Sözü kimin söylediğini bilmiyorum. Yalnız Eski Yunanistan'ı ve dönemlerde yetişmiş Yunan fikir ve kültür insanlarını iyi bilen söylemiş olabilir diye düşünüyorum. Örneğin, eski Yunan fikir adamları, bilge kişileri arasında Sokrat, Aristo, Eflatun kitap okuyanların bildikleri isimlerdir. Bu düşünürler çok değerli eserler yazmışlardır. Sokrat, ebe olan annesini kastederek, "BENİM ANAM ÇOCUK DOĞURTUR BEN FİKİR DOĞURTURUM'' sözü ile ünlenmiştir. Sokrat'ın fikir doğurtma yöntemi meşhurdur. Bilmeyene Yeni Fikirler söyletir. Bu yüzden de başı derde girmiştir. Gençliğe yeni fikirler doğurtmak gençliğin ahlakını bozmak şeklinde yorumlanınca Sokrat mahkemeye düşmüş, yargılanmış, Baldıran Zehiri içerek idamına karar verilmiştir. Talebeleri olan Aristo, Eflatun onu cezaevinden kaçırmak istemişler ise de o yasalara saygısı nedeniyle bunu kabul etmemiş, "Kriton'a bir horoz borcum var, onu ödeyin'' demekle yetinmiştir. Yeri gelmişken söyleyeyim, Sokrat'ın mahkemede, Atinalı Yargıçlar önünde yaptığı savunma ( Sokrat'ın Müdafaası) adlı kitaptadır. Tavsiye ederim.
O dönemin ünlü fikir adamlarından biride yukarıda adını söz konusu ettiğimiz EFLATUN' dur. Eflatun birçok kitabın sahibidir. Fakat o en çok yazdığı "DEVLET'' adlı kitabı ile tanınmıştır. Ancak onun söz konusu ettiği Devlet ütopiktir. Fakat yurttaşlarını iyi yaşatan bir devlettir. Bu düşünürlerin yaşadığı zamanlarda Yunanistan'da ŞEHİR DEVLETLERİ vardır. Bir ülkenin devletini düşünmek henüz gündemde yoktur. Ancak Eflatun iyi bir devlette CUMHURİYET'in ipuçlarını vermiş, bu CİCİ CUMHURİYET'e göndermeler yapmıştır. Eflatun'un Devleti'nde her şeyi yerli yerindedir. Devletin başında akıllı bilgili adamlar, yöneticiler vardır. Bu iyi tasarlanmış bir Cumhuriyettir. Herkese lazım olacak bir Cumhuriyet ya da bir devlettir. Kitabı Yunanca'dan Türkçeye Sabahattin Eyüpoğlu çevirmiştir. Bu kitap dahil, Eflatun'un kitapları bütün dünyada bir çok defa basılmıştır. Sabahattin Eyüpoğlu kitaba nefis bir önsöz yazmıştır. Sabahattin Eyüpoğlu bizim Cumhuriyetin yetiştirdiği seçkin bir Kültür adamıdır. Deneme yazarıdır. Yüksek Köy Enstitüsü'nde hocalık yapmış, enstitüleri savunmuştur.
Eflatun'un "DEVLET"i çok okunmuş bir kitaptır. Prof. Dr. Cavit Orhan Tütengil de uzun bir yazı ile devleti tanıtmış, Eflatun hakkında bilgiler vermiştir. Tekrar konuya dönmek koşulu ile burada bir ayraç yaparak TÜTENGİL HOCA hakkında kısa bir bilgi vermek istiyorum.
Prof. Dr. Cavit Orhan Tütengil bir sosyolog (Toplum Bilimci)'dur. Kepirtepe Köy Enstitüsü'nde bizim hocamızdı. Başka köy enstitülerinde de hocalık yapmıştır. Sonra üniversite hocalığına geçiş yapmıştır. Son derece saygın bir hoca idi. İlkeli yaşayanlardandı. Yani prensip sahibi bir Cumhuriyet öğretmeniydi. Fakat ne yazikki 1970'li yıllarda İstanbul'da otobüs durağında otobüs beklerken öldürülmüştür. Bildiğim kadarı ile kendisi Tarsus'lu bir öğretmenin oğludur. Eski Yunanistan ve Yunan Kültürü üzerine geniş bilgiye sahiptir. Fakat, her şeyden önce Cumhuriyet eğitimcisiydi.
Konuya ileride dönmek üzere yazımı noktalamak istiyorum. Ancak yazımı bitirmeden önce Eflatun'un "DEVLET" adlı kitabı vesilesiyle söylenen söz üzerine kitapların yakılmasına razı değilim. Eflatun'un "DEVLET" adlı kitabı da kalsın ötekiler de kalsın. Dünyada yeteri kadar kitap yakılmış, kitap düşmanları yeteri kadar sevinmişlerdir. Artık bunlar geride kalmış olmalıdır. "İnsan-ı Kamil" olmayı amaçlamış insanoğlu niye ki kitap yaksın? Devletin en güzel yönetim biçimi Cumhuriyet ve Demokrasidir. Kitap insana ve uygar düşünceye en yakışanıdır. Kitapsız bir insanlık düşünün, insanın uygarlığını inkar anlamına gelir, değil mi?
devlette halkı asilleri altın memuru ve orta tabakayı bakır alt tabaka halkı demire benzetiyor asker şehirde konuşlanmaz şehir dışında konuşulur halkla sıkı fıkı ilişki içinde olmamalı.görevini layığınla yapamaz.12 eylülde kenan evren 12 eylül konuşmalarının çoğunda devletten örnek verirdi.devlet bu güne hala uygun fakat askeriye kısmı dejenere oldu