Okudugum dergilerden birisi "Bilim ve Ütopya"dir. Ayda bir çikar. Fakat içerigi oldukça zengin ve bilimsel bir dergidir. Dergide bu ay Türklerin Ortaasya'daki konumu öne çikarilmistir. Konu, "Devlet Sürecinin Türkçe'deki Yeri" basligi ile islenmis. Ancak dergide baska konular da büyük ölçüde dikkati çekmektedir. Mesela Özcan Buze, Türkçe'ye ilk çevirilerin Çince'den yapildigini konu edinen bir yazi yazmis.
Türkler, Ortaasya'da iken Çinlilerle iyi geçinmis sayilmazlar. Siksik savasmislardir. Hatta bazi kitaplarda ünlü Çin Seddi'nin Türkler'den korunmak için yapildigi yazilidir. Fakat Çin saraylarinda müzisyen Türklerin müzik yaptiklari da kitaplarda yer almaktadir. Ingiliz Bilim adamlarindan dostum Prof. Dr. Laurence Pircken de Çin'den yazdigi bir mektubunda Türklerin Çin saraylarinda müzik yaptiklarini yazmistir. Bu vesile ile sunu söyleyeyim, Bu Ingiliz bilim adami müzikologtur ve Türk halk çalgilari üzerine yaptigi arastirma dolayisiyla Kirklareli'ne de gelmistir. Kirklareli'nde halk çalgilari üzerine üç günlük bir çalisma yapmistik. Daha sonra kendisi ile 20 yil süren bir mektuplasma dönemimiz oldu. Yazdigi 700 sayfalik kitabinda Kirklareli'ne de yer vermistir. Bu kitap henüz Türkçe’ye çevrilmis degildir.
Bilim ve Ütopya da benim öne çikardigim birkaç yazi daha var. Bunlardan biri Türk siyasal tarih uzamani Prof. Dr. Sina Aksin üzerine Feyziye Özberk'in yazdigi yazidir. Yazar, Sina Aksin’i "Atatürkçü Bir Bilim Adami" olarak tanimladiktan sonra ondan su alintiyi yapmaktadir. "Ben Atatürk'ü bir dahi, gelmis geçmis bütün Türklerin en büyügü olarak degerlendiriyorum. Bati Türklügünün (yani Türkiye Türklügünün) sonu geldiginde Türkleri bu badireden kurtaran önder olarak görüyorum. Ne kadar talihimiz varmis ki böyle bir insan basimiza geçti. Talihsizligimiz ise bir 15 yil daha basimizda kalmamis olmasidir. Atatürk dünya çapinda bir önderdi. Sömürülen halklarin ilham kaynagi oldu. O FILOZOF CUMHURBAÅzKANI idi"
Kemal Kirar ise, "Aydin Olmak Zor Zanaat" baslikli yazisinda aydin insanin tanimini yapmakta, "Aydin olmak zor istir" dedikten sonra günümüzde aydin kavraminin degistigini, onlarda hakikat duygusunun zayifladigini söylemektedir. Aydin kisinin ihanetinden de söz eden yazar, Türk devriminin öncüsü olan aydinlar içinde sunlari söylemektedir: "Cumhuriyetin ilk yillarinda, agir sorumluluklar tasiyan bir anlam bütünlügü vardi, "AYDIN" kavraminda: mesela okumus yazmis, egitim görmüs insanlara yakistiriliyordu sadece " Aydin sifati. Devrimlerin öncüsü olan egitimli, bilgili ve katiyen halka tepeden bakmayan kisilerdi o zamanin "AYDIN" lari. "Yazar, o zaman aydinlara MÜNEVVER dendigini de hatirlatiyor.
Prof. Dr. Melek Dosay Gökdogan ise bilim alaninda yeni bir bilim dalindan söz eden " BILIM TARIHI" yazisinda söyle bir tanimlama yapmaktadir. "Ülkemizde bilim tarihi egitiminden beklenenler, gençlerin dogru bir tarih bilinci olusturmalarini saglamasi ve yine gençlerin ve buna bagli olarak da Türk halkinin saglam bir bilim bilinci gelistirmesini ve böylelikle günlük hayatta karsilasilan çesitli problemlerin çözümlerini bilim disi ya da bilim ötesi yollara sapmadan bilimsel olarak bulmalarini saglamaktadir." Yani Türk insaninda bilimsel zihniyet ve düsüncenin olusmasidir.
"Yeterli bir bilimsel bilgiye sahip olmadan bilimsel metinleri anlamak ve degerlendirmek mümkün degildir. Siyasi tarih söz konusu oldugunda, tarihçi strateji ve taktik bilgisine sahip olmak zorundadir."
Bilim ve Ütopya Dergisi özellikle üniversite hocalari ve ögrencilerinin okuyacaklari, okumalari gereken bir dergi olarak dikkati çekmektedir. Kirklareli'nde saniyorum bu dergiyi okuyan pek yoktur. Fakat tavsiye ederim okumadan, arastirmadan, neden ve niçin üzerinde düsünmeden ne aydin ve nede bilim insani olmak mümkün degildir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol