BÜYÜK UYANIŞ- SOSYAL VE KÜLTÜREL DEPREM

Şu günlerde dünyada 26 yaşında Bilim Adamı sıfatını kazanan Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu'nun ''BÜYÜK UYANIŞ'' adlı kitabını okuyorum. Kütüphanemde okunması geç kalmış kitaplarından biri de bu kitaptır. Birtakım olaylarla halkın oyalandırıldığı bir zamanda Oktay Sinanoğlu gibi birini okumak karanlık odalara ışık tutmaktır. Zira Oktay Sinanoğlu kitabında ülkeyi ve ulusu zaafa uğratan birçok soruna kitabında yer vermiş, onları açarak metinler halinde anlatmış. Okuyucunun sorunu, toplumda ne gibi yeni sorunlara yol açtığını, açabileceğini ortaya koymuş. Bilim adamının sorunlara bakışı, sorunları ele alışı, çözümlemesi, topluma sunması bir başka oluyor.
''BÜYÜK UYANIŞ'' temelde ve genelde ATATÜRK DEVRİMİ ile başlayan değişimin bir başka ifade tarzı ile söylenmiş olmasıdır. Mustafa Kemal Büyük Uyanış’ı yapacağı İÇTİMAİ DARBE ile gerçekleştireceğini söylüyormuş. İçtimai Darbe yani TOPLUMSAL DEĞİŞİM HEMEN OLACAK ŞEY DEĞİLDİR. Toplumda DEĞİŞİM zaman içinde gerçekleşir. Baksanıza Cumhuriyet 100 yıla merdiven dayadı fakat toplum hedeflenen Değişim Noktasına çok uzaklardadır. Değerli bilim adamı bu değişimi veya değişmeyen şeyleri okuyucunun önüne ustalıklı biçimde koyuyor, ülkenin, ulusun onur ve gururuna dikkati çekiyor.
Oktay Sinanoğlu kitabının bir yerinde Türkiye'nin sömürüldüğünü, bir başka yerde eğitimin baştan beri Türkçe yapıldığını, Türkçe yapılmasının şart olduğunu söylüyor. Bir başka yerde Matematik yapısı olan Türkçenin bilime en uygun dil olduğuna vurgu yapıyor. Yabancı dillerde mesela İngilizce, Arapça gibi dillerle eğitim yapılmasının çok sakıncalı olduğunu altı çizik söylüyor. Bir ulusun dili özgürlük, bağımsızlık ifadesidir. Ulusun kültürünü, konuşmasını milli yapan şeydir, anlaşma aracıdır.
Oktay Sinanoğlu birçok şeye dokunduğu, eleştiriler, çözümler önerdiği gibi dış politikaya da değinmekte. Bir çağrı yaparak daha milli bir dış politika izlenmesini tavsiye ediyor. Falan ülkelere, filan görüşmelere bağlı kalmak yerine başka seçenekler üzerinde de durup tartışmalı, gerekiyorsa başka kapıları çalmalıyız. Yani bir arayışın içinde, yeni alternatifler bulunmasını öneriyor. Ve görülüyor ki Oktay Sinanoğlu bir yere saplanıp kalmamanın doğru olmadığına dikkati çekiyor, bir yere bağlı kalmanın politikada manevra alanını daralttığına vurgu yapıyor.
Gerçekte uluslararası ilişkilerde seçenekleri iyi kullanmak, ''Onda petrol varsa bende de onda olmayan Bor madeni var'' diye bilmeli. Yeri geldikçe böyle söyleniyor da daha serbest söyleyebilmek için alternatifleri iskambil kağıdı gibi ortaya koymalıyız. Mesela Osmanlı Devleti güçlü bir dış politika izleyememiştir. Çünkü alternatifler ortaya koyamamıştır.
Oktay Sinanoğlu'nun kitabı roman gibi okunuyor ama okuduğunuzu anlama noktasına gelince durup düşünmek gerekiyor. Çünkü Sinanoğlu seçenekle ortaya koyuyor. Okuyucuyu bir noktada bırakmıyor. Bunu daha ziyade Dış Politik ile ilgili olarak söylüyor. Milli meseleler milli görüş açısında bakılarak ele alınır. Ülke sorunlarında kişisel hesaplar söz konusu olamaz, olmamalıdır. Bu nedenle Oktay Sinanoğlu gibi akıllı, zeki, entelektüel düzeyde düşünen aydınların söylediklerine kulak, yazdıklarına kafa yormalıyız. "Doğrusunu ben düşünüyorum" demek yanlıştır, yanıltıcıdır. Meclislerde muhaliflerin, muhalefetin olması bundan dolayı istenir. "BÜYÜK UYANIŞ" için ulusu yaralayacak şeylerden kaçınmak, olaya milli çıkarlar açısından bakmak icabeder. Oktay Sinanoğlu genelde bunları söylüyor, bunları telkin ediyor ve kısaca MİLLİ DÜŞÜNME'yi tavsiye ediyor. Milli düşünce milletin düşüncesi oluyor. Bunu bilmek gerekir. "BÜYÜK UYANIŞ" adlı kitabı tavsiye ederim.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol