BU AY KI BILIM VE ÜTOPYA'DA NELER VAR?

Arada bir tekrar ediyorum ama, bunu önemine binaen yapiyorum. Çünkü, bizim insanimiz on yilda bir kitap okur. Buna da pek inanmiyorum ya.. Öyle söylüyorlar. Oysa Ingilizlere göre zamanimizin insani günde bir gazete, haftada bir dergi, ayda bir kitap okuyandir. Bu satirlarin insani simdilerde ayda bir kitap okuyamiyor, bu aliskanligini geride birakti ama günde iki gazete, ayda iki dergi okumaktadir. Okudugum dergilerden biri bilim, digeri edebiyattir.
Bilim dergileri kategorilerinden olan aylik "BILIM ve ÜTOPYA" dergisini yillardan beri okurum. Her zaman oldugu gibi bu ayin "Bilim ve Ütopya" Dergisi konulari itibariyle oldukça ilgi çekici. Konularin ana basliklarini vermem gerekirse, "Ortaçag Islam Dünyasi'nda Zenci Kölelerin Isyani (889-883) yillarinda." Bu konu dergide 31 sayfa tutmaktadir. Sonraki konu, "KAPITALIST TOPLUMLARDA GERÇEK SEVGININ OLUÅzUMU." Konu ünlü yabanci yazarlarin degerlendirmelerine göre islenmis. Dördüncü konu ise "ORTAÇAÄz FELSEFESI ve MÜZIK"tir. Müzik konusu çaglara ve zamanlara göre islenmis. Mesela Bizans müzigi yaninda dinsel kökenli ve din disi müzikler de ele alinmis. Bu konudan sonra "KANIÅz DÖNEMININ SOSYAL YAPISINDAN BIRKAÇ KESIT" baslikli bir yazi yer almaktadir. KANIÅz, Kayseri yakininda tarihi bir kenttir. Yazida, "Anadolu'nun M.Ö. 2000'li yillari, ilginç olaylara gebe bir dönem olarak görünür. Çünkü Asur Devleti'yle Kanis Kralligi arasinda ticari iliskilerin kabul edilmis olmasi, Asurlu tüccarlarin Anadolu'ya gelmelerine sebep olmus, bu yolla ülkeye ilk kez yeni bir dil ile birlikte "Yazma, kayit tutma" anlayisi girmistir. Günümüzden 4 bin yil önceki Kanis Kenti'nden tüccarlarin is mektuplari, borç senetleri, çesitli kayitlar ve mahkeme kararlari bulunmustur." "Kanis halki hayvan derisi ile yününü kullanirken ekmek, yag, bal, saman hatta madeni kap üreticiliginde çalisiyor, Asurlu tüccarlarina yün, koyun, çadir, sofra gibi esyalar satiyorlar."
Dergide bir baska yazi da "PLATON (EFLATUN) ve BILGI" üzerinedir. Bu yazi, bilginin olusumu ve kullanimiyla ilgili ve oldukça agir bir yazidir. Bu eski Yunan düsünürü, bilindigi gibi Sokrat'in talebelerindendir. Sokrat ise insanlara soru sormak suretiyle yeni fikirlerin dogmasini saglayan yöntemin (yolun) uygulayicisi olarak taninmistir. Anasi ebe olan Sokrat, "Anam çocuk dogurtur, ben fikir dogurturum" demistir. Ancak Sokrat'in yeni fikirler ortaya çikartmasi eski Atina halkini ve yöneticileri rahatsiz etmis, kendisinden sikayetçi olmuslardir. Bu yüzden Atina yargiçlari tarafindan yargilanan Sokrat suçlu bulunarak, Baldiran Zehiri içmek suretiyle idama mahkum edilmis, cezaevine konmustur. Basta düsünür Eflatun olmak üzere talebeleri onu cezaevinden kaçirmak istemislerdir. Fakat Sokrat kaçmayi, kaçirilmayi reddederek, "BENIM KRITON'A BIR HOROZ BORCUM VAR, ONU ÖDEYIN" demis, Atinali hakimlerin kararina saygili oldugunu söylemistir.
Okumak, ögrenmek ne güzel sey, bir bilseniz.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol