Basit Bir Ev Kazasi 4 Mayis'ta Kirklareli'de

Papagan Organizasyon’un düzenledigi etkinlikler bu sene hem Trakya’yi, hem de ilimiz Kirklareli’yi oldukça memnun etti. Kültür Merkezi’nin oldukça yogun günler geçirdigi bu etkinliklere Mayis ayinda bir yenisi daha ekleniyor.

4 Mayis’ta Kirklareli Kültür Merkezi’nde sahnelenecek olan ‘Basit Bir Ev Kazasi’ adli oyun; “Çok eglenceli bir komedi. Ancak bu oyun sizi güldügünüze de, güleceginizede pisman ediyor. En uçtaki iki duygu gülmek ve aglamak ya da eglenmek ve üzülmek. Annelerimizin lezzetli olsun diye tuzlu kurabiyelere seker koymasi gibi bu oyunun hamurunda da nese ve hüzün beraber kullanilmis.

Yüzünüzde gülümseme ve sol tarafinizda uzun süre etkisini kaybetmeyen bir his ile çikiyorsunuz salondan. Bu oyunda çok iddialiyiz, çok begeneceksiniz.” diyerek tanitiliyor.

Oyun hakkinda

Televizyon ve sinema dünyasinin sevilen oyuncusu Günay Karacaoglu’nun tek kisilik komedisi olan “Basit Bir Ev Kazasi”, Murat Ipek’in yazip yönettigi, hayatinda gerçekler ve hayaller arasinda gelgitler yasayan, aradigi aski bulamamis bir ev kadininin yasadiklarini ve kurdugu hayal dünyasinda mutlulugu arayisini anlatiyor. Oyunda Günay Karacaoglu’nun canlandirdigi “Songül” karakteri her kadinin günlük yasaminda zaman zaman aklindan geçenlere, düslerine, isteklerine dair dile getiremediklerini cesurca dile getiriyor. Kadinlarin, aska, evlilige, aile kavramina ve genel olarak hayata bakisina bir ayna tutuyor. Bunu yaparken kimi zaman güldürüyor, kimi zaman hüzünlendiriyor.

“Basit Bir Ev Kazasi”

Eger kocaniz 15 yildir kapidan hep ayni sekilde giriyor, hep ayni yere çantasini birakip klozetin kapagini 15 yildir açik birakip fermuarini koridorda çekiyorsa, hele birde evliliginizi “Eh! Artik zamanidir…“ diyerek yapmissaniz emin olun siz de ziyan ve zebil olmus kadinlar kulubüne üyesiniz.

Aslinda Songül, hepimiz kadar cesur ayni zamanda hepimiz kadar ürkek. O en az bizim kadar gerçekçiyken, Merzifon saat kulesinin dibinde romantik bir bulusma hayal edecek kadar da ayaklari yerden kesik.

Dogal olarak asksiz bir hayati yasanmis saymayan Songül, savruldugu Brezilya dizilerinden, bizi yazmaya çalistigi romanin kiyilarinda dolastirip, kara mizah bir kahkaha tufanina götürüyor. Onun kendini asma serüveni aslinda yasadigimiz toplumun kendini asma serüveninden de çok farkli degil.

Bu nedenle Songül hayatina bizim için komik bir pencere açarken, ask romaninda “Genç ve güzel kadin kirilan gururunu ve onurunu bir kenara birakip Ispanya’dan Merzifon’a uzanan çileli dans hayatini düsündü.” Hayal ettiklerini hatirladi ve kendi kendine dedi ki. “Artik ben iyi ve muhtesem sevgililer hayal etmeyecegim. Çünkü bu hayaller sonra hayalete dönüsüyor“ demeyi de ihmal etmiyor.

 

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol