BILGININ KAYBOLMASI INSANIN KAYBOLMASI GIBIDIR

Kütüphanemdeki kitaplarimi çok seviyorum. Arada bir tozlarini alirken karistiriyorum. Bir adetim vardir, gazete ve dergilerde okudugum yazilar bendeki kitaplardan birini ilgilendiriyorsa o yaziyi keser, o kitabin içine koyarim. Yine öyle bir sey yapmistim, KADINLARIN BELLEÄzI adli kitabin içine bilgiler koymustum. Bilgi Notlari, Uluslararasi Kadin Kütüphaneleri Sempozyumu Tutanaklarinda yer alan bilgilerin bir baska açidan rakamsal olarak degerlendirilmeleriyle ilgili.
Kadina siddet ve taciz yalniz Türkiye'de olmuyor. Bütün ülkeler de az veya çok, söyle veya böyle olmak üzere, kadina siddet ve taciz vardir. Bu konuda Birlesmis Milletler Teskilati hazirladigi raporu tartismaya açmis, Pekin'de toplanan Uluslararasi Kadin Haklari Toplantisi'nda delegelere dagitilmistir. Ancak ne var ki 290 ülke delegesi bu raporu kabul etmemistir. 29 ülke ise kadina siddet oldugunu kabul etmistir.
Bu toplantida belirlendigine göre kadina siddet hemen hemen her yerde olmaktadir. Azgelismis ve geri kalmis ülkelerde siddet daha çoktur. Kadina siddetin yeri ve zamani yoktur. Kadin her zaman fiziki, cinsel, psikolojik siddete maruzdur. Mesela Singapur ve Taylant'ta bedenlerini satmaya zorlanan genç kadin ve kizlar sorunu vardir. Japonya'da 200 bin Koreli kadin Seks Kölesi olarak kullanilmislardir. Bu kitlesel siddetler daha ziyade savaslar sirasinda olmaktadir. Mesela Bosna-Hersek Savasi sirasinda tecavüze ugrayan kadinlardan 200 bin dolayinda gayrimesru çocuk dogmustur. Irak Savasi'nda 100 bine yakin kadin esini kaybetmis, dul kalmis ve tecavüze ugramistir.
Kadina siddetin bir baska türlüsü daha vardir. Çin'de istenmeyen bebeler, Hindistan'da baslik parasi, kadinin sünnet edilmesi söz konusudur. Bizde ise töre ve kadin üzerinde hakimiyet kurmaktan kaynaklanan cinayetler söz konusudur. Müslüman ülkeler içersinde kadin özgür olmadigi için Afganistan, Hindistan, Pakistan, Somali ve daha birçok Ortadogu ülkesinde siddete ve ikinci sinif insan muamelesine maruzdur. Daha dün Iran'da kadinlarin mühendis olamayacaklarina iliskin fetva çikmistir. 
"Kadinlarin çileli bir hayat merdiveni" vardir derler. Bu çileli merdivene inip binmek nerden ileri geliyor? Erkegin kadinla ilgili gizlenmis cehaletinden mi kaynaklaniyor yoksa Kadin Düsmanligi daha baska nedenlere mi baglidir?
Åzüphesiz egitimsizligin, cehaletin, kontrol edilemeyen bir kaba kuvvetin kadina siddette rolü vardir. Kadinin, erkek ve toplumun, ulusun yarisi oldugu anlasilmis degildir. Düsünsenize, Osmanlilar kadini ancak 1880'li yillardan sonra saymaya baslamistir. Mustafa Kemal Atatürk kadina sosyal, siyasal ve ekonomik haklar verirken, kadin-erkek esitligini saglarken Avrupa'nin birçok ülkesinde kadinlarda bu haklar yoktu. Ancak ne var ki Türk kadininin büyük çogunlugu Cumhuriyetin kendilerine tanidigi haklarin bilgi ve bilincinde degildir. "Kadinlar, Kocam degil mi, severde döverde" diyebilmektedirler.
Görülüyor ki kadinin yaratici, üretken ve dünyayi güzellestiren varligini anlamamis bir dünyada yasiyoruz. Cehaletimiz utanç vericidir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol