BOS INANÇLAR
Tam olarak çözülemeyen, bilinemeyen insan toplulugu içinde yerlesmis, korkudan, ihtiyaçtan, birtakim ugursuz rastlantilarin biraktigi etkilerden dogma, asilsiz inanislardir. Içinde yasamakta oldugumuz bilim çaginda bile, ilkel insan topluluklarindan kalma inançlari benimsemis kimselere rastlanir. Insanoglu, korkunç dogal olaylarin, gökkubbenin yüceligi karsisinda kendi zayifligini duymus, böylece Tanri kavramiyla birlikte, bos inançlarda baslamistir.
Bu inançlarin pek çogu, kusaktan kusaga geçerek, zamanimiza kadar ulasmistir.Tabiki inancin, bilimini insanogluna tam olarak anlatan, egitenlerde gerçek yolculugu bilememistir.
Çagimizda, bereket dilenmek ya da gazaptan korunmak amaciyla, Nil Nehri'ne ülkenin en güzel, en körpe bakiresini kurban edecek bir Misirli'ya rastlanamaz. Ancak, ay ya da günes tutulunca, silah atarak, sahan kapagi veya teneke çalarak, ayi, günesi kurtarmaya kalkisanlarda yok degil. Ben çocukken büyüklerimizin elimize tutusturdugu teneke ile kolum yoruluncaya kadar teneke çaldigimi biliyorum. Gürültüden bu olay korkacak ve tutulmadan da kurtulacaktir diyorlardi.
Yine bu gün, okumus bir insan, kahve falindan yarini ögrenmeyi isteyebildigi gibi üzerine titredigi yavrusunu kem gözlerden korumak için, nazarliklar takanlarda az degildir. Bütün bunlar, insanin gizli bir kuvvete inanma ve bu yoldan rahat etme ihtiyacindan dogar. Burada bos inançlara, "kendi kendine telkin" olayida Karismaktadir.
Bos inançlarin kaynaklarina dogru gidilirse, görülür ki, bunlarin arasinda aile ve is hayatini düzene koymak için sokusturulmus olanlarda vardir. Eski çaglarin terbiyecisi, egitimcisi, insanoglunu "günah"la korkutmaya çalismistir. Örnek "Gece vakti tirnak kesmek günahtir" bos inancini ele alalim. Eski terbiyeci, bunu demekle, kötü isik kosullari altinda tirnak kesilmesini, kirli tirnaklarin oraya buraya saçilmasini, hatta elin kesilip kanamasini önlemek istemis olsa gerektir. Bir baskasida persembe günü tirnak kesmek sevap sayilir bunun, eve bereket getirecegine inanilir. Bu da, tirnaklarin, hiç degilse, haftada bir kere kesilmesini saglamak içindi. Evlerde falan gün çamasir yikanir, filan gün yorgan kaplanir. Eskiden hafta tatili olan Cuma gününe, yemek pisirmekten baska is birakilmazdi.
Bütün bunlar günah korkusuyla, haftalik ev islerini düzene sokmak için söylenmis zaman içinde yerlesmis sözlerden baska bir sey degildir. Bir çok evlerde bu gelenek halen sürüp gitmektedir.
Çocuk bezlerinin geceleri (çamasirlarinin) bahçede veya disarida kalmasi, konuklar gidince hemen arkasindan evi süpürmek kötü sayilirdi. Çocuklarin vücutlarinin nazik olusu ile çamasirlara bulasan tozlar veya böceklerin, çamasirlarin içine girip yerlesmesi, çalinmasini düsünmüsler.
Konuk ise herhangi bir nedenle geri dönerse, evsüpürülürken görünce bu olay hos sayilmaz. Geceleyin sokaga kirli su atmakta iyi degildir.Yoldan geçen birinin üstüne dökülür ihtimali vardir. Bunun gibi bos inançlar pek çok sayilabilir.
Hosçakalin... (Devami Yarin)
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol