"BENDEN SELAM SÖYLE ANADOLU'YA"

Her ülkenin edebiyatinda savas sonrasi yazilmis kitaplar vardir. Bu kitaplar roman olabilir, hikaye olur, hatira olur, günlük olur ama mutlaka savaslari görmüs, yasamis ya da dinlemis olanlar bir seyler yazarlar. Mesela bizim Ömer Seyfettin hikayelerinde Balkan Savasi'ni yansitir. Halide Edip Adivar Kurtulus Savasi'ni anlatir. Bizim edebiyatimizda ve özellikle Kurtulus Savasi'na dair onlarca yazilmis kitap vardir. Yunanli Kadin Yazar Dido Sotiriyu'da Anadolu'da yenilen Yunan ordusunun ardindan "BENDEN SELAM SÖYLEYIN ANADOLU" adli bir kitap yazmistir.
Yunanli kadin yazar kitabinda yani romaninda 1922 yilinda Anadolu'da Türk ordusu önünde kaçan Anadolu yerli Rumlarin göçmenliginden gördükleri iskenceden bahsetmekte, Yunanli'da Türk düsmanligini dile getirmektedir. Yazarin kendisi de Anadoluludur ve hatta Aydin ili dogumludur. Kendilerine göre Anadolu hâlâ onlar için kutsal topraklardir fakat kana bulanmislardir.
Yunanli, Osmanli'nin hakimiyeti altina girdiginden beri ki 500 yila yakin Osmanli'nin idaresi altinda kalmistir, hep Türk düsmanligi yapmistir. Bugün dahi her vesilede ve zeminde Türk düsmanligini sürdürmektedir. Bu yüzden Madam Dido Sotiriyu'nun romani çok okunmus, çok baski yapmis bir kitaptir. Bizde pek okundugunu sanmiyorum. Zira biz Okuma Özürlü insanlariz. Tarihe merakli degiliz. Geçmisi sirtimiza kambur yapmis olmamiza ragmen geçmis hakkinda bilgimiz yoktur.
Yunanliya göre Türk, elinde biçak ya da satir bir barbardir. Bize göre ise Yunanli Türk düsmanligi ile malûldür. Yatar kalkar Türk düsmanligini düsünür. O, bizim için böyle bir komsudur. Insanlarin oldugu gibi uluslarin da komsularini seçme hakki yoktur. Öyle bir imkan olsaydi çoktan Yunanliyi komsu olmaktan çikarirdik. Fakat ne yazik ki böyle bir imkanimiz yoktur. 
Fakat yine de ben, Yunanli Kadin Yazar Dido Sotiriyu'nun kitabini okuyucularimiza tavsiye ederim. Okurlarsa bu yazarin Türk düsmanligi üzerine neler söyleyip yazdigini ögrenmis olurlar. Yunan dostlugundan ve kardesliginden söz edenlerin bu vesile ile Yunanlinin Türk düsmanligini hatirlayacaklarini umarim. Gerçi Yunan'in düsmanligini bilmekle Yunan'a savas açacak degiliz. Yine de dost ve iyi komsu olmaya bakacagiz ama düsmanligini unutmayarak onun dostlugunu dile getirecegiz. Öyle degil mi? Onun Türk dostlugundan bahsederken gözlerinden akan yaslarin Timsahin gözyaslarina benzedigini bilmis olacagiz.
Bu vesileyle bir yanlisi, bir söylenegeleni düzeltmekte fayda vardir. Bizim Rum dedigimiz Anadolu ve Trakya'dan göçenler, ordumuzun önünden kaçanlar, Lozan Anlasmasi ile degisime yani mübadeleye tabii olanlar öz ve öz Yunanli degil, ROMA kökenli insanlardir. Yunanistan disinda, Eski Roma'nin uzaginda kalanlara tarihte Rum denmektedir. RUM, Romali demektir. Yunanistan bunlarin Yunanli oldugunu 1850'li yillardan sonra söylemeye baslamistir. Daha önce bunlar Dogu Romali yani Bizansli idiler. Osmanlilar Dogu ve Bati Roma topraklarinin büyük bir kismini alinca buralarda yasayanlar Rum olarak anilmaya baslamislardir. Yunanli yazarin Anadolu ve Trakya'dan göç edenlerden söz ederken böyle bir tarihi gerçegi açiklamasi isine gelmemistir. Onlarin Yunanlilara yaptiklari Rumlarin yani Romalilarin yasadiklari her yer Yunanistan'indir. Yunanlilarin "Büyük Yunanistan Rüyasi" buradan gelmektedir. 1920'de Anadolu ve Trakya'ya BÜYÜK YUNANISTAN rüyasi ile çikmislar fakat Anadolu'nun derinliginde maglup gitmisler, Trakya'yi da kuzu kuzu geri vermislerdir. Mesele budur.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol