ANADOLUCULAR NE YAPMAK İSTİYORLARDI?

Türk tarihinde "VATAN" kelimesini ilk telaffuz eden Hürriyet Şairi Namık Kemal olmuştur. Osmanoğulları'nda vatan yerine coğrafya söz konusu idi. Coğrafyadan vatana geliş uzun yıllar almıştır. Bizde vatanın sınırları 1920'de Meclis-i Mebusan tarafından belirlenmiş, bu sınırlar milli mücadele ve İstiklal Savaşı'nda savunulmuş, Lozan'da dünyaya kabul ettirilmiştir. Anadolucular'dan Prof. Dr. Remzi Oğuz Arık "COĞRAFYADAN VATANA" adlı kitapta bunu anlatmaya çalışmıştır.
Anadolucular bir anlamda Bölgecidirler. Onlar için VATAN, Anadolu'dur. Bu fikir ve düşünce akımı Metin Çınar tarafından bu yıl başında kitaplaştırılmış "ANADOLUCULUK ve TEK PARTİ CHP'de SAĞ KANAT" adlı kitapta anlatılmıştır. Anadolucular'ın kimler olduğunu, ne yapmak istediklerini öğrenmek isteyenlere bu kitabı tavsiye ederiz.
Türkiye'de Anadoluculuk yapanlar entelektüel düzeyde fikir ve kültür insanlarıdır. Ancak onlar kadrolaşmanın ötesinde bir güç oluşturmamışlardır. Anadoluculuk ya da Bölgecilik fikir bazında kalmıştır. Konu hakkında kendi görüşleri doğrultusunda fikriyat yapmışlardır. Ancak fikirleri ile bayağı etkili olmuşlardır. Çok Partili hayata geçiş yapıldığı 1945 yılında Anadolucular hatırı sayılır bir grup oluşturmuşlardı. Yayın organları vardı. Misal "BİZİM TÜRKİYE" onların yayın organı idi. Metin Çınar'ın yazdığına göre Bölgeciler'in önde gelenleri şunlardı:
  "Prof. Dr. Remzi Oğuz Arık, Prof. Dr. Hüseyin Avni Göktürk, Mümtaz Turhan, Sedat Cumralı, Osman Atilla, Cahit Okurer, Nuzhet Şakir Dirisu, Turgut Evren, Prof. Dr. Fethi Çelikbaş, Sait Tahsin Tekeli, Suat Seren, Şair Ceyhun Atıf Kansu, Prof. Dr. Sadi Irmak, Prof. Dr. Nihat Erim, Prof. Dr. Mehmet Kaplan, Hamdi Akverdi, Şair Behçet Kemal Çağlar, Prof. Dr. Zayaeddin Fındıkoğlu, Eski Bakanlardan yazar Samet Ağaoğlu, Prof. Dr. Osman Turan, Kerim Yund, Mehmet Halit Bayrı, Tahsin Tola, Eski Bakanlardan Tahsin Banguoğlu ve Tahir Aktan."
Anadolucuların Türk halkı, köy ve köylü üzerine ilginç görüşleri vardır. Siyasi litratürde Rejyonaizm olarak ifade edilen Bölgecilik hareketinde bulunanların kendilerine özgü fikir ve görüşleri olmaları doğaldır. Mesela Remzi Oğuz Arık bir yerde köylüye ilişkin şöyle der:
"Köylü, milli benliğin saf kalan özü ve milli benliğin hazırlanması için bütün tedbirlerin kaynağıdır."
Cumhuriyet'le birlikte modernleşme atılımlarını dikkate alarak, Türkiye'de varlığını kabule mecbur olduğumuz köyü, varlığını kabule mecbur olduğumuz şehre mi benzetelim. Yoksa onu kendi kendine yeten alemi için de gelişmeye yatkın bir köy olarak mı bırakalım? Remzi Oğuz Arık'a göre "Köyün, köy olarak kalmasıdır." Anadolu Coğrafyasında "Tezatsız millet" mucizesini yaratabilmek, köye ve tarıma dayalı bir "İç Pazar" kurmakla mümkündür.
Tabii bu fikir ve görüşlerin tartışmaya açık bir görüş olması lazımdır. Köy kendi haline bırakılsın veya bırakılmasın az buçuk şartların değişmesi ile değişecek bir yerleşim birimidir. Bu konuda açık bir görüşe varabilmek için kitabın okunmasına ihtiyaç vardır.

 

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol