kendinize olan güveniniz kadar genç, korkunuz kadar ihtiyar, ümidiniz kadar genç, yeisiniz kadar ihtiyarsınız.
Kalbiniz dünyadan, insanlardan ve sonsuzluktan güzellik, sevinç, cesaret, büyüklük ve kuvvet haberleri aldığı müddette gençsiniz. Bütün bu hatlar yıkılmış ve kalbinizin tam ortası kötümserlik karları ve bağnazlık buzları ile örtülmüşse, o zaman artık muhakkak ihtiyarlamışsınızdır."
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol