BIR DIL KONUSULMAZSA ÖLÜR VE KAYBOLUR

Yeryüzünde yüzlerce konusulan dil vardir. Ancak bir o kadar da kaybolan, ölen dil vardir. Ölen veya kaybolan dilleri konusan olmadigi, bu dilleri konusan uluslar kayboldugu için bu diller konusulmuyordur. Tarihte böylesi dil ve ulus ölümleri vardir. Simdi Kirklareli’nin Asagipinar ve Kanligeçit yöresinde sekizbin yil önce yasamis ve Avrupa’nin ilk köyünü kurmus, çiftçiligi ve hayvanciligi ilk defa baslatmis olanlarin kimler oldugunu, dillerinin ne oldugunu biliyor muyuz? Bildigimiz, tarih bunlari tespit etmedigi için biz bu dillere, bu insan gruplarina ya da uluslara ölmüs gözüyle bakiyoruz. Nitekim Kafkas kökenli UBIH DILI’ni yeryüzünde konusan tek kisi olan Bandirma’nin Haci Osman Köyünden TEVFIK ESENÇ 8/10/1992 tarihinde öldügü için bu dil de ölmüstür. Çünkü artik o dili yeryüzünde konusan yoktur.

Tevfik Esenç’i ölümünden birkaç yil önce köyünde tanimis, konusmus bir kimseyim. Bana Ubihça’yi anlatmis, sonra da vesikalik bir fotografini vermisti. Bu nedenle bir dilin ölümünü görmüs olmanin hüznünü yasamisimdir. Tabii bir dilin ölümü onu konusanlarin ölümü demektir. Ancak tarih yaziyor ki bir dil ölüyor ya da kayboluyorsa o dili konusanlar önce vatanlarini, yurtlarini kaybetmisler demektir. UBIH dilini konusanlar Kafkasya’da önce vatanlarini kaybetmisler, sonra göç ve göçmen olmuslar, onlardan bir grup insan da 1860’li yillardan sonra Osmanli topraklarina gelip yerlesmislerdir. Tevfik Esenç onlardan biridir ve kaybolanlarin en sonudur.

Tarihte UBIH DILI daha çok Kafkafya’nin Abhazya bölgesinde konusulmustur. Dogalki buralarda yasayanlar vatanlarini kaybettikleri için dilleri ile birlikte her seylerini kaybetmislerdir. Sözgelimi tarihleri, kültürleri kaybolmustur. Tevfik Esenç’in bu dili bilen tek kisi oldugunu bilen Dilbilginleri gelip onu köyünde ziyaret etmis, Ubih Dili hakkinda bilgi almislardir. Sonra da ögretmen kökenli bir kültür ve bilim adami Bagrat Shinkuba bu ulusun dilleri ile birlikte ölümü kurguladigi bir kitapta anlatmistir. Bu kitap 2000 yilinda “SON UBIH” adiyla Türkçe’ye çevrilmistir. Burada “SON UBIH” Tevfik Esenç’tir.

Tevfik Esençle görüstügümüzde bana Fransiz dilbilimcisi Prof Dr. Dumezil’in Haci Osman Köyüne geldigini, kendisi ile görüstügünü, dönüste Sorbon Üniversitesinde bir UBIH SÖZLÜÄzÜ hazirlayacagini söyledigini nakletmisti. Ancak Ubih Dili Sözlügünün hazirlanip hazirlanmadini bilmiyoruz. Zannediyorum Tevfik Esenç de bu son arzusunu görmemistir.

Kaybolan Ubih Dili üzerinden sunu söylemek istiyorum. Bir ulusun dili onun varligi demektir. Vatan varsa dil de vardir. Dil varsa vatan da vardir. Bu nedenle dünyanin en yaygin bes dilinden biri olan Türkçe’yi yabanci dillerden korumamiz, mümkün oldugunca öztürkçe kelimelerle yazip konusmamiz gerektigini belirtmek istiyorum. Yabanci dillerin sözcükleri ile isyerlerimize isim koymak son derece yanlis ve sakincalidir. Bu bir Dil Kirliligi demektir. Cumhuriyet ilan edildigi vakit Türk Dilinde yer alan 70 bin kelimenin ancak onbini Türkçe idi. Diger sözcükler Arapça, Acemce (Farsça) ve diger dillerden dilimize girmis kelimelerdi. Bundan dolayi Atatürk Dil Devrimi yapmis, “Ülkesinin bagimsizligini kurtaran Türk ulusunun dilinin de bagimsizligini kurtaracaktir” mealinde bir söz söylemis, uyari yapmistir. Bu baglamda ögretmenlere, edebiyatçilara, yazarlara Türk Dilini sevdirmek, yabanci kelimelerden arindirmak için çok görevler düsmektedir.                                                                                  nazifkaracam@gazetetrakya.com        

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol