AYRINTILARDAKİ MUSTAFA KEMAL’İ ANLAMADIK

Bir süre önce ekonomist yazar Tevfik Çavdar hayata veda etti. Bilmem onu hiç okudunuz mu? Güçlü bir yazar, güçlü bir yorumcu ve sağlam bir Atatürkçü idi. Milli mücadele başlarken memleketin içinde bulunduğu sosyal, kültürel ve ekonomik şartlar üzerine yaptığı araştırmalarla tanınıyordu. Tevfik Çavdar benim kitaplarına sık sık başvuru yaptığım bir yazardı. Fakat artık hayatta değildir. Milli mücade ortamındaki halkın ve ülkenin koşullarını onun kitaplarından, araştırmalarından öğrenip yazacağız. Tabii bu konuda başkada bilgi kaynakları vardır.
Atatürk’ün çok yakınında bulunmuş olan Çocuk Esirgeme Kurumu’nun kurucusu ve Türkiye’de Çocuk Davası’nı ele almakla tanınan Kırklareli Milletvekili Dr. Mehmet Fuat UMAY, Milli mücadele anılarında, “Biz özgürlük ve bağımsızlık savaşında yalnız düşmanı değil, hastalıkları da yendik” der. Gerçekten o sıra, sürüp giden savaşlar nedeniyle sağlıksız kalan, sağlık hizmetleri alamayan, yoksul ve bitkin düşmüş olan halk birçok bulaşıcı hastalığın pençesindedir. Milli mücadele ortamının ağır şartlarına rağmen bu konu ele alınmıştır. Atatürk, Çocuk Davası’nı anlatması amacıyla Umay’ı 1921 yılında Türkiye Elçisi olarak Amerika’ya göndermiştir.
Cumhuriyetin unutulmaz Milli Eğitim Bakanlarından rahmetli Hasan Ali Yücel ise Cumhuriyet Gazetesi’nde çıkan bir yazısında, “Bağımsızlık savaşında düşmanı yenmekle kalmadık, ARAP RUHU’nu da yendik” diye bir not düşmüştür. Bununla Mustafa Kemal’in yaptığı devrim ile halkın yönünü ve yörüngesini Doğu’dan Batı’ya çevirdiğini kastetmiştir.
Yukarıda kendisinden söz ettiğim Tevfik Çavdar ise yazdığı, “Milli Mücadeleye Başlarken Sayılar Durum ve Genel Görünüm” adlı kitapçığında 1920’li yıllarda ne ülkenin şartları ne de halkın durumu bir savaş yapmaya müsait değildir. Anadolu halkının geçinecek ekonomik kaynakları, ekonomik gücü yoktur. Halk yoksuldur. Yıllar boyu süren savaşlardan yorgun ve bitkin düşmüştür... İçine kapanık, kendi halinde yaşayan, umudunu yitirmiş bir halk vardır. Ünlü yazar ve düşünür Ahmet Ağaoğlu’nun Demokrat Parti zamanında Bakanlık yapmış olan oğlu Samet Ağaoğlu’da “KUVAYİ MİLLİYE RUHU” adlı kitabında, “Hıyaneti Vataniye” yani Vatana İhanet Yasası çıkarılmasaydı biz bu savaşı kazanamazdık iddiasında         bulunmuştur.
Bu karamsar görüş ve düşüncelerin yer aldığı zamanlarda yeni kurulan ordunun ayağında çorap, ayakkabı, sırtında elbise yoktur. Meşeral Fevzi Çakmak bundan dolayı dertlidir. Sık sık meclisten ödenek istemektedir. Milletvekilleri ise ödenek vermekte nazlanmakta, Mareşal’a “Ne oluyor” diye sormaktadırlar. Rahmetli Fevzi Çakmak, “Ne olacak der, biz yalnız askeri değil, halkı da giydiriyoruz” yanıtını verir. Böylece halkın da üstünde başında olmadığı meclis tutanaklarına geçer.
Günümüzde bir gazetede yazı yazan ve tarihçi olduğunu söyleyen birine göre, “Kemalistler ciddi biçimde Kurtuluş Savaşı Yapmamışlardır” diye yazmış, böyle bir iddiada bulunmuştur. Ona sormak lazım Milli Mücadeleyi, İstiklal Savaşı’nı kim yaptı? İnsafsızlığın bu kadarına pes doğrusu...
Pekiyi, bütün bu eksiklere rağmen Mustafa Kemal ATATÜRK, özgürlük ve bağımsızlık savaşını nasıl kazanmıştır.
Mustafa Kemal bu savaşı, bu halk ile kazanmıştır. O, savaştan kaçanları, bir büyük devletin himayesini isteyenleri değil, düşmanla, hastalıklarla, Arap Ruhu ile mücadeleye kararlı, bilinçli bir halk ile kazanmıştır. MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ün ASKERİ DEHASI, BÜYÜK DEVLET ADAMLIĞI işte buradadır. Biz bunu bilemedik.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol