AZERBAYCAN RÜYASI (3)

Artık gezimizin son durağı Azerbaycan topraklarına girdik. Sınırın hemen yanında özlemle Azerbaycan’da ilk yemeğimizi yedik. Rehbere ihtiyaç yoktu, Dil bilmeye gerek duyulmuyordu. Bazı kelimeler hariç kolayca anlaşabiliyordu. Gönül beraberliği, ortak dilimiz, inancımız kültürümüz vardı. Akşam yemeğinden sonra tekrar uzunca bir yola koyulduk. Gence’yi gece geçtik. Sabah hotelimize vardığımızda bizi mütevazi, sempatik, sorumluluğunun bilincinde, her konuda yardımcı olan hotelin sahibi Fahreddin Teyyup ile Müdürü Sabri bey ve personel bize yabancılık çektirmediği gibi Azerbaycan ASKED Başkanı Qabil ADALET ile organizeden sorumlu Raife SERXAN QIZI, Ilgar TÜRKOĞLU ile Aygün REHİMLİ etrafımızda dört dönüyor, yardımcı olmaya çalışıyorlardı. Özlemle bekledikleri misafirlerini bağırlarına basıyorlardı. Bu arada hotele uçakla gelen TRT Sanatçısı Tuncay YALIN ile Kıbrıs’tan gelen Ayşegül DİNÇBAŞ bizi sevgiyle karşılayanlar arasında idi. Daha önce birçok etkinlikte birlikte bulunduğumuz TRT Sanatçısı Tuncay YALIN’ın otel girişinde sıcak bir karşılama ile birlikte kalmamızı resepsiyona bildirdiğini söylemesi bana ayrı bir manevi destek ve güç vermişti. Sanatında usta olarak yorumladığımız bu kişilerden çoook şeyler öğrenmemiz gerekiyordu. Bir Valimizin dediği gibi “Devletten bir hizmet alabilmek için en az İl’i ziyarete gelen bakanlarla yemekte beraber olunmalı, dahası konaklama yapılmasını sağlamalı ki, ihtiyaçları çok daha rahat bir ortamda aktarabilesiniz.” Bizlerinde üstadlarımızdan bir şeyler alabilmemiz için onlarla ne kadar çok vakit geçirebilirsek o kadar yararlanacağımızı düşünmemiz gerekir. Bu amaçla birlikte kalmanın mutluluğu, paylaşımı ve kazancı olduğunu değerlendiriyorum. O nedenle Sayın Tuncay YALIN’ı bir çok etkinlikte tanıyordum, Ama bu etkinlikte bir başka bir daha yakın tanıma fırsatım oldu, Tabii bu arada hemen bir hardaliye şişesini kendisine Kırklareli’nin bir hatırası olarak takdim ettim. Önemli olan benim hissettiğim mutluluğun bir ayna misali kendisinde de hissetmemdi ve hissettim. Umarım yanılmadım. Ayrıca Vural ŞAHİN’in bir öğretmen edasıyla şairleri şiir konusundaki bilinçlendirmeleri ile Ali TEKİNTÜRE’nin mütevaziliği gezi anılarında ayrı bir yer alıyordu.
Değişik ülkelerden gelen sanatçılar ve şairler ile önce bizleri hasretle beklediğini gördüğümüz Azerbaycan Yazıcılar Birliğine gittik, Yuvarlak büyük bir masa etrafından sıralanarak konuşmalar yapıldı, şiirler okundu ve ödüller verildi. Daha sonra Atatürk Kültür Merkezine geçilerek burada da gerçekleştirilen bir programdan sonra geziye çıkıldı. Azerilerin şehitlere verdiği değer gözler önünde idi.Şehitliği gezerken, Kırklareli’den dört şehidin isim ve künyelerinin göze çarpması üzerine duyguları kabaran temsilcimiz Alaeddin İKİCAN Kafkas cephesinde çarpışan ve şehit düşen kahraman askerlerimiz arasında bulunan bu dört hemşehrimizin künyesini hemen fotoğrafladı.Ahmet Oğlu Er Mehmet (1305 Kırklareli- 1334 Bakü), Bekir Oğlu Er Mustafa (1313 Kırklareli-1332 Kafkas cephesi),Ali Oğlu Er Hüseyin(1292 Kırklareli-1332 Bakü), Mehmet Oğlu Onbaşı Mustafa (1310 Kırklareli- 1334 Derbent Muharebesi) Ruhları şad olsun
Bakü şehitliği Denize nazır kurulmuş bir yerde kurulmuş olup, bölüm bölüm düzenlenmiş ve özel bir ekip tarafından bakımı yapılan bir tesis.Parlemento binası,sahil boyu gezildi, imar planı o kadar rahat ve konfor bir halde uygulanmışki, parklar ayrı güzellikte binaların mimari estetiği ayrı güzellikteydi.
Ertesi gün asıl programın gerçekleştirileceği Anar Kültür Sarayına geçtik, Salon harika, hazırlıklar tamam, katılım oldukça fazla, ancak bir sorun vardı. Azeri kardeşlerimizin hüznü yüzlerinden okunuyordu, Yanan binanın ve mağdur olanların acılarını hissettikleri yüzlerinden okunuyordu, Acılarını paylaşmamak mümkün değildi.

Devam Edecek...

İLESAM İl Temsilcisi Alâeddin İKİCAN

 

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol