Yeni kusaklar “Toprak Bayrami” yapildigini, ekonomik alanda ve anlamda HALK SEKTÖRÜ oldugunu, bunlar üzerine politikalar üretildigini bilmezler. Oysa TOPRAK BAYRAMI, Toprak Sevgisi ve Toprak Reformu için yapiliyordu. Cumhuriyet güçlü bir HALK SEKTÖRÜ yaratmayi hedeflemisti.
Cumhuriyeti kuranlar, basta Atatürk olmak üzere, Türkiye’de agalarin, asiret reislerinin elinde bulunan ve üzerinde köylerinde oldugu arazilerin topraksiz insanlara dagitilmasi için Toprak Reformu yapilmasini öngörmüsler, buna zaruret oldugunu söyleyip durmuslardir. Bu ülkede tarim sorunu maalesef Atatürk zamaninda gerçeklesmemis, yasa ancak 1945 yilinda çikarilabilmistir. Toprak Reformu için ulusal bütçeye bastan beri her yil para kondugu, Toprak Bayrami yapilmaya baslandigi, okullarda Çiftçi Marslari söylendigi halde bu mümkün olmamistir. Daha sonraki yillarda ise Toprak Reformu yoksa Tarim Reformu tartismasi çikmis, ulusal bütçeye bu maksatla konan para bir milyon liraya düsmüstür. Fakat yine de 1950 de Toprak Reformu Yasasi uyarinca topraksiz çiftçiye Toprak Agalari’ndan degil ama devletin arazisinden biraz olsun toprak dagitimi yapilmistir.
Ancak Toprak Reformu Yasasinda yer alan hükümler geregince topraksiz çiftçilere verilmesi öngörülen araç gereçler verilmemistir. Bu yüzden toprak verilen çiftçiler topraklarini agalara satmak zorunda kalmislardir. Kisaca Toprak Reformu yapilmamis, yozlastirilmis, çok partili hayata geçildikten sonra Toprak Agalarinin kurdugu Demokrat Partili yillarda da bu uygulama rafa kaldirilmistir. 1973 yilinda çikarilan “Toprak ve Tarim Reformu” da bir Il hariç, hiçbir yerde uygulanmamistir. Bütçeye konan Toprak Reformu maddesi kaldirilmis, Toprak Bayrami da tarihe karismistir. Bugün Dogu ve Güneydogu Anadolu’da yasanan sorunlarin temelinde ihmal edilen bu Toprak Reformu yatmaktadir. Bu baglamda isin anlasilmayan tarafi da milyonlarca topraksiz köylü, asiret sultasi altindaki insanlar Toprak Reformu yapmayan sag iktidarlara oy vermis, destek olmuslardir.
Tabii yapilmayan Toprak Reformu yüzünden güçlü bir Halk Sektörü de yaratilamamistir. Oysa Ecevit’in Basbakan oldugu 1970’li yillarda Halk Sektörü ile ilgili yogun çalismalar, toplantilar, seminerler yapilmis, kitaplar basilmis ve sonuçta bütün bunlar çiftçiyi, köylüyü oyalamaktan, umut vermekten, oyunu almaktan öte gitmemistir. Bunun sonucu olarak bugün Türkiye’de çiftçi bitmis, tarim çökmüstür. Bundan bir süre önce Türkiye disardan bir milyon ton bugday, bir milyon ton ham çiçek yagi ithal etmistir. Bu vesileyle nohut ve mercimek gibi bazi tarimsal ürünlerin de disardan geldigini söylememiz gerekir.
Çok partili hayatta görülüp anlasilmistir ki bizim politikaci esnafinda sorunlarin stratejik olanlarini öne alip çözme gibi bir öngörü yoktur. Sorunlari savsaklamak, ertelemek, sorun yaratmak bizim politik anlayisimizda vardir. Sunca topraksiz insanlari köylerde birakmak, sonrada bunlarin is aramak için kentlere gelmelerine yol açmak, Gecekondulasmaya sebebiyet vermek, varoslar olusturmak, açikça söylemek gerekirse basarisiz bir yönetim biçimidir. Bu yüzden agirlasan sorunlarin çözümü için sonradan agir faturalar ödenmekte, toplumda gereksiz gerginlikler olmaktadir. Toprak Reformu, Toprak ve Tarim Reformu yapilsaydi, güçlü bir Halk Sektörü yaratilmasina çalisilsaydi, buna özen gösterilseydi fena mi olurdu? Bu baglamda halk Seçim Sandigi’ni sorunlarin çözümü için ne zaman kullanacak bilmiyorum. Oysa Sandigin Gücü buna vardir. Fakat herseyi neden seçtigimizi, neden seçmedigimizi bilmemize baglidir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol