Dünyada özgürlük ve bagimsizlik mücadelesi veren çok ülke olmustur. Ve bunlarin hiçbirisi de kolay kazanilmamistir. Bu nedenle özgürlügün ve bagimsizligin faturasi agirdir. Ancak Yeni Düzen’lerin kurulmasi özgürlük ve bagimsizligin kazanilmasindan hemen sonra olmamistir. Zaman almistir. Baksaniza cumhuriyetin ilani üzerinden 85 yil geçtigi halde Türkiye’de rejim hâlâ orasindan burasindan çekilmektedir. Oysa bugün tartisilanlar devrim sonucu kurulmus, meydana getirilmis, yerine oturmus kurumlardir. Devlet ne Atatürk zamaninda ne de Ismet Inönü döneminde bu kadar didiklenmemistir. Çünkü cumhuriyeti kuranlar devletin temeline akli ve halki koymuslardir. Ve demislerdir ki, “Devletin temeline akli koyarsak LAIK, halki koyarsak CUMHURIYET, dini koyarsak SERIAT olur.” Ancak devletin bir Seriat Devleti olmasini istemedikleri, yeni bir REJIM kurmayi amaçladiklari için DIN ile DEVLET’i birbirinden ayirmislardir. Halkin din islerini ve hizmetlerini Diyanet Isleri Kurumu’na yani Diyanet Isleri Bakanligi’na havale etmislerdir.
Fakat ne var ki 1946 yilinda çok partili hayata geçtikten sonra devletin bu temel yapisinda gedik açilmis, zaman içersinde devletin laikligi, halkin cumhuriyeti sulandirilmistir. Din Hizmetleri için hükümetin içinde bir Bakan görevlendirilir olmustur.
Süphesiz Türk devleti Anayasal olarak temelde laiktir. Halka hizmette, hizmet götürme baglaminda tarafsizdir. Ve de halka dayandigi için Cumhuriyet’tir. Bundan dolayi halk devletin, memleketin ve cumhuriyetin sahibidir. Mustafa Kemal’in zaman zaman mecliste tartismalarin dozu arttiginda milletvekillerine “HALKA GIDERIM” demesi ulusal irade ve gücün halkta olduguna isarettir. Atatürk’ün “En Büyük Eserim” dedigi Türkiye Büyük Millet Meclisi bu Halk Iradesi’nin ortaya çiktigi yerdir. Ancak meclis bu iradeyi cumhuriyetin birtakim kurum ve kuruluslari ile paylasmistir. Yargitay, Dayanistay ve Anayasa Mahkemesi bu paylasimda basta gelir. Simdi günümüzde bu kurumlarin yetkileri ve güçleri konusulup tartisilmaktadir. Yeni Anayasa’da bunlarin yetkilerine, kararlarina sinirlamalar getirilmesi istenmekte, muhalefet de buna karsi çikmaktadir. Iktidarlarin bu istegi 1950’den beri gündemdedir ve tartisma konusudur. Tartismalarin zamanla bir yerde durmasi gerekecektir. Çünkü Cumhuriyet Kurumlari’nin daha fazla tartisma konusu yapilmasi halkin kafasini karistirmaktadir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti halka hizmette tarafsizdir. “TARAF DEVLET” cumhuriyetin temel ilkelerine aykiridir. Ancak ne var ki çok partili hayat devletin tarafsizligini da tartismaya açmistir. Son Yerel Seçimler de bu durum daha belirgin hale gelmistir. Tartismalarda devletin imkanlarinin iktidar lehinde kullanildigi iddiasi yer almistir.
Atatürk’ün tanimi ve ifadesiyle cumhuriyet bir HALK DEVLETI’dir. Çünkü milli mücadeleyi yapanlar, cumhuriyeti kuranlar bastan beri halkla beraber olmuslar, devletin kurulusunu halka dayandirmislardir. Bagimsizlik ve özgürlük halkla kazanilmistir. Büyük Türk Devrimi halkin gelecegi ve refahi için yapilmistir. Halkin yönü ve yörüngesi bu amaçla degistirilmis, hedef “Çagdas Uygarlik Düzeyi” gösterilmistir. Halki bu dogrultuda egitmek, tetiklemek gerekir.
nazifkaracam@gazetetrakya.com
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol