Birkaç gün için Vizeli değerli dostum Prof. Dr. Hüseyin Salman'ı köşemde konuk ediyorum. Yazı onun.
II. Balkan Savaşı sonunda yapılan Büyük Kırklareli Mitingi 30 Mayıs 1913 tarihinde imzalanan Londra Antlaşması, I. Balkan Savaşı'nı nihayete veriyor ve sözde Balkanlar’da sükuneti sağlıyordu. Bu antlaşma ile Adriyatik sahillerinden Midye-Enez hattına çekilen Osmanlı Devleti tarihinin en ağır, en acı ve en utanç verici sözleşmelerinden birisine imza atıyordu. I. Murad Yıldırım Beyazıt ve II. Murad zamanında binbir zahmetle alınan yerler bir çırpıda elimizden çıkmış ve devlet 167.312 km2 toprak kaybı ile beraber 6.582.000 Türk nüfusunu yad ellere bırakmıştı. Arazi olarak değerlendirmek gerekirse 7 Eyalet (Selanik, Manastır, Kosova, İşkodra, Yanya, Girit ve Ege Adaları), 33 Vilayet, 158 ilçe Balkan ülkelerine terkedilmişti.
29 Haziran 1913’te başlayan II. Balkan Savaşı, Osmanlı Devleti'nin zararlarını az da olsa azalttığı ve yüzünün biraz olsun güldüğü bir dönem oldu. II. Balkan Savaşı'nın başlamasının ana sebebi Balkan ülkelerinin kendi aralarındaki anlaşmazlıklardı. Makedonya pastasından istediği dilimi alamayan Bulgaristan 29 Haziran 1913’te Sırbistan'a savaş açtı. Yapılan savaşlar sonunda Bulgaristan, kısa sürede Romanya, Sırbistan ve Yunanistan'a karşı seri mağlubiyetler almaya başladı. Savaşa daha fazla dayanamayacağını anlayan bu ülke, önce Romanya Kralı'na barış için başvurdu ve arkasından diğer Balkan ülkeleri ile antlaşma masasına oturmak zorunda kaldı.
Kısa sürede cereyan eden bu olaylardan Osmanlı Devleti de istifade etmesini bildi. O da Yunanistan'ın Bulgaristan'a ait olan Dedeağaç'ı topraklarına katmasını fırsat bilerek derhal harekete geçti. Zira, Londra Antlaşması'nı ilk defa Yunanistan delmiş oluyordu. Osmanlı Ordusu günde 80 km’lik bir yürüyüşle 21 Temmuz 1913’te Lüleburgaz ve Vize'yi, 22 Temmuz 1913’te de Edirne ve Kırklareli'ni geri aldı. Doğu Trakya'nın özellikle Edirne ve Kırklareli'nin geri alınması Avrupa'da fırtına kopardı. Durum, her şeyden önce Osmanlı Devleti'nin 30 Mayıs 1913 tarihli Londra Antlaşması'nı ihlali olarak değerlendirildi. Düvel-i Muazzama denilen İngiltere ve Fransa ile Rusya Osmanlı Devleti'nin derhal Midye-Enez hattının doğusuna çekilmesini istediler. Rusya zaten eskilerden beri Balkanlar’da Avusturya- Macaristan İmparatorluğu ile Osmanlı Devleti'nin varlığını istemiyordu. İngiltere ise yeni gelişmeyi, kendi başkentinde ve kendi kefilliği altında imzalanan Londra Antlaşması'nın ihlali olarak yorumluyor, gururunun ayaklar altına alındığını iddia ediyor ve İstanbul'daki Büyükelçisi vasıtasıyla Osmanlı Devleti'ne tehdit üzerine tehdit, nota üzerine nota yağdırıyordu. Rusya ise İngiltere'den de ileri giderek Osmanlı Devleti'nin derhal Edirne ve Kırklareli'nden çıkmasını ve bunu gerçekleştirmek için de bu devlete (Osmanlı Devleti) mali baskı ve ambargo uygulanmasını istiyordu. Sözün kısası askeri güç ile alınan Doğu Trakya siyaset masasında geri verilme durumu ile başbaşa kalıyordu.
(DEVAM EDECEK)
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol