BILGI KULLANILMAK VE YENI BILGILER ÜRETMEK IÇINDIR

Egitimin öncelikli amaci insani toplumsal kilmak ve bilgilendirmektir. Insanin toplumsal yapilmasi birlikte yasamaktir ama onun ötesinde toplum içinde faaliyet halinde olmaktir. Ve böylece insan ögrendiklerini uygulamak ve yasamak imkani bulmus olur. Diyelim ki gençler tasima araçlarinda yaslilara yer vermelidirler. Genç insan bunu bir vesileyle ögrenmistir. Ögrendikten sonra sira bilgiyi kullanmaya gelmistir. Bindigimiz herhangi bir tasima aracinda ayakta kalmis varsa yapacagimiz sey ögrendigimiz bilgi dogrultusunda yerimizi yasli insana vermektir. Isveç Krali Güstav bunu yapmistir. Ileri ülkelerde yerimizi yaslilara birakmak insanlik kapsaminda düsünülür. Bunu uygarligin, kültürün bir geregi ve sonucu olarak görürler. Isveç Krali ve Isveçliler demokrat insan olduklarindan bu insanlik kuralina çok dikkat ederler. Orada kral isine toplu tasima araci ile gider. Kitaplardan böyle oldugunu okumustuk. Kral Güstav bindigi halk otobüsünde kucaginda çocuk, elinde valiz olan hanima yerini vermis ve bir tesadüf ayni durakta inmislerdir ve kral hanima evine kadar valizleri tasimaya yardim etmistir. Bu ögrenilmis bir bilginin hayata uygulanmasi anlamina gelir.
Geri toplumlarda genelde durum böyle degildir. Insanlar bilir fakat bildiklerini yapmazlar. Örnegin çöplerin kutulara, bidonlara atilmasini biliriz ama bunu pek yapmayiz, yere atariz. Biliriz ki kirmizi isikta geçilmez, fakat etrafimiza bakariz, kimse yoksa geçmekte sakinca görmeyiz. Oysa kimse olmasa dahi, kural geregince geçmemek, yesil isigin yanmasini beklemek gerekir. Bu nedenle bilen insan kurallara, gerek ve gerçeklere uygun hareket eder. Bildigine uygun hareket etmekten onu hiçbir sey engelleyemez ve bu tip insan yanlisliga mazeret uydurmaz. Nitekim Bosna-Hersek Savasi sirasinda ajanslarin dünyaya geçtikleri bir haberde, "BOSNA-HERSEK de SAVAÅz DEVAM EDIYOR FAKAT INSANLAR HÂLÂ ÇÖPLERINI, SIGARA IZMARITLERINI KUTULARA ATIYORLAR" diyor. Bu bir aliskanlik sonucu olmakla beraber ayni zamanda edindigimiz kültüre, ögrendigimiz bilgiye uygun yasadigimizi gösterir.
Köy Enstitüsünde bir hocamiz, "Ögrendiklerinizi yapin, bilginin hamalligini yapmayin, bilgiyi hayatta, yasaminizda uygulayin" derdi. Bir kez daha tekrar etmek istiyorum, hayatta kullanilmayan bilginin, ders vermeyen tecrübenin hiçbir kiymeti yoktur. Bilgi, bilerek is yapmak içindir. Egitim, ögretim bunun için gereklidir. Ve bundan dolayidir ki ileri ülkeler ilerde olmalarina, kalkinmis, gelismis, refaha erismis olmalarina ragmen egitim süreleri bizden daha uzun, egitime yaptiklari harcamalar bizden daha fazla ve egitimleri, ögrenmeleri ömür boyudur. Hiç unutmam, Istanbul Çapa Egitim Enstitüsü'nde katildigim bir kursta bir yasli bayan ögretmen, "TÜRK INSANI ILK GÜN EDINDIÄzI TECRÜBEYI ÖMÜRBOYU TEKRAR EDEN INSANDIR" demisti. Neden ilk gün edindigi bilgiyle yetinir insan? Okumadigi için. Okumus olsa yeni bilgiler ona isinde gücünde yeni ufuklar açacak, yeni imkanlar getirecektir. Bunun farkinda, bilgi ve bilincinde olmak gerekir. Belki bir gün öyle oluruz. Geriligimizden, ayiplarimizdan, yanlisligimizdan kurtuluruz.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol