Osmanlı Devleti'nin Balkanlar'daki tebaasından Anadolu'ya Göç Hareketi 1821 yılından sonra, Yunan İhtilali ile başlamıştır. Zaman içersinde Balkanlar'daki hareketlenme, baskı ve terör bu göç hareketini hızlandırmıştır. 1877 - 1878 Osmanlı - Rus Savaşı ise Balkanlar'da taşları yerinden oynatmış, kitlesel göçler başlamıştır. Bu konuya bir süre önce çıkan yazımızda değinmiş, Balkanlar'dan göç ve göçmenliğin trajik sonuçlarını anlatmaya çalışmıştık. Bu yazımızda olaya Türkiye üzerinden bakmak istiyoruz.
Osmanlı Devleti, Rusya ve Balkan ülkeleri ile 1922 yılına kadar, birisi Dünya Savaşı olmak üzere 7 savaş yapmıştır. Bu savaşlar yalnız Osmanlıları değil, Osmanlı Tebaası'ndan olan Rumları da etkilemiştir. Özellikle Balkan Savaşı Balkanlar'dan ve Trakya'dan Rumların göçmesine neden olmuştur. O yıllarda Kırklareli'nden göç eden Rumların sayısını bilmiyoruz ama sadece Amerika'nın Dayton Eyaleti'nde 70 yılda Kırklareli kökenli 10 bin Rum topluluğu meydana gelmiştir. Bu bilgiyi 1990'lı yılların ortalarında Amerika'nın Dayton Eyaleti'nden gelen bir heyetten öğreniyoruz. Bu heyet Kırklareli'ne göç olayının 75. yıldönümü Kırklareli ve Dayton'da kutlama programı yapmak için gelmişti. Ancak Amerika - Irak Savaşı dolayısıyla bu program gerçekleşememiştir.
Balkan Savaşı öncesi ve sonrası Kırklareli'nin içinden ve Rum köylerinden çok sayıda Rum göç etmiştir. Özellikle Kırklareli merkez, Yoğuntaş (Polos) ve Bedre (Kayalı) Rumları önce Atina'ya yerleşmişler, daha sonra Amerika'nın Dayton Eyaleti'ne gitmişlerdir. 1923 yılında Yunanistan ile yapılan nüfus değişiminde (Mübadele) Rumların tamamı Kırklareli Merkez ve köylerinden ayrılmışlardır.
Bir süre önce Yunanistan'a ailesinin göç ettiği köyü görmeye giden Mülayim Üstündağ ve Cevat Gürkaş ile Mübadele Olayı'nı konuşurken Mülayim Üstündağ, Kırklareli'nden göç edenlerin Selanik ve Serez gibi yerlerde Üsküp, Saranda Eklasias (Kırkkilise) adını taşıyan yerleşim birimleri meydana getirdiklerini söyledi. Selanik'te Kırklareli'nin eski adını taşıyan bir mahalle kurduklarını ifade etti. Biz de bir araştırmamız sırasında Atina yakınlarında KIRKŞEHİTLER adı ile anılan bir yer olduğunu tespit etmiştik.
Geride bıraktıkları köy ve kasabaları yaşatmak için aynı adı taşıyan yerleşim birimleri kurmak yalnız Yunanlılara mahsus değildir. Bizim Balkanlar'dan, Bulgaristan'dan gelenlerimiz de aynı şeyi yapmışlar, geride bıraktıkları köy ve kasaba adları ile Trakya'da, Anadolu'da köyler kurmuşlardır. Bu bir vefa göstergesi ve hatıra ifadesidir. İnsanlar doğup büyüdükleri yerleri geride bırakıp başka yerlere gitmişlerse, geçmişe daha fazla özlem duyarlar. Bu da normaldir. Ne demiş şair: "Ben gurbette değilim, gurbet benim içimde." Ve insan hatıralarla yaşar.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol