BİR MEMLEKETİ, SEVİLEN YAZARLAR DÜNYAYA TANITIR

Sevdiğim şair Atilla İlhan şairliğinin yanında dünya ve Türk tarihinin derinliklerini araştıran sevdiğim bir yazardır. TRT'de güzel programlar yapmıştı. Romanları film olmuştu. Hürriyet gazetesi yazarı Doğan Hızlan'ın edebiyat, kültürel, sanatsal yazılarını okumayı severim. Edebiyatı güçlü olan Rusya, Fransa, Latin Amerika gibi ülkelerin seçkin yazarları dünya ve Türk edebiyatını etkilemiştir.
"An gelir…
Zamanlar değişti
Ayrılık girdi araya
Hicrana düştük bugün
Elde var hüzün."
"Atilla İlhan'ı Yeniden okumak ve düşünmek" köşe yazısında Doğan Hızlan ağabey güzel bir Atilla İlhan yazsı yazmıştı. Cep defterimdeki Elde Var Hüzün şiirinin mısralarını her okuduğumda içimi hüzün kaplar. Şair Atilla İlhan romantik hüznün şairiydi. Bir memleketi sevilen yazarlar, şairler dünyaya tanıtırlar. Atatürk dönemiyle ilgili güzel bir kitabı okurken romantik tarihçilikle ilgili bir başlık ilgimi çekmişti. Bir arkadaşla bazen tarihi olayları, yakın tarihin siyasal sosyal olaylarını konuşurken " Atatürk ümmetten bir millet yarattı. Atatürk laik sosyal bir hukuk devleti kurdu." Diyen arkadaşın amatör olarak tarihe olan ilgisi hoşuma gider. Küçük kağıtlara notlar alır. Kütüphanede benim gibi tarihsel konulu güzel kitapları inceler. İnsanın çocukluğundaki günlerden gelen tarihsel bir gerçekçiliğin yaşama yansımasıdır. Dünya barışını gönülden savunan bir güçlü ülke bulmak zordur. Sömürge olmuş ülkelerin mutluluğu yakalaması için eğitime, kalkınmaya, tarıma, sanayileşmeye önem vermesi önemlidir. Atatürk'ün yaptığı da yurdun kalkınması için pozitif söylemlerle, yatırımlarla yurdumuzu kalkındırmaktır. Savaşlardan yoksul çıkmış umutsuz bir halkın yarını olmalıdır. Halkını seven önderler vardır. Tarih boyunca da olacaktır. Üreterek büyümek, kalkınmak mümkündür. Fotoğraf sanatçısı Özcan Çeltikli'nin 08.07.2015 günü istasyonda açtığı eski Kırklareli fotoğrafları sergisi büyük ilgi çekti. Türkiye Cumhuriyetin kurulmasıyla beraber önemli kalkınma hamleleri yapmıştır. (1939-1945) İkinci Dünya Savaş yıllarında Köy Enstitülerini 17 Nisan 1940 yılında kurmuştur. Türkiye bir tarım ülkesiydi. Sanayi birikimimiz yoktu. Geri bırakılmıştık. Avrupa'dan borç alan Osmanlı devletinin borçları Lozan Barışında alınan bir kararla kağıt para hesabına göre yıllarca ödenmiştir. Emperyalist Avrupa'nın egemen zengin ülkeleri dünyayı sömürgeleştirerek yönetmeye çalışan kibirli insanların yönettiği güçlü, sanayi devrimini yapmış ülkelerdir. Onları ikna etmek yeni Türkiye'nin kurulduğunu onlara kabul ettirmek çok zordu. Tarihi olayları o günkü şartlara göre değerlendirmek gerçekçi bir yaklaşımdır. Fransız yazar Emile Zola' nın "Gerçekçilik" diye bir kitabını geçenlerde inceledim.
" An gelir…
Zamanlar değişti
Ayrılık girdi araya
Hicrana düştük bugün
Elde var hüzün…"
Atilla İlhan'ın sevdalı gönlü aşkın büyülü halini sevenlerdendi. Hicrana düşen, hüznü yaşayan bir alemin insanlarıyız.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol