ATATÜRK'TEN DÜŞÜNCELER, FİKİRLER, UYARILAR

İnsanlar ışıktan korkmazlar, karanlıktan kaçarlar. Gerçi karanlık o kadar güçlü değildir ama korkutucu bir özelliği vardır. Onun bir mum ışığı kadar gücü yoktur. Fakat yine de insanlar karanlıktan korkup kaçarlar. Işık ve aydınlık ararlar. Mesela aklı başında olan insanlar Mustafa Kemal'den kaçmazlar, onu anlamaya çalışırlar. Ben şahsen hayatta bu yolu izlemişimdir. Nerede ışık görmüş isem orada olmuşumdur. Kendi karanlığımı öyle yenmişimdir. Mesela Münür Saygın'ı, Sadrettin Özkal'ı öyle bulmuşumdur. Münür Saygın Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Kırklareli İl Temsilcisi ve aynı zamanda Öğretim Görevlisidir. Sadrettin Özkal ise Kırklareli Çukur Çeşme Sokağında Mantı Cafe Sahibidir. Orhan Işıkalp'ı da geçmişte ışığı olduğu için tanımış, dost olmuştuk. Bunlar benim Kırklareli'nde tanıdığım aydınlığı olan insanlardır.
Ancak hayatta herkesin biraz aydınlığı biraz da karanlığı vardır. Doğada Yarasa gibi karanlığı sevenler de vardır. Hayatta aydınlık arttıkça karanlık çekilir, sınırları daralır ve bir gün bakarsınız geceniz sabah olmuştur. Bunun için ünlü yenilikçi şair Tevfik Fikret oğlu Haluk'a derki; "SÜRMEZ KARANLIKLAR SONSUZA KADAR. BİR GÜN ELBET SABAH OLACAKTIR." Ünlü şairin söylediği meal olarak böyledir.
Geçenlerde Orhan Işıkalp ile Sadrettin Özkal'ın Mantı Cafe'ye gittik. Oraya sık sık gideriz ya. Değerli eşi Neşe Hanım'ın yaptığı kekleri yudumlarken laf lafı açtı konuşmalarımız Mustafa Kemal Atatürk'e geldi. Sadrettin Özkal bir süre önce okuduğu "ATATÜRK ve LİDERLİK" adlı kitaptan bahsetti ve altlarını çizdiği fikirlerden bazılarını okudu. Bildiğimiz şeyler ama Mustafa Kemal'i okudukça cehaletimiz ortaya çıkıyor.
Mustafa Kemal Atatürk deyince ceketimizin düğmelerini ilikledik. Bu sözler bir şairin şiirinde yer alır. Konuşmalarımız Mustafa Kemal geldiğinde Sadrettin Özkal "ATATÜRK ve LİDERLİK" adlı kitaptan Mustafa Kemal'den cümleler okudu. Ülkenin sorunlarına, bizi kuşatmaya çalışan alacakaranlığa ışık tutan düşüncesiyle Özkal'ın okuduklarını buraya almanın gereğini düşündüm. ATATÜRK DİYOR Kİ:
"Ey yükselen yeni nesil, İstikbal (Gelecek) sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk onu yükseltecek sürdürecek sizlersiniz. Herkes ulusal görevini veya sorumluluğunu bilmeli.. Memleket meseleleri üzerinde düşünceyle, düşünüp çalışmayla görev bilmelidir."
"Kendimiz için değil, bağlı bulunduğumuz ulus için elbirliği ile çalışınız. Çalışmaların en yükseği budur."
"Ey Türk Gençliği, Birinci vazife, Türk İstiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet (Daima, sürekli) korumak ve müdafaa etmektir."
"Bugün hepinize düşen ortak görev, ulusal değerlere, bilince, Cumhuriyete sahip çıkmaktır. Çanakkale'yi, Kurtuluş Savaşını, kazanan ruhu korumak ve bu bilinci gelecek kuşaklara aktarmaktır. Tür ulusu dili, kültürü, tarihi, ve saygın kimliği ile aydınlık yarınlara el ele güçlü biçimde yürüyecek."
"Sizler, yani Yeni Türkiye'nin genç evlatları yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir."
"ÖĞRETMENLER, CUMHURİYET SİZDEN DÜŞÜNCELERİ HÜR-VİCDANI HÜR(İRFANI/KÜLTÜRÜ) HÜR NESİLLER İSTER."
"Bu ulusa ve ülkeye hizmet görevi bitmeyeciktir
Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk ulusuna yaptığı bu konuşmalar, verdiği bu buyruklar yeni kuşakların bilmeleri gerekenlerdir. Bu buyuruları yeri geldikçe okuyuculara iletmeye çalışacağız.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol