"BİRİNE BİR BALIK VERSEN-DOYAR BİR DEFA BALIK TUTMAYI ÖĞRET, DOYSUN ÖMÜR BOYUNCA"

1968 yılında Fransa'da gazeteci yazar J. J. Servan Schreiber arka arkaya iki kitap çıkardı. Türkçe'ye çevrilen bu kitaplardan birinin adı "AMERİKA MEYDAN OKUYOR", diğerinin ise "BİR TOPLUMUN UYANIŞI" idi. Kitaplar Türkiye'de Sander Kitapevi tarafından basılıp yayınlanmıştı. Kitapların 1968 Gençlik Hareketi'ne bağlı olarak yazılıp çıkarıldığı basında yer almıştı.
Bu kitapların yayınlanmaları ile birlikte dünyada ve Türkiye'de büyük ilgi gördü. Gazeteler bu ilgi üzerine kitapları, kendi yayın organlarında uzman yazar ve bilim insanları tarafından değerlendirmeye aldılar. 1968 yılının 8. ayının birinde aldığım bu kitapları Milliyet gazetesinden Prof. Dr. Mümtaz Soysal, Prof. Dr. Besim Üstünel, iş adamı Şahap Kocatopçu izlemeye ve değerlendirmeye aldılar. Çünkü kitaplardaki fikirler, görüşler, yorumlar büyük fırtına yaratmıştı. Çünkü "AMERİKA'NIN DÜNYAYA MEYDAN OKUDUĞU" "BİR TOPLUMUN UYANDIĞI" ileri sürülüyordu. Amerika niçin, neden meydan okuyordu? Bir toplum nasıl uyandırılmıştı? Dünya bu soruları tartışıyordu. Dünya basını önce kitapların yazarı olan gazeteciyi ele almıştı. Çünkü bu gazeteci yazar İkinci Dünya Savaşı'nda Hür Fransız Kuvvetleri'ne katılıp, savaşmıştı. Savaşta diplomatik hüviyet taşıyan gazeteci idi. 1943 yılında savaşı izliyordu. O sıra savaş makinesi bütün hızı ve korkunçluğu ile dönüyordu.
İkinci Dünya Savaşı'nda Amerika Almanya'ya karşı, Avrupa ile beraberdi. Ancak Avrupa'nın savaşa tam hazır olmadığı görüldü. İtalya'nın Dalmaçya kıyılarından Avrupa'ya çıkacak 1,5-2 milyona yakın mevcudu olan ordunun başında Amerikan generalleri vardı. Amerika, Avrupa'yı kurtarıyordu. "Amerika Meydan Okuyor" kitabı bu olayı anlatıyor, Avrupa'nın yardımına koşmuş, savaşta yanıp yıkılmış Avrupalı'ya yardımı başlamıştı. Uygar Avrupa'nın, Amerika'nın yardımına itiraz edecek hali yoktu. Ancak karnı tok, tuzu kuru çevreler Amerika'nın bu yardım biçimine itiraz ediyorlardı. İnsanlara bir defa balık verirsen karınlarını bir defa doyurmuş olursun. Avrupalı'ya balık tutmayı öğretirsen ömür boyu karnı doymuş olur." demek istiyorlardı. Yardımın şekli için 2500 yıl önce yaşamış Çinli şair KUAN TZU'n şu şiirini dile getiriyorlardı:
"Bir yıl sonrasıysa düşündüğün, tohum ek.
Ağaç dik, on yıl sonrasıysa tasarladığın,
Ama düşünüyorsan yüzyıl ötesini, halkı eğit o zaman,
Bir kez tohum ekersen, bir kez ürün alırsın.
Bir kez ağaç dikersen, on kez ürün alırsın."
Ancak Çinli şair gelişmeye, kalkınmaya, ilerlemenin yolunu aydınlatmaya, bu söylediklerini yeterli bulmayıp şu meşhur formülü ekliyordu:
"BİRİNE BİR BALIK VERSEN, KARNI DOYAR BİR DEFA
BALIK TUTMAYI ÖĞRET, DOYSUN ÖMÜR BOYUNCA."
Amerika savaş sonrası yardım olarak Türkiye dahil, Avrupa ülkelerine meşhur (Marşal) Yardımı ile eski savaş malzemelerini, yaşı dolmuş savaş gemilerini, eskimiş harp malzemelerini veriyordu. Bunları da şartlı veriyordu. Harp malzemelerini, Amerika izin vermedikçe kullanamayacağımız şartı vardı. Nitekim Türkiye, Kıbrıs Barış Hareketi sırasında bazı savaş malzemelerini izin almadan kullandığı için harekâttan sonra Amerika Türkiye'ye Silah Ambargosu uygulamaya başladı. Bu yüzden Türkiye büyük sıkıntılara girdi. Bu nedenle kendi silahımızı kendimizin yapması kararı alındı. 1970'li yıllardan beri Türkiye Çinli şairin dediğini yapıyor. Balığı tutmayı öğrendiği için bazı askeri ihtiyaçlarını kendisi imal ediyor. Bu gerçeği, bu formülü halka da bir öğretebilsek çok şeyi halletmiş olacağız. Balık tutmayı öğrenmiş olmak, başkalarının vereceklerine ihtiyaç yok demektir. Ancak bunu yapabilmek halkın eğitilmesine bağlıdır. Bilmem anlatabildik mi?

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol