Osmanli Devleti'nin son yillari savaskan bir neslin tarihe gömüldügü, sag kalanlarin destansi hikayelerini anlatip yazdiklari bir zaman dilimidir. Cepheden cepheye savrulan Osmanli'nin bu son nesli yetisen kusaklara bir vatan birakabilmek için tarihin en büyük savaslarini yapmistir. Onlar kitleler halinde savaslara gittiler fakat geri dönemediler. Balkanlar'da kaldilar, Çanakkale'de sehit oldular, Yemen çöllerinde Arab'in ihanetini gördüler, Kafkasya'da soguktan öldüler, Galiçya'da niye savastiklarini bilmediler, Asya kirlarinda Turan'i aradilar ve ne yazik ki davasi ve kavgasi büyük olan bu neslin hikayesi dörtbasi mamur yazilmadi. Kahramanlar yasadiklari ile tarih oldular.
Kim biliyor Daga çikan Resneli Niyazi'yi? Kim biliyor Mustafa Kemal'in arkadasi Ömer Naci'nin Bagdat Cephesi'nde çarpisirken sehit oldugunu? O, mesrutiyet yillarinda Kirklareli Milletvekili idi. Balkan Savasi'nda Poyrali'da sehit düsen Cezayirli Binbasi Musa'nin adini tasiyan MUSABIN TEPESI'nin hikayesini yazan var midir? "BIR NESLIN DRAMI" kitabini yazan Yarbay Hüsamettin Tugaç'i kim okudu? Mustafa Kemal ATATÜRK bir konusmasinda Osmanli'nin bu son neslini savaslarin bitirip tükettigini söylemistir.
Tarihimizin kaydettigi Osmanli'nin son savaslari 1877'den 1922'ye kadar fasilalarla devam etmistir. Osmanli-Rus, Türk-Bulgar, Cezayir'de Italyan Savasi, Çanakkale'de Ingiliz-Fransiz muharebeleri, Galiçya'da, Kafkasya'da, Bagdat, Basra, Åzam ve Yemen Çölleri'nde Ingiliz, Arap birligine karsi yapilan savaslar ve nihayet Türk-Yunan Savasi, ki bütün bu savaslar ve düsmanlar Osmanli'yi ve Türklügü bitirmek, vatansiz birakmak için yapilmistir. O zaman savaslar Toprak Savasi idi. Bugün savaslarin rengi, yönü, hedefi degismistir.
Yemen Türküsü'nü, Çanakkale'yi, Tuna'yi bilirsiniz. Bunlar yaptigimiz savaslarin halk dilinde yankilanmasidir. Biz 1960'li yillarda bu savaslara katilmis, yedi cephede düsmanla çarpismis, 400'e yakin savas kahramani ile görüstük. Resmi tespitlere göre bu savaslara katilmis onbinlerce askerden 1969 yilinda sag kalan bizim tespit ettiklerimizdi. Onlar vatani vazifelerini yapmislar, sag kaldiklari için köylerine, kasabalarina dönmüslerdi. Ama hepsinin bir acikli hikayesi vardi. Aklin almayacagi sartlarda savasmislar, aklin almayacagi olaylar yasamislardir. Her biri kahramanligin anit insanlariydi. Hiçbirinin savasmis olmaktan dolayi sikayeti yoktu. "Savasan insana gidecek yol, içecek su, yiyecek ekmek yeterli" diyorlardi. Bunlarin yoklugunu yasadiklarini anlatiyorlardi.
Bizim çocuklugumuzda ve gençligimizde kahramanlik hikayeleri bitmiyordu. Gazeteler, radyolar mutlaka bunlardan söz ediyorlardi. Halkin ruhu diri tutulmaya çalisiliyordu. Artik savas kahramanlarina degil, demokrasi kahramanlarina anit dikiliyor, türbeler yapiliyor. Yarin bu demokrasi kahramanlarina mumlar yakacaklar çikacaktir. Onlar için menkibeler, masallar yazilip anlatilacaktir. Ancak ne var ki tarih demokrasi kahramanlarini degil, savas ve vatan kahramanlarini anlatiyor.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol