"ARADIĞINIZ NİTELİKTEKİ ELEMAN YANINIZDA ÇALIŞMAKTADIR"

Yıllar önce Fakir Baykurt'un bir yazısında okumuştum. Bir zamanlar Türkiye'de bir kurumun Yerbilimleri Mühendisine ihtiyaç duyulmuştur. Bulunacak kişi bilgili, teknik kabiliyetli olacaktır. Bu şartlara haiz eleman arayan Cumhuriyet Kurumu aradığını Türkiye'de bulamayınca Amerika'ya mektup yazarlar, kendisine ihtiyaç duyulan kişinin gönderilmesini ve tavsiye edilmesini ister. Amerika'nın eğitim sistemine göre üniversitelerden çıkanlar hayata atıldıktan sonra çalışmaları, başarıları izlenir ve not edilir. Türkiye'den gelen istek üzerine böyle bir elemanın mezun olacağı üniversite tespit edildikten sonra yazışmalar başlar, istenilen elemanın Türkiye'de, istek yapan kurumda halen çalıştığı, ondan yararlanılabileceği bildirilir. Görülüyor ki yanımızdaki insanı tanımıyoruz ya da yanımızda çalıştırmak istemiyoruz. Belki de pasifize etme gibi ilkel, zararlı bir saplantımız vardır.
1958 yılında Ankara Dairenin İnşaat Şubesinde Vazife Yapıyordum. Berlin Üniversitesi Nükleer Fizik Bölümü'nden mezun Karadenizli Alaeddin Yıldız ile beraberdik. Alaeddin Yıldız yerinden rahatsızdı. Zira inşaat şubesinde yapacağı bir şey yoktu. Canı sıkılıyordu, rahmetli şube amirimiz Kazım Özal'a "Beni buradan alın, branşımın olduğu yere verin, benden yararlanın" diyordu. Fakat kimse Alaeddin ile ilgilenmiyor, bizimle beraber oturup duruyordu. O sıra ülkenin bir yerinde yapılacak tesisler için Proje Yarışması açılmıştı. Projenin maliyeti 45 bin dolardı. Alaeddin Yıldız bu proje yarışmasına girdi ve onun projesi birinci oldu. Bir gün baktık ki Alaeddin Yıldız yerinde yok. Meğer Alaeddin'in çizdiği projeden Önemli ve Stratejik Kişi olduğunu anlayanlar onu önemli bir yere alıp görevlendirmişlerdi. Vazifemiz bitinceye kadar bir daha Alaeddin Yıldız'ı görmedik. Çünkü Alaeddin Yıldız, Temininde Güçlük Çekilen Elemanlardan olmuştu. Çizdiği projenin önemi ve birinciliği ile kendisinin "Temininde Güçlük Çekilen Bir Eleman" olduğunu kanıtlayan Alaeddin Yıldız mecburi görevi bitince bizim şubeye geldi, Amerika'nın NASA Merkezi'nden davet aldığını, Amerika'ya gideceğini söyledi. O sıra bunu Akşam Gazetesi de yazmıştı. Alaeddin Yıldız şimdi Amerika Uzay Üssü'nde çalışmaktadır.
Bu olaylar bize neyi anlatmaktadır? Olayı birçok yönden sorgulamak mümkündür.
Önce aklımıza gelen, yakınımızda, çevremizde bulunan insanları tanımadığımızdır. Çevremizdeki bu insanlar ne yapabilirler, ne gibi bilgi ve yetenekleri vardır, onlardan ya haberimiz yoktur ya da bir kuşkulu düşüncemiz, onlara ait bir tutumumuz vardır. Belki de sorumsuzluğumuz söz konusudur. Veya hissiyatımız mantığımıza baskındır. Bütün bunlardan dolayı kamuya iyi hizmet vermenin, yararlanılacak şeyi göz ardı etmenin ortaya çıkaracağı durumun, iyi yaptığımızı sandığımız şeyin aslında kötü sonuçlar doğurabileceğini, memlekete, kamuya yarar yerine zarar verebileceğini algılamaktan yoksunuz. Olaya nereden bakarsanız bakın bir cehaletin, bir peşin hükmün, bir yetersizliğin, hissiyatımızın mantığımızı gölgelediğini bilmezliğin içersindeyiz. Mesela işe adam yerine adama iş düşüncesi bizi daha iyi hizmetten alıkoymaktadır. Ne dersiniz? Yakın zamanda çevremizde buna benzer bir olay yaşandı.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol