"Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var" diyorlar. Doğrudur. Mesela bendeniz 2-3 kitabı çalışma masamın bir ucunda tutar, okuma ihtiyacı duyduğum zaman birini alır, onu bırakır öbürünü okurum. Gece uykuya yatmadan önce bir başka kitap okurum. Bu şekilde okuma, konuları, yazarları itibariyle ilgimi çeker, okumaya bıkkınlık duymam. Şuan öncelikli olarak "İnsanlığın Tarihi" adlı kitabı okuyorum. Kitaba bir anlamda İNSANLIĞIN ROMANI da denebilir. Andre Ribard yazmış. Harika bir İNSANLIK TARİHİ. Büyük ilgimi çekti. Okuduktan sonra kitabı Sayın Valimiz Esengül Civelek'e armağan edeceğim. Çünkü kendileri şu an Kırklareli bürokratları içinde en çok okuyan biridir.
"Doğa ve insanın ilk defa karşılaştığı dönemden günümüze kadar uzanan bütün insanlığın tarihini kapsayan bu dev eser, türünün tartışmasız en yetkin kaynak kitabıdır. Yazar Ribard tarihin akışının toplumların içindeki çelişkilerden doğduğu gerçeğini hiçbir zaman gözden kaçırmadan, tarihi usta kalemiyle bir roman akıcılığıyla anlatmasını bilmiştir. Batılı eleştirmenler Ribard'ın, "İNSANLIĞIN TARİHİ"nin kolay kolay aşılamaz bir tarih şaheseri olduğu görüşünde birleşmektedirler."
Ne yazık ki kitap 1974 yılında Türkçeye çevrilmiş, fakat bir cilt çıkmıştır. Türkçeye çevrilmeye ikinci cilt okumayan bir topluma kurban edilmiştir.
Okuduğum ikinci kitap "ORTADOĞU'NUN KALKINMA MESELELERİ" adını taşıyor ki bir anlamda güncel sayılır. Kiel Üniversitesi Dünya İktisat Enstitüsü yayını olarak 1962 yılında çıkmış, Türkçeye çevrilmiş, İş Bankası yayını.
Kitap, Ortadoğu'nun nasıl bir coğrafya bölgesi olduğu sorusu ile başlıyor ve Ortadoğu konusuna giriş yapılıyor. Ön sözde dünya ekonomisi ve siyaseti bakımından gittikçe önemi artan Ortadoğu vurgusu yapıldıktan sonra deniyor ki "ORTADOĞU DÜNYA TARİHİ VE SİYASETİNİN BAŞLICA TEHLİKELİ BÖLGELERİNDEN BİRİ" olduğu söyleniyor. Siyasi, iktisadi ve sosyal sorunların bunalıma yol açtığına dikkat çekiliyor, Ortadoğu Bölgesinin coğrafi durumu ile iklim şartları anlatılıyor, Ortadoğu'nun kalkınmasının güçlükleri anlatılıyor. Ortadoğu'da Tarım, Sanayi ve Sulama sorunları ele alınıyor, nüfusun giderek arttığına dikkat çekiliyor.
Gece yatarken okuduğum kitabı öğrenmek isterseniz o kitabın Atatürk, Kurtuluş Savaşı ve Yapılan Devrimler, Yeni Türkiye Hikayesi olduğunu söylemek doğru olur. Kitabın asıl adı, "TÜRKİYE'NİN YENİDEN DOĞUŞU" Amerikalı bir kadın gazeteci yazmış, Türkiye'de 2003 yılında yayınlanmış, Yazar bu Türkiye'nin bazı gerçeklerine parmak basıyor, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkıntıları üzerine kurulan Yeni Türkiye'yi anlatıyor. Kitaptan okuduğum sorunlar ve gerçekler uykumu kaçırıyor ama kitabın anlattıkları ile uyumaya özen gösteriyorum. Zannetmeyin ki kendimi reklam ediyorum. Benim ona ihtiyacım yok. Gerçeği anlatıyorum. Kendime özgü bir okuma şekli. Türkiye'de ve dünyada çeşit çeşit okuma şekilleri ve yerler vardır. Tuvalette kitap okuyanlar, yazı yazanlar çoktur. Kim nasıl rahat ediyorsa öyle okusun. Yeterki okusun. Okumayanlar bu ülkeye ne getirecek, ne götüreceklerdir, bilmek lazım. Onun için bırakalım insanlar ne okurlarsa okusunlar. Düşünmedikleri, fikir yapmadıkları müddetçe okumanın kimseye zararı yoktur. Bizimkiler yurttaşların okumalarından korkuyorlar. Yanılıyorlar. Bilmiyorlar ki 80 milyona merdiven dayamış bir ülke nüfusu içinde 3 milyon insan okumuş, okuyanları parmakla gösterecek kadar az demektir. Türkiye'nin karanlığı, çözülemeyen sorunları burada işte. Düşünsenize.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol