ATATÜRKÇÜ DİN ADAMI ERCÜMENT DEMİRER'İN KIRKLARELİNDE İZLERİ

Ercüment Demirer'i Kırklareli'nde torunu Yedeksubaylığını yaparken, buraya yaptığı ziyaret sırasında tanıdım. Zamanın gazetelerinde yazılar yazıyordu. Din Bilgisi ve Din Kültürü olan biriydi. "KEMAL ATATÜRK ve DİN'' adlı bir kitabı vardı. İstanbul Nimet Abla Camiinde cemaate arada bir konuşmalar yapıyordu. Atatürk' ün annesi Zübeyde Hanım'a Kuran okuduğunu söylüyordu. Ankara İlahiyat Fakültesi hocalarından Doç. Dr. Bahriye Üçok ile iyi görüşüyordu. Ankara'da Parlemento da geniş bir dost grubu vardı. Böylesine aydın bir din adamı ile dost olmuştuk.
          Ercüment Demirer kısa bir sürede Kırklareli'nde sosyal bir çevre edinmiş olmanın rahatlığı içinde sosyal faaliyetlere katılıyor, konuşuyor, yazıyordu.1960 yıllarıydı. Devlet Planlama Teşkilatı Türkiye genelinde TOPLUMSAL KALKINMA Hareketi başlatmıştı. O sıra ben Kırklareli Halkevi Başkanı ve aynı zamanda Ankara' da Halkevleri Genel Merkez Yönetim Kurulu üyesiydim. Ercüment Demirer ile köylere gider, Halkevi, Halkodası Şubeleri açar, konferanslar verirdik. İnece'de , Dolhan'da Halkevi şubelerimiz vardı.Dolhan bizim Pilot Köyümüzdü. Köyün yetiştirdiği aydınlardan İsmet Yenigün de bize katılmış, hep birlikte AKZAMBAKLAR ÜLKESİ FİNLANDİYA kitabını köylüler arasında okuma yarışına koymuştuk. Köyün Yol, Su, Okul ve eğitim sorunu bütünüyle elimizdeydi. Vali Mehmet Saracoğlu da çalışmalara destek veriyordu. Ben o sıra diğer işlerim arasında gazetenin Yazı İşlerine de bakıyordum. Riza Tagal gazete Trakya'da Yeşilyurt'un sahibi idi, Ercüment Demirer'in çok yakın dostu konumunda idi. Oda ekibin içindeydi
Ercüment Demirer'i  halkevci yapmıştık. Ankara'ya bir geldiğinde halkevlerine kaydını yaptırmıştık. Daha sonra Atatürk Enstitüsü Bildirici üyesi olmuştu. O sırada Ercüment Demirer ile rahmetli Doc. Dr. Bahriye Üçok'u Köroğlu sokaktaki evinde ziyarete gitmiştik. Bu ziyaret benim Bahriye Hanım ile dost olmama vesile olmuştu. Ankara'da görüşemediğimiz olursa mektuplaşıyorduk. Bahriye Üçok önce Cumhuriyet Senatosunda Cumhurbaşkanlığı Konteyjanından, Cumhuriyet Senatosuna girmişti. Bahriye Hanım Prof. Dr. Coşkun Üçok ile evliydi, KUMRU adlı bir kızları vardı. Buarada Bahriye Hanım Atatürk Enstitüsü Bildirici Üyesi Cumhuriyet Senatosu Üyesi olması nedeniyle son derece aktif bir rol oynuyordu. Yazı ve kitap yazıyor, Atatürkçü düşünceyi kitlelere indirmeye çalışıyordu. "ATATÜRK YOLUNDA BİR ARPA BOYU" kitabını yazmıştı. Doktora tezini de gazetelere yazı yazan biri alıp kendine mal etmiş, kitaba kendi adını yazmıştı. Bu kitabı kendi yazmış gibi, olayı unutmuş olarak, kitabın üstüne kendi imzasını atmış, Bahriye Üçok'a göndermişti. Bu şahıs sonra da Bahriye Üçok'un dost çemberine girmeye çalışmıştı. Buna Bahriye Üçok çok üzülmüştü.
    Rahmetli Ercüment Demirer ile uzun yıllar mektuplaştım. Buarada Kepirtepe Köy Enstitüsünde hocamız olan Kemal Üstün ile de tanışmıştı, Kemal Üstün'ün evinde görüşüyorlardı. Ercüment Demirer bir mektubunda bu olaya değiniyordu.
    Bahriye Üçok'un Atatürkçü düşünceye yeni bir ivme kazandırması gerek parlementoda gerekse kamu alanında bazı çevreleri rahatsız ediyordu. Gazetelerde yazılarının çıkmasını engelliyorlardı. Yazıların yayınlanması için İstanbul'da Babıali'de bazı temaslar yapmamı istiyordu. Milliyet Gazetesi Hindistan ziyareti izlenimlerine ait yazılarım olmuş fakat yayınlanmamıştı.
Dostlarım arasında yer alan Bahriye Üçok'u, Ercüment Demirer'i, Değerli Hocam Kemal Üstün'ü rahmetle anıyorum.