Türkler yeryüzü ve gökyüzünde meydana gelen olayları korku ile gözlemlemişler, yorumlamaya, sonuç çıkarmaya çalışmışlardır. Akıl yürütmeden önce olayları inançla karşılamışlardır ve tabii AKIL YOLU'ndan sapınca bir takım fikri sabitler yaratmışlardır. Mesela gök gürlemesine Top Arabalarının Geçişi'ne bağlamışlardır. Gökyüzünde AY'ı görünce bir felaket korkusuna kapılmışlar, Allah'a yakarışta bulunmuşlardır. Fakat zaman içerisinde yeryüzünde mevsimlere göre meydana gelen tabiat değişikliklerini "HAYATIN UYANIŞI", gökyüzündeki olaylardan mesela GÖKKUŞAĞI'nı bir başka türlü yorumlamışlardır. Bu konuda Alman Yazar Frans Babinger bir kitabından Türklerin Gökkuşağı inanışlarından, yorumlarından söz etmiş, Babaeskili Çavuşzade İsmail Ağa Bin Hac'ın Hacı İbrahim Ağa'nın 1713 yılında yazdığı ''MECMUA-İ EŞ'AR'' adlı kitabından söz ettiğini yazmıştır. ''Eski Türklerin renklere (Gökkuşağına) verdiği anlamlara göre Paşaeli (TRAKYA) BÖLGESİ'NDE Gökkuşağı renklerinin nelere işaret ettiğini açıklamıştır.
''Gökkuşağının 7 rengi vardır. Biri yeşil, ikincisi Kızıl, üçüncüsü Sarı'dır. Dördüncüsü Kulhani, beşincisi Gülgani, altıncısı Asmani (gök/mavi) yedincisi al. Bu renkler görüldüğünde kışın göğe kaçarlar, yazın yere inerler.''
Gökkuşağı renklerinin sıralanmasının da anlamları vardır. Örneğin, yeşil renk alta gelirse hastalık, kavga kesin olarak çıkar, Ama sonunda tam sağlık olur. Eğer kızıl alta gelirse savaş kesin olur. Eğer mavi sıralamada alta gelirse kış çok olacaktır. Eğer gülhani alta gelirse salgın hastalıklar, veba baş gösterir. Eğer Külhani alta gelirse yıl yağmurlu geçeceğe işarettir.
''Bektaşi kültüründe sayıların, renklerin, kokuların özel anlam ve açıklamaları vardır. Bektaşiler, sayı, renk ve koku konusunda ürettikleri kültür ile Türk kültüründe katkıda bulunmuşlardır.''
''Bu itibarla YEDİ sayısı içerisinde Gökkuşağı'na özel bir saygı gösterilir. FATMA ANA KUŞAĞI denilen Gökkuşağı'' Yedi Renkli olduğu için Bektaşiler arasında saygınlık kazanmıştır. Türkler'de Gökkuşağı'nın birçok adı vardır. İbrahim Ağa kitabında bunlara da değinmektedir. Örneğin, YAĞMUR KUŞAĞI, YEŞİL KUŞAK, TANRI KUŞAĞI, EBEKUŞAĞI, YILAN SANCAĞI, gibi isim ve sıfatlar söz konusudur.
''Gökkuşağı renkleri bilmeceye de dönüşmüşlerdir. Bunlar Türk folkloruna yani Halk Kültürü'ne renk katmışlardır. O bilmecelerden birkaçı şöyledir:
''Gökte gördüm köprü, rengi yedi türlü Altından abası, gümüşten tası, bunu bilmeyen eşek sıpası. Buradan çekti kılıncını, Basra'da (Bağdat'ta) çıktı bir ucu.
Hacı İbrahim Ağa bir zamanlar Trakyalıların Gökkuşağı ile çok meşgul olduklarını, korku ile merak yaşadıklarını anlatmaktadır. Milattan önce yaşamış KIYIKÖY'ün (Midye'nin) Kör Kralı da Trakyalıların fallarına bakar, onları yönlendirirdi. İNANÇ, GERÇEK'in anlaşılmadığı yerde vardır. Bu yüzden inancın içinde gerçek, gerçeğin içinde biraz inanç iç içe yaşarlar.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol