ASIK VE ASIK EDEBIYATI -III-

Hikmet Dizdaroglu asiklari iki kisimda incelemektedir.
Birinci kisim
a- Ümmi Asiklar, okuma yazma bilmezler.
b- Saz çalmasini bilirler, siirlerini saz esliginde söylerler.
c- irticalen (hazirliksiz) siir söylemeleri baslica özellikleridir.
d- siirlerini hece ölçüsüyle söylerler fakat okuma yazma bilmedikleri halde, kural disi olarak, Summani, Asik senlik gibi, arozla siir söyleyen asiklar vardir.
ikinci Kisim
Hem ögrenim görmüsler, hem saz çalmasini bilirler. Ayrica hem heceyle hem de arozla yazmislardir. Asik Ömer, Gevheri, Dertli, Erzurumlu Emrah bunlar arasindadir.
Asik edebiyati kavramini Prof. Dr. Fuat Köprülü, eski edebiyatimizi divan edebiyati, halk edebiyati ve asik edebiyati diye üçe ayirmistir. Asik edebiyati, Anadolu'da islamlik öncesi sözlü edebiyat geleneginin bir devami, olarak, özellikle XII. yüzyildan itibaren gelismistir. Önceleri dini, tasavvufi mahiyette iken, XV. yüzyildan sonra din disi ürünlerin verildigini de görüyoruz. siir söyleyenlerin adlarida degismis, ozan yerine asik diye adlandirilmislardir.
Asiklar hece ile okurlar ve daha çok 11 li - 8 li - 7 li kaliplarini tercih ederler. Türkü, varsagi, ezgi, deyis, kayabasi, üçleme, kosma, mani gibi halk edebiyati nazim sekillerini kullanan asiklarin, divan edebiyatinin tesiriyle gazel, murabba, muhammes, müseddes tarzinda olabilen ve özel bir ezgi ile okunan müstezat, kalenderi, satranç, vezn-i ahar, selis gibi nazim sekillerinide kullandiklarinida görüyoruz.
Asik edebiyati eserlerini iki grupta ele alabiliriz 1- Destan geleneginin bir devami kabul edilen halk hikayeleri. Nazim, nesir karisiktir. 2- Konu ve sekille belirlenen türlerden destanlar güzelleme, koçaklama, agit, taslama, muamma, atisma, nasihatnameler ve ögüt destanlari olarak görülmektedir.
Asiklar yetistigi çevreye göre söyle siniflandirilabilir.
1- Tasavvufi konulari isleyenler. Bunlar yörelerde belli bir kültürün yani marjinal kültür temsilcileridir. Kendini dünyaya kabul ettirmis asiklardan örnek Kaygusuz-Hayati v.s...
2- sehir ve kasaba çevresinde yetisenler. Divan edebiyatinin etkisinde kalmislardir. Örnek Asik Ömer-Gevheri-Dertli gibii...
3- Köy (sairleri) asiklari. Köy hayatini islerler. Örnek Bayburtlu Celali gibi.
4- Göçebe (sairler) asiklar. Göçebe hayatini, baskaldirisi, savasi, yeni düzeni islerler. Örnek Dadaloglu-Köroglu v.s...
Bu sinirlandirmanin disinda kalan ve halkin çok sevdigi (sairlerin) asiklarin varligini da belirtmeniz lazimdir. Örnek Karacaoglan- Pir Sultan Abdal gibi... Asik edebiyatini ve eserlerini sözlü olarak yada elden ele dolasan cönk defterlerinden aktarilarak zamanimiza kadar geldigi bir gerçektir. Halende gizli kalmis cönk defterleri ve eserler halkin elinde mevcuttur. Ayrica sehirlerden uzak köylerde orjinal eserleri ile yasayan asiklar (sairler) vardir. Zaman zaman karsilastigimiz olmaktadir. ilgi ve güven ile tanitilmak beklemekteler. Asik edebiyatinda yazma gelenegi yaygin olmadigi için, bir çok asigin ismi ve eserleri tarihler arasinda erimistir. Bu tip olaylar ilgisizligin, iletisimsizligin ve öneminin anlasilamamasindan ileri gelmektedir. Tabidirki bunun en büyük eksikligi mali güçtür diyorum. Bir kitalik Asik Veysel siiriyle veda ediyorum.
sasar Veysel isbu hale
Gâh aglaya gâhi güle
Yetismek için menzile
Gidiyorum gündüz gece...
mustafaermis@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol