ARAP DÜNYASININ DÜNÜ VE BUGÜNÜ

Yakin tarihin uyarilarina ragmen son yillarda Türkiye yüzünü Araplara’a dönmüs bulunmaktadir. Gün geçmiyor ki Türkiye’den bir hükümet mensubu herhengi bir Arap ve müslüman ülkesine gitmis olmasin. Tabii Arap Ülkelerine gitmek yasak degildir ama yakin tarih, çok degil, 70-80 yil önce Araplar’in Osmanli’yi, Ingilizlerle bir olup, arkadan hancerlediklerini binlerce, onbinlerce askerimizi sehit ettiklerini yazar. Bu halk bosuna mi YEMEN TÜRKÜSÜ’nü söylüyor. Yemen’e, Arap çöllerine giden gelmemistir. Askerimiz Yemen çöllerinde aç, susuz Ingilizler’e karsi Kutsal topraklari, yani Peygamberin yasadigi topraklari savunmustur.

Tarihin içinden Araplarla ayni dinden gelmekteyiz. Dünya tarihi Araplar’in 250 yil parlak bir dönem yasadiklarini, birçok yerlere fetihler yaptiklarini, Islam’i oralara götürdüklerini yazar. Ancak ayni tarihler müslümanligi daha uzak cografya bölgelerine götürenin, 800 yil Islamin kiliçdarligini yapanin Türkler oldugunu yazmaktan da geri kalmazlar. Buna ragmen Araplar, Türkleri sevmezler. Okudugumuz kitaplar, özellikle Arap Dünyasini arastirip yazanlar böyle söylüyor. Oysa biz onlara Kavm-i Necip (Soylu Irk) demisizdir. Tabii Islamin Peygamberi onlardan geldigi için.. Onlara Din Kardesi gözüyle bakmaktayiz. Parlak Devirlerini geride birakmis olmalarina ragmen bu bakis açimiz degismemistir. Özellikle son yillarda iktidara gelenler Türkiye’nin yüzünü daha da bu cografya bölgesine çevirmislerdir.

Bugün 200 milyonluk Arap Dünyasi insanlarinin 65 milyonu okuma yazmadan yoksundur, fukaradir. Sözgelimi, “Ispanya’nin yillik milli geliri 22 Arap ülkesinin toplam gelirinden daha fazladir. Arap ülkelerinde Avrupali, Amerikali yazarlarin adlarina rastlamak onlari okumak mümkün degildir. Çünkü kendilerinden baskalarini okumazlar. Son yapilan arastirmalarda Araplar’da hizli bir Yatak Bereketi arttigi, nüfusun 2007 yilinda 317 milyona ulastigi, bunun 2015 yilinda 395 milyona ulasacagi hesaplanmistir. Araplarin birden nüfus artisina yönelmelerinin elbette nedenleri olmak lazimdir. Bazi müslüman ülke yöneticileri de bu gidise özenmis görünerek, kendi ülkelerinde dogumu tesvik etmektedirler.

Türkiye müslüman bir ülkedir ama laik bir ülkedir. Laik yapisi son yillarda tehlikeye girmis olsa da yine de laik bir ülkedir. Araplar’a oranla farkimiz oradan gelmektedir. Bu farki Türkiye korudugu sürece Araplar’a benzemiyecek, Arap Ruhu ile yasamiyacaktir. Arap Ruhu, Araplarin bizi kendilerine benzetmek istemelerinin bir ifadesi olarak kullanilmaktadir. Ünlü Milli Egitim Bakani rahmetli Hasan Ali Yücel bir yazisinda “Biz milli mücadelede yalniz düsmani degil, Arap Ruhu’nu da yendik” diye yazmistir.

Suraya gelmek istiyorum:

Çevremizin ve Ortadogunun istikrari açisindan ve ekonomik çikarlarimiz yönünden elbette Arap ülkeleri ile siki iliskilerimiz olacaktir. Bizim onlara verecegimiz çok seyler vardir. Fakat onlardan alacagimiz sey sadece Petrol Dolarlari’dir. Onlara ihraç edecegimiz çagdasliktir. Arap halklarinin da özgürlük ve refah içersinde olmalari, hükümetlerin daha liberal hareket etmeleri bizim çikarimizadir. Çevremizde seriatçi hükümet ve iktidarlar, bizim farkliligimiza kem gözlerle bakan komsular olmasini istemeyiz. Zira Türkiye’nin kendi içinde barisik, kendi içinde huzurlu olmasi kadar çevresi ülkelerin de ayni durumda olmasi bize güven verir. Araplar’in TÜRK DEVRIMI’ni kabul edip anlamalari gerekir. Hâlâ onlarin Ankara’ya, Anitkabir’e gitmeyisleri Türk halkinca bir sorun olarak görülmektedir. Siz simdiye kadar Ürdün Krali Abdullah disinda herhangi bir Arap hükümet ve iktidar yetkilisinin Anitkabir’e çiktigini gördünüz mü? Hep Istanbul’a, eski Halife Merkezine tasinmaktadirlar. Böylesine de tutucu taraflari vardir. 

 

nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol