BİR GRUP ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ İLE SOHBET

Pazartesi günü Kırklareli Üniversitesi’nden bir grup öğrenci evimde beni ziyaret ettiler. Ziyaretlerinin amacı Kırklareli üzerine bilgilenmek ve bu vesileyle ilgilendikleri konular hakkında düşüncelerimi öğrenmek. Bazı tarihi mekân ve olaylar üzerine sorular yönelttiler ama daha çok merak ettikleri üzerinde durdular. Öğrencilerle konuşurken şu husus özellikle dikkatimi çekti. Siyasi sorular sormadılar. Yukarıda da değindiğim gibi ilgi alanlarına ilişkin bilgilenmek istediler, bu konularda düşüncemi söylememi istediler.
Öğrenciler yakın tarih ve çevre ile ilgileri, bilmek istedikleri daha çok Osmanlı Devleti’nin son yıllarında yaptığı savaşları, sonuçları ve bu savaşları yönetmiş komutanları sordular. Bir öğrenci ise daha özel olmak üzere ittihatçı Cemal Paşa'nın kim olduğunu öğrenmek istediğini söyledi. Türk -Yunan Savaşı'nda Trakya'da neler olduğuna ilgi duyduklarını belirttiler. Saksağandere (Kanlı Geçit) olayını merak ettiklerini söylediler. Öğrencilerin soru sormalarından memnun kaldım. Onlara soru sormalarını öğütledim. Soru sormayan insanın cahil olduğunu, cahil insanın öğrenmekle ilgisi bulunmadığını, soruya yanıt vermesi için ısrarlı olmalarını nasihat ettim. Herkes için yararlı olmak üzere belirtmek isterim ki öğrencileri öğrenmeye, soru sormaya her vesile ile teşvik etmemiz gerekir. Eğitim ve öğretimde soru bilgiye ilgi duymak, öğrenmeye yatkın olmak demektir.
Biz suskun insanlarız. Büyüklerimiz bizim konuşmamızı, soru sormamızı istememişlerdir. Okullarda da durum başka türlü değildir. Öğretmenler yerinde duramayan çocuğu oturtur. Çok konuşanı, soru soranı susturur. Bu, evlerde dahi böyledir. Su küçüğün, söz büyüğün derler. Öğrencilerle ilgili bir hususu daha belirtmek istiyorum. Öğrencileri araştırmaya, çevreyi öğrenmeye teşvik etmek gerekir. Birleşmiş Milletler Teşkilatı’ndan UNESCO - "ÇEVRE OKULDUR" SLOGANI İLE YOLA ÇIKMIŞTIR. ÖĞRENCİLERİN ARAŞTIRMALARA Yakın Çevre'den başlamaları eğitim öğretim açısından çok önemlidir. Dünyayı öğrenmeden uzayı öğrenmek olmaz. Demek istediğimiz yetişen kuşaklar Suyu kaynağından İçmeli, Bilginin Kaynağına gitmelidirler. " ve tabii öncelikle kullanacağımız bilgiyi elde etmemiz gerekir.
Yani Amerikan Eğitim Sisteminin temelini oluşturan Pragmatizmi yani FAYDACILIK(Faydacılık çıkarcılık değildir) bilmemiz gerekir. Eğitimde FAYDACILIK araştırmada yararlı bilgiyle meşgul olma anlamına gelir. Yararlı Bilgi, kullanacağımız bilgidir. Görülüyor ki öğrencilere bir takım kavramları, bir takım temel ilkeleri öncelikle öğretmek gerekiyor. Üniversiteli öğrencilerle sohbet ederken bunları düşündüm. Bana gelen öğrenciler bilgi, öğrenmek isteği bağlamında olumlu izlenimler bıraktılar. Her şeyden önce öğrencilerin öğrenmeye hazır olduklarını gözlemledim. Öğrenciler öğrenmeye hazır görünüyorlar. Bu durum öğrenmek için güçlü bir etkendir. Öğrenciyi motive etmek, ilgilendirmek, bilgilendirmek onu öğrenmeye yüreklendirmek demektir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol