BİR ZAMANLAR KIRKLARELİ'NDE YEŞİLAY VARDI

Şimdiki kuşaklar bir zamanlar Kırklareli'nde YEŞİLAY DERNEĞİ olduğunu, büyük etkinliklerle kendinden söz ettirdiğini bilmezler. Hatırlayanlar varsa çok az olduğunu sanıyorum. Geçen gün eski Yeşilaycı terzi Hüseyin Tuna ile bu Yeşilay'ı konuştuk.
YEŞİLAY, içki ile mücadeleyi hedeflemiş bir dernektir. Kızılay'a paralel olarak kurulmuştur. Bu derneğin Kırklareli Şubesini kuran İBRAHİM SERÜVEN adlı bir berber olmuştur. Ben öyle biliyorum. 1948 yılında Kırklareli'ne öğretmen olarak geldiğimde ilk tanıdığım insan da o olmuştur. Parka karşı, Pastahanelerin olduğu yerde berber dükkanı vardı. Dini bütün bir insandı. Onun isteği üzerine YEŞİLAYCI olmuştum. O sıralar bu dernek çok faaldi. Genel Başkan Vecihi Divitçi idi. Çok seçkin üyeleri vardı. Yeşilay'da saz söz zenginliği vardı. Hüseyin Tuna da aynı şeyi söylüyor.
Hüseyin Tuna sosyal bir insan. 56 yıldan beri terzilik yapıyor. Bu 56 yılın 47 yılı kendi dükkanında geçiyor. Şu an Terziler Cemiyeti yönetiminde bulunuyor. 12 yıldan beri Yönetim Kurulunda vazife yapıyor. İlkokulu Ziyagökalp Okulunda okumuş, Eşim Sabahat Karaçam öğretmeni imiş. Hüseyin Tuna 18 yıl da Yeşilay Cemiyetinin muhasebesini tutmuş. Yeşilay'daki çalışmaları anlatırken arkadaşlarını da anıp söylemeyi unutmuyor. Cevat Rodoplu'yu, Ahmet Ay'ı, Semih Tuna'yı, Kara Bayram'ı anmadan geçmiyor. Terzilik mesleğinin de artık ömrünü tamamladığına işaret ediyor. Bugün yaptıkları işin Parça İşler olduğuna vurgu yapıyor. Yetmiş yaşına merdiven dayadığını açıklayan Hüseyin Tuna terziliğin sınırsız, mesai yapmayı gerektirdiğini yani, zamana bağlı olmayan bir meslek olduğunu, iğne ucu ile para kazanmanın yıpratıcı bir iş olduğuna vurgu yaptı. Hüseyin Tuna, öyle veya böyle işin sonuna gelindiğini söylüyor.
Gördüğüm kadarı ile Hüseyin Tuna Bir Vefa İnsanı. Arkadaşları ile çektirdiği fotoğrafları defterler arasında bulup çıkarıyor, hatırladıklarını anlatmaya, tanıtmaya çalışıyor. İnsan fotoğraflara baktığında çok şeyin gerilerde kaldığını görüp anlıyor. Fotoğraflarda tarih olmadığı için zamanı yıl olarak söylemek zor. Hüseyin Tuna fotoğraflardaki arkadaşlarına bakınca ne düşünüyor onu bilmiyorum ama ben köprülerin altından çok suların aktığını anlıyorum. Ancak Hüseyin Tuna geçmişte kalan çalışma arkadaşlarını anarken hüzünlenir gibi oluyor. Kolay değil tabii yılları devirmek, yokuştan aşağı inmek, geriye bakıp kimseyi görememek. Hayatın acı tarafı budur. Onun için insan hayatın dışında kaldığında hatıralarına sarılır. Çünkü insan hatıralarda yaşar.
Hüseyin Tuna'ya arada bir giderim. Kırklareli Spor Başkanı olduğumda takımda başarılı futbol oynayan Ali'yi orada görünce seviniyorum. Başkanlığımın acı tatlı taraflarını hatırlıyorum. İnsan unutmaya mahkumdur derler ama unutmak kolay olmuyor. Hüseyin
Tuna konuştukça ben sanki geçmişte yaşıyor gibi oluyorum.
Ne diyeyim. Hüseyin Tuna iyi bir Cumhuriyet yurttaşı. Vergisinde algısında, Bağkur'unda hep teşekkür belgeleri, yazıları almış. Onları torunlarına saklıyor olmalıdır. Mütevazi insanın mütevazi sevinç ve gurur belgeleri. Hüseyin Tuna'ya uzun ömürler dilerim.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol