Bundan bir süre önce Misir'in Baskenti Kahire'de bölgesel anlamda ilk defa düzenlenen "ARAP DÜNYASINDA KADIN" konulu konferansta kadinin örtünmek ve kapanmak suretiyle kendini tacizden korumaya çalistigi, fakat yine de sonunda kendini koruyamayip eve kapandigi açiklanmistir. Bunun sonucu kadinin toplumda kayboldugu, is hayatina atilamadigi ortaya konmustur. Bu baglamda Yemen'de kadinlarin yüzde 90, Misir'da yüzde 80'ninin sözlü ve fiziksel tacize ugradiklari belirtilmistir.
Kadinin toplumdan itilmesine, isini gücünü (çalisanlar için) yitirmesine ragmen suçlanan kadinin olmasi konferansta tartismalara yeni boyutlar getirmistir. Arap dünyasinda insanlarin erkek ve kadin olarak ayri dünyalarda yasadiklari, toplum içinde bir araya gelmedikleri, gelemedikleri, seriatin, geleneklerin, buna engel teskil ettigi ileri sürülmüstür. Uygulanmakta olan seriata göre kadinin akrabasi olmayan erkekler yaninda ve arasinda görülmesinin yasak oldugu, cezayi gerektirdigi anlatilmistir. Suriye'de 75 yasinda bir kadinin evinde, tanidigi iki erkegi misafir etmesi sonucu seriat hükümleri geregince Kirbaç Cezasi'na mahkum oldugu anlatilmistir. Kadinin cezasinin 40 kirbaç ve 4 ay hapis oldugu, bunun korkunç bir ceza anlamina geldigi söylenmistir.
Türkiye, Arap dünyasindaki bu geriligi Cumhuriyetin Kadin Devremi ile geride birakmistir. Ancak son yillarda toplumun bozularak degisimi sonucu Türkiye'de kadina tacizin ve siddetin arttigi uzmanlarin görüsü olarak kamuoyuna açiklanmistir. Daha geçenlerde Istanbul'da, 2009 yilinda 1500'e yakin kadinin kocalarinin siddetinden Siginma Evlerine geldikleri, kendi evlerini terk ettikleri açiklanmistir. Zaten kamuoyu arastirma ve anketleri de Türk toplumunda insanlarin giderek dindarlastiklarini ortaya koymustur. Dünden daha dindar bir Türkiye Arap dünyasini, Islam alemini sevindirmektedir. Son zamanlarda Araplar, Türkiye'den çok memnun olduklarini dile getirmektedirler. Bu nedenle Sayin Basbakan'in Islam'a hizmetinden dolayi Suudi Krali tarafindan ödüllendirildigi söylenmektedir.
Süphesiz Türkiye Arap dünyasi için model ve örnek bir Müslüman ülkedir. Onlara göre Türkiye her alanda ileri gitmis, ilerlemeye engel olusturan seyleri ortadan kaldirmistir. Bu sayede aydinlanmanin, çagdaslasmanin yolu açilmistir. "Cumhuriyetin ne kadar büyük bir nimet oldugunu anlamak için Afganistan'i, Irak'i, Iran'i, Pakistan'i, Arap Emirliklerini, Suudi Arabistan'i, Suriye'yi, Misir'i, Libya'yi, Tunus'u, Cezayir'i, Fas'i ve de Müslüman Afrika'yi düsünmek gerekir."
Türkiye aydinlanmanin ve ilerlemenin yolunu açarken önünde bir model, bir örnek yoktu. Türkiye ilerlemenin yolunu düsünerek, arayarak, deneyerek açmistir. Sartlardan, ihtiyaçlardan, imkânlardan, tarihten yararlanmistir. Para yok, kredi yok, yetismis yeterli sayida eleman, uzman yok, araç gereç yok. Osmanli'dan borca batik bir miras kalmistir. Cumhuriyeti kuranlarin, o kusagin iki gücü vardi, AKIL ve YURTSEVERLIK. Bu iki güçle, inançla yola çiktilar ve bugünkü Türkiye'yi yarattilar. Kolay degil tabii. Geldigimiz yer büyük bir fedakarligi gerektirmistir. Türk devrimi yol gösterici olmustur.
Günümüzün olaylarina bakarak bazen karamsar oluyoruz. Galiba karamsar olmamak gerekiyor. Bütün toplumlarda yenilesmeler, reformlar, devrimler çalkanti yaratmistir. Sikintilar ortaya çikarmistir. Belki bunlari yasayanlar da bizim gibi endise duymuslar, gidisati kötü görmüslerdir. Ama sonunda ülkenin düzlüge çikmasi herkesi sevindirmistir. Bizde de öyle olacaktir. Bugün durum vahim, fakat umutsuz degildir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol