1960'lı yılların ilk yarısında kurulan Türkiye Devlet Planlama Teşkilatında çalışacak bir BEYİN TAKIMI oluşmuştu. Plancılar, ekonomistler, toplum bilimciler, tarım uzmanları oradaydı.
1960'lı yılların başında İSMET İNÖNÜ Başkanlığında kurulan Koalisyon Hükümeti Planlama Teşkilatının çalışmalarına büyük önem veriyordu ve Rahmetli İNÖNÜ vaktinin yarısını planlamacılarla geçiriyordu. Muhalefet lideri Süleyman Demirel ise PLANLI KALKINMA'ya karşı çıkıyor, İnönü'ye taş atarak,"BİZE PLAN DEĞİL PİLAV LAZIM" diyordu.Kaldı ki Devlet Planlama Teşkilatında dünyanın tanınmış ekonomistlerine yer verilmişti. Memleketin kaynakları plan disiplini altında kullanacaktı.
TOPLUMSAL KALKINMA iller genelinde ele alınmıştı. Yanılmıyorsam bu bölümün başında Hindistan Planlama uzmanlarından Hüseyin Abit vardı.
Bu sıralarda Birleşmiş Milletler geri kalmış ya da az gelişmiş ülkelere yerel kültür ve tarih araştırmaları, toplumsal Kalkınma modelleri öneriyor ve özellikle yerel yöneticilerin Yerel Tarih, Kültür ve Ekonomik Kaynaklar hakkında bilgi sahibi olmaları gerektiğine dikkati çekiyordu.Pilot seçilen köylerde kalkınmanın örnekleri verilmeye çalışılıyordu.
Bölgesel ve Yöresel Kalkınma'da, bölgesel bilgi sahibi olmanın ne gibi yararı vardır?
Eğitimde iki önemli Öğrenme Yöntemi vardır.Bu yöntemleri, Yakından uzağa, uzaktan yakına biçiminde tanımlayabiliriz. En verimli öğrenme yakından uzağa doğru olanıdır.Yani parçadan bütüne öğrenerek gitmek. Mesela Başkent Ankara'yı öğrenmeden önce oturduğumuz, yaşadığımız İl, Kırklareli'nin öğrenmek gerekir. O halde kalkınmayı verimli, ekonomik kılmak için YEREL BİLGİ'ye ihtiyaç vardır.
O zaman içinde bulunduğumuz toplumu, yerel tarihi, yerel ve bölgesel coğrafyayı, yerel ekonomik kaynakları bilmeye, özellikleri hakkında bilgi sahibi olmaya zaruret vardır. İşte Birleşmiş Milletler geri kalmış azgelişmiş ülke yöneticilerine bunu öneriyordu. Yani uzaya gitmeyi bırakın, çevrenizde gitmediğiniz yerlere gidip görün demek isteniyordu.
Yerel tarih ve kültürü öğrenmek için buralara ait Bilgi Kaynakları'na gerek vardır. Yörenin Halk Kültürü, tarihi neyi anlatmaktadır? Yörenin iklim özellikleri nedir? Üretilen, satılan ürünler nelerdir? Geçmişte neler ekilmiş, nelerin ekilmesinden vazgeçilmiştir?
Görülüyor ki YEREL BİLGİ, Yerel Kalkınmanın anahtarıdır. Bir iki yıl önce Isparta Valiliğin'den Kırklareli Valiliği'ne atanan geldiğinin haftası içinde bana telefon ederek, Kırklareli'ne gelmeden önce benim yazdığım "EFSANEDEN GERÇEĞE KIRKLARELİ" kitabını okuduğunu söylemişti.
YEREL BİLGİ ile YEREL KALKINMA beraber ele alınmak zorundadır. Bilmediğimiz şeyi biliyormuş gibi anlatmak yanlış olur, yanıltıcı olur.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol