ANNELERİMİZ EYLÜLDE TARHANA, KUSKUS, EV MAKARNASI YAPARLARDI

Günlerden Çarşamba (18.9.2013) Çarşamba pazarına çıktım. Eylül ayında yaz sebzelerinin hepsini bulabiliyorsunuz. Biraz sebze, meyve yirmi lira tuttu. Pazarda yok yok. Kırklareli Çarşamba pazarı dört mevsim iyidir. Arada marketlerden de, seç aldan da alışveriş yapıyoruz. Eski organik sebzeyi, meyveyi bulmak zorlaştı. Çok ilaç kullanılıyor. "Neden bu sebzede beyaz lekeler bulunuyor?" "İlaç kalıntısı onlar, sera malı bunlar" "Çocukluğum yurdumdur" sözünü gazetelerde okuyunca çok sevinmiştim. Tarhana çorbasına kaşık sallayan Gazhane Sokağı Çocuklarıydık… Her evde dört beş çocuk vardı.
Eylül'de komşularla beraber ev makarnası, kuskus, domates salçası, pekmez, tarhana yapılırdı. Komşuluk vardı… Komşu komşunun külüne muhtaçtır derler.
Ahşap eski evde küçük odada dört erkek kardeş yan yana uyuyorduk. Küçük soba kapının hemen yanındaydı. Ahşap kapıyı açınca sol tarafta küçük oda, yanında mutfak, hemen yanında çok pencereli, konsollu, gömme banyolu, ahşap yüklüğü olan büyük odada minderler, oturma grupları vardı. Komşu bahçenin meyve ağaçlarından yaz, güz meyveleri çocuklar çok severdi. Eski bir ev zamanla yıkılı vermişti. İğdeler, innaplar, elmalar, diş kıran ayvalar, kıpkırmızı narlar nefisti. Bütün gün komşu bahçedeydik: Mahallenin güzel kızları kardeşlerimiz gibiydi. Komşu kızına yan bakmak suçtu.
Akşamüstleri top oynamak en büyük hobimizdi. Çocuk Oyunları: Kiremit oyunu, birdir bir, futbol, ebelemek, uçurtma uçurtmak, voleybol oynamak. Geceleri saklambaçta oynadığımız olurdu.
Karşı komşuda üzüm pekmezi, kara kazanlarda odun ateşinde pişirilirdi.
Sofrada böreğin ortası alınıp ortaya hoşaf(komposto), ayran konurdu. Pekmeze tahin dökülüp ev ekmeğini tahin pekmez karışımına bandırıp keyifle yerdik. Herkes babaya saygılı davranırdı. Saygısızlık yaptın mı dayak, kızılcık sopası hazırdı…
Yazın dereye yüzmeye giderken gelirken meyve bahçelerinden geçerken meyve ağaçlarından bir iki elmayı koparırdık.
Kır bekçilerine yakalandın mı yandığın gündü… Şeytan Deresi, Büyük Dere, Asılbeyli Deresi'nin kenarları söğüt ağaçları, kavaklarla doluydu. Yazın dereye gitmeyen çocuk yoktu. Baba dayağına rağmen dereye gitmek arkadaşlığın icabıydı.
Yıllar geçti. Gençlik çağında, buluğa eren gençlerin okulda, başka mahallelerde sevdalandığı gamzeli gülüşü güzel kızları vardı. Akşamüstleri okul çıkışında sevdiği kızın sokağından geçme alışkanlığı vardı.
Çocukların okumasını isteyen babalar: "Okumalısın oğlum. Ben okuyamadım. Oku ve adam ol. Yurduna faydalı ol oğlum" sözlerini bizim kuşak çok duymuştur. Trakya'da Balkan Muhacirlerinin Evlatları bu güzel sözleri dinlemişlerdir. Yurdunu, milletini seven demokrat, insancıl yüreklerimizde yaşama tutunmaya çalıştık. Tarih boyunca Trakya Avrupa'ya açılan kapı olmuştur. Medeniyetlerin buluştuğu köprü, kasaba ve kentlerde, köylerde yaşıyoruz. İyi günler ilerde derler. Kırtasiyelerin önü ana baba günü. Okullar açıldı. Ortalık şenlendi.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol