BANA DÜŞLERİNİ ANLAT

Hikaye, Roman, Gazete Yazarı, Şair Hatice Opak Bilgin son 15-20 yıl içerisinde edebiyat çevrelerinin ilgisini üzerine çeken bir isim olmuştur. Taşradan kitap dünyasına, büyük kültür merkezlerine girmesi ve buralarda kısa zamanda isim yapması birçok çevreyi şaşırtmıştır. Son hikaye kitabı “BANA DÜŞLERİNİ ANLAT” yazarın yedinci kitabıdır. Kitap İstanbul "İŞTİRAK YAYINLARI" arasında çıkmıştır. 192 sayfalık kitapta yazarın son yazdığı hikayeler yer almıştır. Kitapta birbirinden güzel 12 hikaye vardır. Kitabın ÖNSÖZ tarafımdan yazılmıştır. Bilindiği üzere yazar bundan önce "HAYATIN İÇİNDEKİLER" adlı kitapta hikayelerini toplamıştı.
Hatice Opak Bilgin TRAKYALI bir yazardır. Köylü kökenlidir, toplumun tabanından gelmektedir. Taşranın değişik ortamlarında bulunmuş, köy ve kent kültürünü tanımış, farklılıkları görüp yazmış. Kahramanlarını genelde yakın çevresinden seçmiştir. Sorunları olmasına karşın yaşamlarından memnun insanlardır. Denebilir ki yazar hikâyelerindeki tipleri İstanbul ve Trakya'dan seçmiştir. Güzel Türkçe konuşuyorlar, hayata umutla bakıyorlar. Hayatta iyimser olmak için de çok şeylere inanıyorlar. İleri geri konuşmuyorlar. Kendilerince davaları sorunları var. Ama bunlar kendilerini ilgilendiriyorlar. Belki düşlerine girenler de bunlardır.
Bilmiyorum ama Hatice Opak hikayelerini kurgulamada fazla bir gayret sarf etmiyor. Çünkü kahramanları az çok hayatı anlamış, iyi kötüyü görmüştür.
Türk hikâyeciliğinde başarılı olanlar pek çoktur. Trakya'nın ilk hikaye yazarı ve aynı zamanda devlet adamı Çorlulu Memduh Şevket Esendal'dır, "Ben Gönen'de Doğdum" diyerek söze başlayan milli hikayecimiz Ömer Seyfettin, Sait Faik gibi hikayecileri okuduğu anlaşılan Hatice Opak Bilgin henüz onların çizgisine yakın görünmüyor. Ama ilk yazdığı hikayeleri de geride bıraktığı gerçek. İnsan ya da bir yazar değişmek, gelişmek ve ilerlemek istiyorsa ÜSTAD durumuna gelmiş, hikayeciliği itibar görüyorsa sorunu çözmüş, iyi bir öykücü vasfını kazanmış demektir. Tanıdığım ve bildiğim kadar yazar öykücülüğü ciddiye aldığı için hikâyecilikte başarı yolunu açmış sayılır.
Köy Enstitüsünde edebiyat hocamız rahmetli Tahir Alangu derdi ki birileri yazar olmaya karar vermişse kalemin yanında okuyacağı kitabı bulundurmak zorundadır. Yani yazar okuyacak, düşünecek, sonra yazacak. Yani yazarın işi okumak, sonra da ne yazacaksa onu yazmaktır. Bu durumda Hatice Opak Bilgin kitap okumada Avrupa standartlarını yakalamış biri olarak bu bağlamda bir sorunu yoktur. Geriye kalanlar konuyu, kitabın kahramanlarını iyi seçmek, kendi uslubumuzu da bir sorun varsa onu ortadan kaldırmaktır. Hatice Opak iyi bir yazar, iyi bir okuyucudur. Okuyucularından beklediği KRAL ÇIPLAK'sa neye çıplak olduğunu bilmeleridir. Hikayede bir ders verme havası vermek nasıl olur acaba? Ders verip düşünmek zorunda olan bir toplumuz. Anlatmak istediğimiz budur.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol